Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine bağlı Ericek Köyü’nde enkaz kaldırma çalışmaları hâlâ tamamlanmadı. Bu nedenle, bölgede en çok hasar alan köydeki yıkımın boyutu çok net görülüyor. Çadır var ancak köylüler bir yandan da kendi imkanlarıyla derme çatma da olsa çadır kurmaya çalışıyor.
Depremin ardından 16. günde yeniden Kahramanmaraş’tayız. Ericek Köyü, Göksun’a bağlı köyler arasında en çok hasar gören köylerden biri. Buraya gelmeden önce aradığımız çevre köylerin sakinlerinden “Ericek’e gidin, Ericek çok kötü” diye duyduktan sonra buraya gelmeye karar veriyoruz.
Göksun’u geçip Ericek Köyü’ne doğru ilerlerken sağda elma ağaçları görünüyor. Elma, köyün geçim kaynaklarından biri. Ancak soğuk hava deposunun zarar görmesi nedeniyle önümüzdeki günlerde üretilen elmanın nasıl saklanacağı bilinmiyor.
Karlar eriyince çadırlara su giriyor
Köye varmadan aracımızın bozulması üzerine Cumhuriyet Mahallesi’nde duruyoruz. Depremde yıkılan evlerin mutfakları, salonları görülüyor. Evi için, “acil yıkılacak” kararı alınan yurttaş, evin hemen çaprazında bulunan araziye çadır kurmuş. 6 Şubat’taki ikinci depremde, ailesi ile birlikte evin içindeyken duvarın uçtuğunu anlatıyor. Berit Dağı’nın eteğinde bulunan köyde karlar hala erimemiş. Yurttaşlar, yavaş yavaş erimeye başlayan karlar nedeniyle çadırlara su girmeye başladığını söylüyor. Evinin duvarı uçan yurttaş, koşullar nedeniyle çocuklarını Ankara’ya gönderdiğini ancak yaşlı annesi ve eşiyle birlikte AFAD çadırında kaldıklarını anlatıyor.
O esnada aracımızın tamirinin uzun süreceğini öğreniyoruz ve Ericek’e ilerleme kararı alıyoruz. “Yürürüz” dememize rağmen yurttaşlar, kendi sorunlarını bir yana bırakıp bize yardımcı olmak için uğraşıyorlar. Yoldan araç çevirerek Ericek’e gitmemize yardımcı oluyorlar.
Depremin ardından köyü terk ettiler
Nüfusunun yaklaşık 2 bin 500 olduğu Ericek Köyü’nde resmi kaynaklara göre, 86 kişi hayatını kaybetti. Ericekli olup, Kahramanmaraş’ta yaşayanlar da var ve bunlar arasında da depremde hayatını kaybedenler olduğunu öğreniyoruz. Onların da cenazeleri köye getirilip, defnedilmiş. Onlarla birlikte aynı köylü 140 kişinin hayatını kaybettiğini anlattılar bize. Konuştuğumuz yurttaşlar, cenazelerin iki gün köyde bekletildiğini, depremin ardından çoğu kişinin köyü terk ettiğini söylüyor.
Duş hala büyük bir sorun
Köyde, çadırı olmayan kimse kalmamış. Kimi köylüler AFAD çadırlarında kimileri ise kendi imkanlarıyla buldukları çadırlarda kalıyor. İlk etapta yaklaşık 10 konteyner ev kurulmuş, engelli ve yaşlılar için. Konteynere yerleşmek için su ve elektrik gibi ihtiyaçların sağlanması bekleniyor. Köye, tuvaletler de kurulmuş ancak duş hala büyük bir sorun.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
İki ay önce asfaltlanan yollarda yarık oluştu
Köyde enkazların arasında gezinirken traktörlerin de enkaz altında kaldığını görüyoruz. Bir yurttaş, ilk günlerde arama-kurtarma ekiplerinin gelmemesi nedeniyle, yaralı ve ölüleri, hayvanları ve traktörleri kendileri enkaz altından çıkarttıklarını anlatıyor, olan biten karşısında buruk bir halde. Fay hattına yakın bulunması nedeniyle köyün yollarında meydana gelen yarıklar gözle görülüyor. Bir yurttaş, yollara yıl sonunda asfalt döküldüğünü belirterek, eliyle gösterdiği yarıklara tepki gösteriyor.
“Allah evlat acısıyla kimseyi sınamasın”
Yurttaşlardan birinin oğlu ile birlikte enkaz haline gelen evlerinin üzerinde bir şeyler aradığını görüyoruz. “Eşyalarınızı mı almaya çalışıyorsunuz” diye sorduğumuzda, evdeki tahtaları topladıklarını, onlarla bir baraka yapmayı planladıklarını söylüyor, barınmak gerek, kış soğuğundan korunmak gerek. Depremin ardından ekiplerin gelmemesine dikkat çeken yurttaş, “Kimse yoktu. Belediye Başkanı geldi, aracından çıkmadı” diyor. İkinci deprem ile birlikte bütün ailesinin enkazın altında kaldığını belirten yurttaş, kardeşi ve eşini kaybettiklerini, kızlarının ise ağır yaralandığını, tedavi için Kayseri’ye götürüldüğünü belirterek, enkazın altından kendi kendilerine çıktıklarını söylüyor ve ekliyor: “Allah evlat acısıyla kimseyi sınamasın.”
