AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Diyarbakır’daki basın toplantısında Medyascope muhabiri Ferit Aslan’ın “genel af ya da infaz düzenlemesi”, “Musa Anter davasındaki zamanaşımı” ve “mahkemenin Tahir Elçi davasında Ahmet Davutoğlu’nu dinlemekten vazgeçmesi” ile ilgili sorularını yanıtladı.
Gündemlerinde genel af ve infaz düzenlemesinin söz konusu olmadığını net olarak belirten Hayati Yazıcı, Tahir Elçi davasına ilişkin ise devam eden bir yargılama konusunda konuşmak istemediğini söyledi. Yazıcı, Musa Anter davasının zamanaşımından düşürülmesiyle ilgili ise “Mahkeme dosyadaki koşullara bağlı karar vermiştir. Koşullar hakkında bilgi sahibi değilim. Doğrudur, yanlıştır diye bir şey demem mümkün değil ama beklentim şu: İnşallah doğru yapmışlardır” dedi.
“Vatanımız birdir ve tektir”
AKP Diyarbakır İl Başkanlığı’nın “2023’e Doğru Şehir Buluşmaları” programı kapsamında AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, bölge milletvekilleri ve bazı MYK üyeleri il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Yazıcı, Diyarbakır ile gönül köprülerini hep açık tutmaya çalıştıklarını belirterek, “Vatanımız birdir ve tektir. Milletin hukukunu korumak ve hayat standardını yükseltmek için yürüyüşümüzü sürdürüyoruz” dedi. Sosyal ve siyasal alanda muazzam bir “temizlik gerçekleştirdiklerini, vesayetçi yapıları millete dayanarak bir bir ortadan kaldırdıklarını” savunan Yazıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“HDP kendisini bu ilişkiden arındırmadıkça…”
“Bölgeyi dikkate aldığımızda, devlete bela olmuş vesayeti temizledik. Demokratikleşmenin önünü açtık. Terör örgütünün etnik köken vurgusu yapmak suretiyle hareketin temelini kullandığı argümanları ortadan kaldırdık. Bugün terör örgütü bir siyasi parti üzerinde bir anlamda vesayetçi bir etki uygulamaktadır. HDP, bu bağlantıyı ve ilişkiyi kendisi ile arındırmadıkça Türkiye’nin belli sorunlarının aşınması konusunda engel olduğu gözlenmektedir. En donanımlı kadro AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır.”
“Hayat pahalılığının farkındayız”
“Her şeyi çözdük demiyoruz ama 20 yıldır el atmadığımız gündem konusu yapmadığımız hizmet alanları kalmadı. Hayat pahalılığının farkındayız. Türkiye’nin hiçbir sorununu kapı arkası bırakmadık, halının dibine terk etmedik. Enflasyon dediğimiz azgın bela ile mücadele için gerekli önlemler alınıyor. Satın alma güçleri düşen vatandaşlarımıza da ek ücret ilavesi ile destek oluyoruz. En büyük zenginliğimiz kardeşliğimizdir. Onu ölçecek hiçbir parasal değer yoktur. Bunu hep zinde tutalım, birlikte doğru yolda yürüyelim.”
“Yargılaması devam eden dosyalar üzerinde konuşmaktan kaçınırım”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Daha sonra soruları yanıtlayan Yazıcı, Medyascope muhabiri Ferit Aslan’ın “genel af ya da infaz düzenlemesi”, “Musa Anter davasındaki zamanaşımı” ve “mahkemenin Tahir Elçi davasında Ahmet Davutoğlu’nun dinlemekten vazgeçmesi” ile ilgili sorularını yanıtladı.
Yazıcı, “Bir af ya da infaz düzenlemesi söz konusu değil, net” derken Tahir Elçi davasında mahkemenin, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu dinlemekten vazgeçmesi ve bu karara gösterilen tepkiler için ise şunları söyledi: “Yargılaması devam eden dosyalar üzerinde, beni izliyorsanız ve takip ediyorsanız mümkün ölçüde özenle konuşmaktan kaçınırım. Çünkü yargılaması devam eden davalarla ilgili lehte olsun aleyhte olsun konuşmak yargıyı etkilemek sonucu doğurabilir.”
“Vicdanlarını bir yana bırakarak karar veriyorlarsa bu iş bitmiş demektir”
Yazıcı, Musa Anter davasının zamanaşımından düşürülmesi ile ilgili sorumuzu ise şöyle yanıtladı: “Sözünü ettiğiniz dosya ile ilgili zamanaşımından düşme kararı verilmesi dosyadaki koşullara bağlıdır. Ben o koşullar hakkında bilgi sahibi değilim. Bu bakımdan doğrudur, yanlıştır bir şey demem mümkün değildir. Ama beklentim şu: İnşallah doğru yapmışlardır. Yargılama bilimlerinin ve yargı erki içinde görev yapan hâkim ve savcılarımızın, istisnası olabilir, vicdanlarını bir yana bırakarak şu veya bu saikle karar verdikleri ya da verecekleri kanaatinde hiçbir zaman olmadım. Öyle bir şey olursa bu iş bitmiştir demektir.”
