Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hızlı ve Kısa Yorum (60): Erdoğan’ın devşirme merakı ve Metin Feyzioğlu olayı

Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçiler Kararnamesi’ni yayımladı.

Eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Lefkoşa Büyükelçiliğine atandı.

Ruşen Çakır, Hızlı ve Kısa Yorum‘da değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler. Bir zamanların en önde gelen muhâliflerinden, ulusalcı çıkışlarıyla bilinen ve Erdoğan karşıtlığıyla bilinen eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu, sonunda KKTC’ye büyükelçi oldu, oraya büyükelçi olarak atandı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından. Çok da şaşırmadık; çünkü Feyzioğlu bir süredir çizgisini alenî bir şekilde değiştirmişti. Ama bu da son noktası oldu. Bir anlamda ödüllendirildi. 

Evet, Feyzioğlu, Erdoğan’ın devşirdiği, rakip saflardan, karşı mahalleden devşirdiği bir isim olarak, son isim olarak kayıtlara geçti. Ama ilk isim değil. Bundan sonrası da gelebilir. En son olarak Sedat Peker’in ortaya çıkardığı birtakım yolsuzluk iddialarında adı geçen iki kişi; istifâ eden ve görevden alınan –birisi görevden alındı, birisi istifâ etti– Korkmaz Karaca ve Serkan Taranoğlu da Erdoğan’ın devşirmeleriydi. Başka isimler de var. Meselâ ilk aklıma gelen, yine Viyana’ya büyükelçi olarak atanan Ozan Ceyhun var — ki kendisini lise yıllarından, sol hareketten tanırım. Ünlü yazar Demirtaş Ceyhun’un oğludur. O da Almanya’da Yeşiller Partisi, sonra Sosyal Demokrat Parti’den AKP’ye ve Erdoğan’ın Viyana Büyükelçiliği’ne kadar terfî etti.

Burada birçok soru var akla gelen. Bu olay sâdece bir saf değiştirme olayı mı? İnsanlar niye saf değiştirirler? Niye daha sonra Cumhurbaşkanı tarafından böyle ödüllendirilirler? Bakıldığı zaman, meselâ bir Feyzioğlu’nun ya da Ozan Ceyhun’un ya da diyelim ki Ağrı’ya belediye başkanı olan Savcı Sayan’ın, buralara lâyık isimler olduğu yolunda çok ciddî şüpheler var. Örneğin hiçbirisi diplomat değil, ya da Savcı Sayan da bir belediye başkanı olarak çok düşünülecek birisi değildi. Başka isimler de kezâ öyle. Yani bir şeyleri hak ettikleri için, o yeri hak ettikleri için değil; Erdoğan tarafından benimsendikleri için atanıyorlar ve bu isimlerin hiçbirisi de Erdoğan’a atfedilen o İslâmcı siyâsetçi profiline uymuyor, İslâmî hareketten gelmiyorlar. Hattâ dinle ilişkileri insanların en son aklına gelen hususlardan birisi. 

Erdoğan bunları kullanıyor. Çünkü karşı mahallede bir gedik açabildiğini gösteriyor, birincisi bu. Ama bir başkası da, kendi mahallesinde belki de buralara atamaya uygun isim görmüyor ya da bu kişilere güvendiği kadar güvenmiyor. Çünkü bu kişilerin artık kendi ayakları üzerinde durabilecek bir güçleri yok. Yani özgül ağırlıkları yok. Kendi mahallesindeki birtakım isimlerin belli ölçülerde özgül ağırlıkları olabilir. Bu kişiler artık tamâmen Erdoğan’a bağımlı kişiler. O olmadan yoklar. O istemediği zaman ânında yerlerini kaybedecek kişiler. Bu da Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nin bir türevi olarak karşımıza çıkıyor. 

İlk defa olan bir şey değil. Erdoğan, AKP Genel Başkanı olduğundan beri bu tür kişilerle çalıştı. Onları önemli yerlere getirdi. Meselâ 17/25 Aralık’ta adı geçen bakanların, Erdoğan Bayraktar dışında hiçbirisi Millî Görüş Hareketi’nden gelmemişti. Erdoğan tarafından değişik zamanlarda devşirilmiş kişilerdi. Yani bunları istediği yerlerde kullanmak daha kolayına geliyor. 

Tabiî burada çok da önemli bir soru var; meselâ Metin Feyzioğlu olayında. Barolar Birliği Başkanı’yken o kadar sert çıkışlar yaparken, acaba gerçekten onları inanarak mı yapıyordu, yoksa bir anlaşma gereği mi yapıyordu? Yani bir çizgiden bir diğer çizgiye mi geçti, yoksa hep aynı çizgideydi ve o çizginin değişik görevlendirmelerini mi yerine getiriyordu? Bu soruları özellikle sormamız lâzım. Barolar Birliği Başkanı iken o kadar sert çıkışlar yapıyor ve göz dolduruyordu ki, kendisi bir ara Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak adının lanse edilmesini sağlamıştı. Bu konuda çalışma yapıyordu ve onu genel başkan yapmak isteyen kişiler vardı. Şimdi bugün geldiği yere bakılınca ve geçmişe bir de böyle dönülüp bakılınca, Türkiye’de siyâsetin, devletin, ne kadar göründüğü gibi olmadığını anlamak mümkün. Bu kişiler bize aynı zamanda Erdoğan’ın çok da iddia ettiği ya da sanıldığı gibi sistem karşıtı olmadığının; sistemin, ülkedeki müesses nizâmın değişik zamanlarda, değişik yerlerde bulunan aktörleriyle pekâlâ iyi çalışabildiğinin, onlarla berâber hareket edebildiğinin göstergesi. Tabiî bu tür isimlere baktığımız zaman gördüğümüz bir başka olay da şu: İnsan paranoyak olmak durumunda kalıyor. Bugün gördüğünüz, her konuda çıkış yapan bâzı isimlerin yarın ne olacağını kestiremiyorsunuz. Hattâ bugünlerine de şüpheyle bakıyorsunuz.

Bitirirken şunu söyleyeyim: Medyada da böyle çok kişi var. Bunların, şu anda iktidârın medyasında yer alan, önemli yerleri tutan birçok kişinin, zamânında ne kadar Erdoğan ve İslâmcılık, Refah Partisi şu bu karşıtı olduğunu, başörtüsü yasağını vs.yi cân-ı gönülden desteklediklerini biliyoruz. Bugün hiçbir şey olmamış gibi, kaldıkları yerlerde önemli pozisyonları işgal edebiliyorlar. Metin Feyzioğlu bize aslında hiçbir şeyin göründüğü kadar basit olmadığını, göründüğü gibi olmadığını gösterdiği için bir teşekkürü hak ediyor. Artık bundan sonra büyük ölçüde KKTC’nin meselesi olacak. Nasıl Ozan Ceyhun büyükelçi olduktan sonra hiçbir şekilde gündeme gelmediyse, Metin Feyzioğlu da ilk günlerde birazcık belki konuşulup sonra orada bir tür diplomasi hayâtı yaşayacak. Ama şunu da unutmamak lâzım: Büyükelçiler, devletin en önemli kadrolarındandır. Bu önemli kadrolara böyle isimlerin atanıyor olması da Türkiye Cumhuriyeti Devleti için hiç de iyi olmasa gerek. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.  

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.