Üç mevkide oynayabilen joker yedek: Galatasaray’ın yeni transferi Kaan Ayhan kimdir?

Schalke altyapısı ve Alman disiplini… Bu iki madde yan yana gelince kötü bir oyuncunun ortaya çıkması pek mümkün görünmüyor. Kaan Ayhan da Türk asıllı olmasına rağmen Almanya’nın yetiştirip ülke futbolumuza sunduğu değerlerden biri. Üç-dört senedir bütün büyük takımlarımızla adı geçen ve geçtiğimiz gün Galatasaray’ın transferini açıkladığı milli oyuncumuz Kaan Ayhan kimdir ve nasıl bir oyuncudur? Uğurcan Kanca, Medyascope okuyucuları için yazdı.

Üç mevkide oynayabilen joker yedek: Galatasaray’ın yeni transferi Kaan Ayhan kimdir?

Türk kulüplerinin her transfer dönemin kadrosuna katmak istediği Kaan Ayhan’a sonunda bir takımımız kavuştu. 1994 Almanya doğumlu Türkiye Milli Takımı’nın oyuncusu, üç farklı mevkiyi (sağ bek, stoper, defansif orta saha) yedekleyebilen; bu özelliğiyle de oldukça öne çıkıyor. Şu an için oyuncuya nasıl bir rol biçileceği belli olmasa da çeşitli mevkileri yedeklemesi Okan Buruk’un elini bir hayli güçlendirecek. Kaan olası bir satış sonrasında Nelsson’un yerine ikame edilebilir veya sakatlık ya da cezalı olması durumunda güvenilir bir yedek de olabilir. Ayrıca sezonun ilk dönemini alternatifsiz geçiren Torreia’nın yerinde oynatılarak o bölgede bir rotasyon parçası olabilir. Galatasaray takımının Sacha Boey’in muazzam performansından dolayı sağ bek sıkıntısı olmasa da herhangi bir sakatlık durumunda o bölgede de kullanılabilir. Yani kısaca sahada mücadele gücünün arandığı her yerde Kaan oynar diyebiliriz.

Kaan Ayhan, bundan yedi yıl önce Friedhelm Funkel yönetimindeki Fortuna Düsseldorf’da, sadece 21 yaşındayken düzenli olarak oynamaya başladı. Hatırlayacaksınız; Funkel tam bir 4–2–3–1 bağımlısıdır. Dengeli oyunu da oyuncuyu da çok sever. Bu özelliği dikkatini çekmiş olsa gerek sonu Bundesliga’ya çıkma başarısı ile taçlanacak olan yolculuğunda Alman teknik direktör, Kaan’ı hep kilit oyuncusu olarak kullandı. Sağlıklı olduğu hemen hemen her maçta ona şans verdi. Bu maceranın son sezonunda bir alt lige düşmelerine rağmen Kaan başarılı bir oyun sergiledi. Kağıt üzerinde sonuç başarısız gibi gözükse de milli oyuncumuz performansıyla İtalyan kulüplerinin dikkatini çekti. Aynı zamanda milli takımda da düzenli şans bulmaya başladı. O transfer döneminde Kaan’ı sadece İtalyan kulüpleri değil birçok Türk kulübü de istedi. Hatta o dönemde de Galatasaray ile anlaştığı haberleri yayılmıştı lakin Türkiye’ye transferi gerçekleşmedi. Ve Kaan sadece 2.5 milyon euro karşılığında Sassuolo’ya transfer oldu. Fakat De Zerbi yönetimindeki Sassuolo onun için doğru bir tercih olmadı. Kendisinin market değerinin İtalya’da düşmesi de bunun bir kanıtı olsa gerek.

De Zerbi, geriden oyun kurmayı çok seven bir teknik direktör. Takımında stoperleri ve kalecisi de dahil olmak üzere herkesin belirli bir seviye tekniğe sahip olmasını ister. Genelde oyunu kaleciden başlatır ve stoperleri de kaleciye yaklaştırır. Stoperler topu aldığında ise bekler kenarlara açılır ve oyun bir anda genişler. Bu da geriden pasla çıkmanın birçok farklı opsiyonunu devreye sokar. Stoperler isterse merkezden geriye gelen oyun kurucuları besleyebilir veya oyun beklerden de kurulabilir. Bu opsiyonlar rakip baskı da yapsa o baskıdan çıkılması için bütün senaryoların çalışılması anlamına gelir. Kaan ise Bundesliga kariyerinde ortalama %80 civarı bir pas yüzdesine sahip olmasına rağmen geriden oyun kurma konusunda pek başarılı olmadığı için Zerbi’nin sistemine oturmadı. Bunun sonucunda yalnızca yedi maçta ilk 11’de başlayabildi. 2020/2021 sezonun başında De Zerbi takımdan gönderildi ve yerine Alessio Dionissi getirildi. Dionissi aynı Funkel gibi daha tutucu bir hocadır ve onun döneminde Kaan sakatlıklarla boğuşmasına rağmen özellikle büyük maçlarda çok fazla şans buldu. İlk 11 performansları haricinde birçok maçta da sonradan oyuna girdi. Dionissi, skoru buldukları maçlarda Kaan Ayhan’ı skoru tutmak için de kullandı.

Yukarıda gördüğümüz görselde sarı daire içine alınmış oyuncu Kaan Ayhan. Sassuolo’nun 3–0 önde olduğu Salernitana maçında 67. dakikada sağ stoper olarak oyuna giriyor. Bu pozisyonda ise Salernitana atağında rakip hücum oyuncusunu markaj altında tutuyor aynı zamanda sol kanattaki toplu oyuncuya da hakim. Burada pozisyon olarak bölgesinden biraz dışarıya da çıkmış olsa dahi oynanan oyuna oldukça hakim. Ayrıca muazzam pozisyon almasından dolayı rakibe tepki verebilme ihtimali de oldukça yüksek.

Bu görsel ise yukarıdaki görselin sadece 9 saniye sonrası. Top yine Sassuolo sağ kanadında fakat toplu oyuncu farklı. Salernitana hücumunda belirli değişimler yaşanmış ve forvetler rakip ceza sahasına koşu için beklemekte. Kaan ise sadece 9 saniye önce baskı savunması yaparken şu an olması gereken pozisyonunu almış ve oyunu izlemekte. Dikkat ederseniz gözü sürekli topta buna rağmen duruşunu ve pozisyonunu hem toplu hem topsuz rakibe bakabilmek için ayarlamış. Aynı zamanda olası bir araya atılacak topta ofsaytı bozmamak için de tetikte bekliyor. Muazzam olgunlukta zeka dolu bir stoper sekansı.

Zaten Kaan Ayhan’ı oyuncu olarak tanımladığımızda oyun olgunluğuna ve pozisyon bilgisine bir hayli yer veririz. Alman alt yapısından yetişmesi ve o disipline maruz kalmasının etkileri oyununda bir hayli açık bir şekilde gözüküyor. Duran oyunda neredeyse hiç pozisyon hatası yapmıyor. Sadece akan oyunda birkaç tane sakarlığına rastlayabilirsiniz veya ayağını pek yeterli bulmayabilirsiniz fakat bir denge stoperi için olması gereken tüm özelliklere neredeyse sahip.

Kaan ayrıca duran toplarda da önemli bir silah. Savunmada başarılı hava topu mücadele kazanma yüzdesi çok yüksek olmasa da hücum bölgesinde bir hayli kafa golü atmış. Yukarıdaki görsel ise EURO elemelerinde oynadığımız Fransa maçına ait. Kaan Ayhan bu pozisyonda Hakan Çalhanoğlu’nun kestiği ortayı bir hayli geriden gelerek hareketli şekilde bitiriyor. Oldukça başarılı ve zor bir gol gerçekten.

Negatif yönleri

Yazımın bu noktasına kadar Kaan Ayhan’ı bir hayli övdüm. Biraz da yetersiz ve eksik yönlerinden bahsedelim. Her şeyden önce Kaan bir stopere göre olması gerekenden biraz fazla sakar bir oyuncu. Duran oyunda pozisyon bilgisi alt yapıyı Almanya’da almanın da etkisiyle bir hayli yeterli de olsa akan oyunda bazen inanılmaz hatalar izletebiliyor. Topu ayağından kaçırmalar veya açık alanda son adam olduğunu unutmalar tarzında hatalara Galatasaray taraftarları kendilerini hazırlasalar iyi olur. Bir diğer eksiği de yavaş olması. Yukarıda da bahsettiğim gibi bazen bir oyuncuyu açık alanda yakalayabileceğini düşünüyor ama yakalayamıyor ve bu da gol yedirmesine sebep olabiliyor. Savunmada kafa topu kazanma yüzdesi ise ne iyi ne kötü diyebiliriz. Bu alanda İtalya liginin orta sıralarında yer alıyor. İkili mücadele kazanma yüzdesinde ise diğer stoperlere göre bir hayli kötü. Oynadığı maçlara kıyasla alınan istatistik sitelerinde tutulan verilere göre İtalya Ligi stoperleri arasında bu alanda oldukça geride. Bu eksisi belki de bir denge stoperi olan Kaan Ayhan’ın en korkutan yönü.

İşin sonucuna gelirsek Galatasaray’ın elinde artık üçlü savunmaya dönmek gibi bir koz da var. Okan Hoca’nın bu kozu maçın son dakikalarında skoru tutmak için kullanmak dışında pek tercih edeceğini düşünmesem de Kaan üçlü savunmanın sağı için oldukça ideal bir isim. Dörtlü savunmada ise eğer Nelsson kalırsa ilk 11’de yer alma ihtimali oldukça düşük. Hem Abdülkerim’in başarılı performansı hem de Kaan’ın sol stoperde, sağ stoperden daha etkisiz oynaması sebebiyle böyle bir ihtimal bana pek mantıklı gelmiyor. Ama ne olursa olsun bu kadar fazla mevkide oynayabilen aynı zamanda Türkiye Milli Takımı’nın düzenli olarak kadrosunda yer alan bir oyuncuyu transfer etmek büyük bir başarıdır. Çeşitlilik katar, elini güçlendirir.

Yazan: Uğurcan Kanca

Editörler: Kubilayhan Kavrazlı, Doğa Üründül