Karbon piyasası nasıl işliyor? | Dr. Ümit Şahin: “Karbon takası iklim eylemini baltalayan tehlikeli bir araç”

Bilim insanları, iklim krizine karşı verilen küresel mücadelede “karbon takası” yönteminin etkilerini tartışıyor. 2005 yılı çıkışlı kitapları Karbon Pazarının Hali ve Trendleri‘nde bilim insanları Franck Lecocq ve  Karan Capoor, karbon takasını, bir alıcının sera gazı azaltımına yönelik taahhüt ettiği hedeflerini yerine getirmede kullanacağı ve belli bir miktarda sera gazı salımı indirimi yapma hakkını ifade eden “krediler” karşılığında, başka bir tarafa ödeme yapması ile ortaya çıkan “alım sözleşmeleri” olarak tanımlıyor.

Kimilerine göre karbon takası yöntemi bir greenwashing eylemi. Yani bir firmanın çeşitli kamu iletişim araçlarını kullanarak kendini çevre dostu tanıtması durumu. Bu fikre itiraz edenler ise karbon takasının toplam karbon emisyonu değerlerine katkı sağladığını söylüyor. Guardian İklim Editörü Fiona Harvey’e konu hakkında konuşan Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü Direktörü Prof. Johan Rockström karbon takasının, şirketler taahhütlerine uyarak her on yılda karbon salımlarını yüzde 50 düşürdüğü takdirde işe yarayacağı görüşünde:

“Bir yandan, iklim sorunlarına çözümler için fon yaratmak ve bu yönde olumlu bir inisiyatif yaratmak adına karbon takasını faydalı buluyorum. Fakat karbon takası eğer yerine getirilmeyen karbon salım vaatlerini dengelemek adına kullanılıyorsa bu tehlikeli bir durum. “

Rockström’e göre karbon takasını anlamlı kılmanın tek yolu, Bilim Tabanlı Hedef İnisiyatifi’nin (SBTi) her 10 senede yüzde 50 karbon salımı azaltma standardına uymak. Firmaların karbon takası yapması gerçekten karbon salımı azaltmalarının önüne geçmemeli. Rockström, eğer doğru yönetilirse karbon takasının, gezegenin geleceği için iyi bir yatırım olduğuna da vurgu yapıyor:

“Karbon takası yapmalıyız fakat bu sadece fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltırsak işe yarayacak.”

Londra Üniversitesi’nden (UCL) Profesör Simon Lewis ise karbon takasının yeni ağaçlandırma projelerini finanse etmek açısından önemli olduğunu düşünüyor. Simon, “Bu konuyu düşünürken özellikle tropik ormanlara ulaştırabileceğimiz fonu düşünmeliyiz. Bu küresel değerleri fonlandırabilmeliyiz. İdeal olan bu fonu karbon pazarından ayırmak, örneğin fosil yakıtlara ya da uluslararası finans araçlarına getirilecek bir vergi ile. Fakat bu fonu karbon takası ile yaratmak da mümkün. Bu tartışmaya açık bir konu” diyor ve ekliyor:

“Karbon takası bir gerçek, elimizde bu fonu yaratmak için başka bir mekanizma yok. Bu pazar ağır bir regülasyona tabi tutulmalı. Yoksa bu pazar, insanların neyi ne değere satın aldığını bilmediği bir hal alıyor. Bilim insanları da bu pazara oldukça şüpheyle yaklaşıyor.”

Bilim dünyasının ikilemde kaldığı bu konuda, ben de İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı ve İklim Değişikliği Koordinatörü Dr. Ümit Şahin‘e karbon piyasası ve karbon takası hakkında fikirlerini sordum. Öncellikle karbon piyasaları hakkında görüşlerine başvurduğum Şahin, doğru şartlar altında bir karbon piyasası oluşmasının faydalı olabileceğini söylüyor:

“Karbon piyasaları offset’ten (karbon takası) ibaret değil. Yüksek bir azaltım hedefi koyarak bunu yakalamaya çalışan bir ülkede doğru uygulanan bir emisyon ticaret sistemi, özellikle karbon vergisi ile birlikte kullanıldığında etkili olur. Gerçekten azaltım yapan şirketlere rekabet avantajı sağlar ve yüksek karbon fiyatı nedeniyle kârları azalan şirketleri emisyonlarını düşürmeye zorlar. Anlamlı bir emisyon tavanı olmayan bir ekonomide emisyon ticareti yaptığını iddia etmek anlamsız olur.”

Doğru şartlar altında bir karbon piyasası oluşmasının faydalı olacağını düşünen Şahin, karbon takasını ise “iklim eylemini baltalayan tehlikeli bir araç” olarak yorumluyor:

Ümit Şahin

“Offset ise farklı bir şey. Bir mal üretirken neden olduğunuz emisyonu başka bir yerde azaltıma neden olarak dengelemek anlamına geliyor ki bu çoğu zaman yalandan ibaret. Örneğin bir şirket bütün tesislerinde yaptığı ekonomik faaliyet sonucu yılda 1 milyon ton karbondioksit salıyor ve bu emisyonu o yıl yüzde 5 azaltmaya söz vermiş olsun. Bu durumda bir sonraki yıl emisyonu 950 bin tonu geçmemeli. Eğer offset imkan verirseniz o şirket bir yerde 50 bin ton karbonu atmosferden emeceği varsayılan bir ağaçlandırma projesine para vererek aynı azaltımı yaptığını belgeleyebilir ve gelecek yıl 1 milyon ton salım yapmaya devam edebilir. Bu durumda aslında atmosfere salınan sera gazı miktarı değişmiyor, iklim ısınmaya devam ediyor ama kağıt üzerinde o ağaçlandırmanın yapıldığını, ağaçların tuttuğunu, yazılan miktarda karbonu emdiğini varsayıyoruz. Atmosferin ise bundan haberi olmuyor. Bunun ne büyük bir yalan olduğu bu kısa anlatımdan belli sanırım. Üstelik şirket offset kredisi satın almak için harcadığı parayı da gider olarak tüketiciye yansıtacaktır, yani emisyonlarını azaltmak için harekete geçmesini sağlayacak bir yönü de yok, tam tersine her şeyin eskisi gibi sürmesini sağlıyor. Dolayısıyla, karbon offset denen şey iklim eylemini baltalayan tehlikeli bir araç ve zaten tam da bu amaçla yaratıldı. Ormanların ve diğer yutak alanların korunması için başka yöntemlerle finansman bulunmalı ve şirketlerin (ve ülkelerin) azaltım için yapması gereken şeylerle karıştırılmamalı.”

Şirketlerin ve ülkelerin karbon takası yapmasını tehlikeli bulan Şahin, kişisel iklim eylemlerini ise karbon salımını artırmaya bir bahane olarak kullanılmadığı sürece anlamlı buluyor:

“Kişilerin kendi kişisel karbon ayak izlerini sıfırlamak için emisyon azaltıcı projelere bağışta bulundukları kişisel offset sistemleri ise emisyon azaltım hedeflerini bozucu, yani sıcak hava ticareti yaratıcı bir etkisi olmadığı için en azından vicdanen bir şeyler yapmak anlamına gelebilir, eğer nasılsa offset ettim, artık istediğim kadar uçabilirim veya SUV kullanabilirim diye düşünmüyorsanız. Ama zaten böyle düşünecek kadar duyarsız bir insan karbon ayak izini offset etmek için de uğraşmaz. O yüzden kişisel offset sistemlerini tehlikeli bulmuyorum.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.