Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hızlı ve Kısa Yorum (70): Erdoğan’dan muhalefete 14 Mayıs kıyağı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AKP grup toplantısında bugün yaptığı konuşmada seçimler için 14 Mayıs’ı işaret etti. Ruşen Çakır, 14 Mayıs’ın Türkiye siyasi tarihindeki anlamını ve önemini, seçimin 14 Mayıs’ta yapılma ihtimalinin iktidarı ve muhalefeti nasıl etkileyebileceğini değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler. Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün partisinin grup toplantısında seçimler için 14 Mayıs’ı işâret etti. 14 Mayıs’ın anlamı ne? 14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti iktidâra geldi ve Türkiye’de tek parti döneminin kapanmasının ânı olarak kayda geçti, bir mîlât oldu ve Erdoğan yıllar sonra dedi ki: “Nasıl o târihte, ‘Yeter, söz milletindir’ dendiyse, 2023 yılında aynı gün milletimiz Altılı Masa’ya ‘Yeter’ diyecektir” şeklinde konuştu. 14 Mayıs zâten bekleniyordu, ilk akla gelen târihlerden birisiydi. Bunun nasıl olabileceği konusunda anayasa hukukçuları tartışıyorlar. Ama biz bunu en azından bu aşamada seçim târihi olarak –şöyle ya da böyle; ya Erdoğan götürecek ya Meclis karar verecek, o ayrıntıları, olup olamayacağını şu anda bilmiyoruz ama– Erdoğan’ın 14 Mayıs’ı istediğini biliyoruz. Zâten bir gün önce de Bahçeli: “Gelin, Mayıs ayında anlaşalım, uzlaşalım” demişti, çağrı yapmıştı. Belli ki iktidârın iki lideri 14 Mayıs târihi üzerinde anlaşmışlar. 

Neden 14 Mayıs? Burada sembollerle oynuyor Erdoğan. Yıllar önce, 2010’daki Anayasa Referandumu’nu da 12 Eylül’e denk getirmişti. 12 Eylül 2010’daki referanduma; 12 Eylül’ün birtakım uygulamalarını da sonlandırma maddeleri eklemiş, ama esas olarak kendi, özellikle yargıdaki düzenlemelerini yapmayı, şimdi düşman olduğu Fethullahçılar’la birlikte dayatmıştı. Şimdi de, 12 Eylül’den sonra 14 Mayıs’ı aldı, kullanıyor; ama bence burada çok ciddî bir yanlış yapıyor. Bâzı durumlarda sembollerle oynamak ters tepki yaratabilir. Çünkü bir kere burada, ortada Altılı Masa’nın yönettiği bir ülke yok. Erdoğan’ın dediğine göre, millet Altılı Masa’ya dur diyecek. Altılı Masa bir şey yapmadı, yapamıyor, hattâ muhâlefet de şikâyetçi. Yaklaşık bir yıldır toplanıyorlar. Hâlâ aday bile saptayamamış bir Masa var. Ama olayın bir ters yönü var. Nasıl dün tek parti yönetimine karşı 14 Mayıs bir mîlât olduysa; bu sefer de tek adam yönetimine karşı mîlat olabilir. Erdoğan bir anlamda 14 Mayıs’ı muhâlefete, özellikle Altılı Masa’ya hediye etmiş oluyor. Hele o Altılı Masa’da Demokrat Parti adında bir parti de varsa. Nitekim Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Erdoğan’ın konuşmasının ardından hemen aldı –Erdoğan’ın tabîriyle bu “gollük pası” aldı– çok güzel bir şekilde sosyal medyadan cevap verdi: “Biz buradayız, evet millet buna ‘yeter, söz milletindir’ diyecek” diye sosyal medyada bir paylaşım yaptı, bunu görüyoruz.

Erdoğan 14 Mayıs’ı muhâlefete öncelikle bu anlamda hediye ediyor. Ama bir diğer anlamda da biliyoruz ki Altılı Masa bir türlü adayını açıklamıyor, açıklayamıyor ve sorulduğu zaman da hep, “Seçim târihi belli olsun, iki gün içinde açıklarız” diyorlardı. Şimdi seçim târihini belli olmuş varsayabiliriz. Henüz tabiî kesinleşmiş değil, ama varsayabiliriz ve Erdoğan’ın bu hamlesi muhâlefetin, özellikle Altılı Masa’nın artık işi daha fazla uzatmasına izin vermeyecek. Muhâlefeti bir tür kampanyaya çağırıyor, bir tür harekete çağırıyor; bunu seçim târihini açıklayarak yapıyor. Aslında seçim târihinin açıklanmamış olması, Altılı Masa için çok anlaşılabilir bir gerekçeydi. Artık böyle bir gerekçe de kalmadı ve tabanın beklentilerine uygun olarak da muhâlefet, Erdoğan’ın ilân ettiği bu târihe göre hızlı bir şekilde kolları sıvayacak. Dolayısıyla bu ay sonunda İYİ Parti ev sahipliğinde yapılacak olan 11. toplantıdan pekâlâ aday çıkabilir. Hattâ işi daha da ciddîye alıp o toplantıyı çok daha öne bile çekebilirler, eğer bu açıklamayı resmen seçim târihinin îlânı olarak görürlerse.

Burada Erdoğan’ın târihi de açıklamak durumunda kalması, bize Erdoğan’ın artık bir şeyler yapmak, bir an önce bu işi halletmek istediğini gösteriyor; ama bu hâli onun seçimi kazanma konusundaki kendine güveninden ziyâde kaybetme endîşesini gösteriyor. Eğer muhâlefet bunu iyi değerlendirirse 14 Mayıs’ta pekâlâ, hattâ ilk turda bile kazanabilir — ki burada HDP’yi iknâ edebilmek gerekiyor, HDP’nin aday çıkarmamasını sağlamak gerekiyor. Bu kapı da tam kapalı değil. Selahattin Demirtaş en son Reuters’e verdiği söyleşide de bunu söyledi: “Evet, HDP kendi adayını açıklayacak, ama yine de kapılar kapalı değil” dedi. 14 Mayıs yıllar sonra pekâlâ Türkiye’deki tek adam rejiminin sonu da olabilir. Târih bu anlamda tekerrür edebilir. Bugünden îtibâren 116 gün var, yaklaşık 4 ay var. Artık startın verilmiş olduğunu düşünebiliriz ve Erdoğan 14 Mayıs’ı açıklayarak şaşırtmadı; ama bu târihle ve bu târihi bugün açıklayarak muhâlefetin elini güçlendirdi, ona bir kıyak yaptı. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.