Diyarbakır merkez Sur ilçesindeki hendek-barikat operasyonları sırasında yaşamını yitiren ve kemikleri bir kutu içerisinde yedi yıl sonra ailesine teslim edilen Hakan Arslan’ın babası Ali Rıza Arslan, 28 yaşındaki oğlunun kemiklerinin bu şekilde teslim edilmesine isyan etti. Medyascope’a konuşan Baba Arslan, “Yedi yıldır yaşadığımız acıların en büyüğünü dün cenazeyi alırken yaşadık. ‘Al oğlunun cenazesi’ denilerek bana bir kutu teslim edildi. 28 yaşındaki bir gencin cenazesinin kutu içerisinde ailesine teslim edilebileceği hangi kitapta yazıyor?” dedi.
Diyarbakır Adliyesinde dün kendisine kutu içerisinde teslim edilen 28 yaşındaki oğlu Hakan Arslan’ın kemiklerini götürüp defneden ve taziye kuran baba Ali Rıza Arslan, yaşananları Medyascope’a anlattı. Oğlunun askerliğini yaptığını ve Sur’daki çatışmalar sırasında hayatını kaybettiğini öğrendiklerini söyleyen Arslan, “Biz aile olarak yedi yıldır büyük acılar yaşadık. Oğlumuzun cenazesini önce bulamadık, sonra ise bir kutu içerisinde teslim aldık. Yedi yıldır yaşadığımız acıların en büyüğünü dün cenazeyi alırken yaşadık. 28 yaşındaki bir gencin cenazesinin kutu içerisinde ailesine teslim edilebileceği hangi kitapta yazıyor? ‘Al oğlunun cenazesi’ denilerek bana bir kutu teslim edildi. Allah’ın verdiği güç ile zor dayandım ve ayakta kaldım. Şu anda taziye kurduk ve taziyeleri kabul ederek yasımızı tutuyoruz” diye konuştu.
“Savcı, vicdani olarak düşünmediği için cenazeyi adli emanetmiş gibi teslim etmiş”
Ailenin avukatı Ferhat Işık ise, Hakan Arslan’ı ailesinin uzun süre aradığını hatta bir iki kez cenazesini bulmak için kazı yapıldığını ancak sonuç alınamadığını söyledi. Işık, “2021 yılında bir gazetede çıkan haber üzerine aile savcılığa başvurdu ve DNA testi için kan örnekleri alındı. Cenazenin Hakan Arslan’a ait olduğu yaklaşık 11 ay önce kesinleşti. Ancak, İstanbul Adli Tıp Kurumu ile işlemler nedeniyle aileye dün teslim edildi. Kemiklerin kutuya konularak aileye teslim edilmesi, insanî ve vicdanî değildir. Mevzuatta yazılmayabilir ama 28 yaşındaki bir gencin kemikleri bir kutuya konularak ailesine bu şekilde teslim edilemez. Savcı işin vicdani boyutunu düşünmediği için cenazeyi aileye adlî emanetmiş gibi teslim etmiş. Diyarbakır Barosu zaten savcı hakkında HSK’ya şikayette bulundu. Ailenin talebi olması halinde savcı hakkında kişinin hatırasına hakaretten suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu.
