Bayern Münih’in yeni hocası Thomas Tuchel’in çözmesi gereken problemler

Büyük umutlarla Bayern’e gelen Thomas Tuchel, beklenen performansı bir türlü gösteremedi ve Mainz mağlubiyetiyle liderlik koltuğunu kaybetti. Medyascope Spor’un podcasti Bundesliga 101’den Öner Tavtay, Alman futboluna ışık tuttu.

Bayern Münih, Mainz maçını neden kaybetti ve takımdaki problemler neler? Yaz transfer döneminde Bayern nasıl hamleler yapmayı düşünüyor?

Bayern Münih’in yeni hocası Thomas Tuchel’in çözmesi gereken problemler

Thomas Tuchel göreve geldiğinde muhtemelen kafasındaki plan bu değildi. Hücum hattında yaşadığı problemlere çözüm getirilmesi beklenirken başka bölgelerde problemlerin ortaya çıkması, eminiz ki hocanın uykularını kaçırmaya yetiyordur. Kötü gidişin son halkası da cumartesi günü Mainz karşısında aldıkları 3-1’lik yenilgi oldu. Bu sezon öne geçip kaybettikleri ikinci maç, toplamda ise dördüncü mağlubiyetlerini aldılar. Peki Bayern’de neler oluyor ve Tuchel yazın bunlar için neler yapabilir? Bu yazımızda hepsine değinmeye çalışacağız. Hazırsanız, başlayalım!

Bayern, Mainz deplasmanına Dortmund’un 2 puan önünde lider olarak çıkmıştı. Geçen haftaki Hoffenheim beraberliği şokunu, ezeli rakibi Dortmund’un puan kaybıyla asgari düzeyde hasarla atlatabildiler. Fakat Tuchel’in gelişi sonrası etkisiz oyun herkesin kafasını karıştırıyor. Mainz karşısında da olası bir puan kaybı çok büyük bir sürpriz sayılmayacaktı. Beklenenin aksine Bayern maça etkili başladı, Mainz ise çok kırılgan duruyordu. 8. dakikada Davies attığı depar sırasında bacağını tuttu ve değişiklik istedi. Güncel bir bilgi olarak kendisinin sezonu kapattığını da söyleyelim. Yerine giren Mazraoui’yle birlikte Bayern üçlü savunmaya döndü ve Cancelo sol kanada, Mazraoui de sağ kanada geçti.

Bayern’in etkili oyunu devam etti ki, dakikalar 12’yi gösterdiğinde %76 gibi etkileyici bir topla oynama yüzdesine sahiptiler, Mainz’ı da orta sahanın ötesine geçirtmiyorlardı. Bu dominant oyunun meyvesini 16. dakikada Mane’nin attığı golle bulsalar da gol VAR’dan ofsayt olarak geri döndü. Mane golü aramaktan vazgeçmedi ve 29. dakikada takımını öne geçirdi.

Yayıncı kuruluş 32. dakikada ekranda bir istatistik gösterdi. Bu istatistik de bize Bayern’in oyunu nasıl domine ettiğini kanıtlar nitelikteydi. Bayern topu 8.2 saniyede geri kazanırken, Mainz 21.7 saniyede geri kazanmayı başarıyordu. xG’ye bakıldığı zaman da 0.4 Mainz’a 1.44’lük bir Bayern üstünlüğü göze çarpmaktaydı. İlk yarının ardından ikinci yarıda Mainz’da bir şeylerin değişeceğine dair umutlar vardı. Svensson gerçekten yaptığı devre arası konuşmasının meyvesini hemen aldı ve Mainz, etkili ataklarla Bayern kalesine yaklaşmaya başladı. Fakat şutlarda isabet çıkmaması en büyük problemdi. Dakikalar 64’ü gösterdiğinde maç boyunca atılmış tek bir isabetli şut vardı o da Mane’nin gol olan kafa vuruşuydu. 7 tane Mainz, 8 tane de Bayern isabetsiz şut çekmişti. Bu istatistiğin hemen ardından Sommer’in hatayla sektirdiği topu Ajorque ağlara gönderdi. Böylece psikoloji tersine döndü. Mainz cesaret bulurken, Bayern acaba yine mi puan kaybedeceğiz telaşına girmişti. Dakikalar da 73’ü gösterdiğinde bu telaşı kanıtlar bir istatistik yansıdı ekrana ve xG oranları Mainz 1.6, Bayern 1.87 olarak güncellenmişti. Hemen ardından da Barreiro’nun golü geldi.

Mainz’ın maçı kazanma ihtimali 72. dakikada %23.5 iken, 4 dakika sonra gelen golle %71.2’ye çıkmıştı. Aaron Martin ise 79. dakikada skoru tayin edecek harika bir gol attı ve müsabakayı 3-1’e getirdi. Kalan dakikalarda başka gol çıkmayınca Bayern sahadan boynu bükük ayrıldı. Maçın istatiksel boyutu ise esas acı reçeteyi gösteriyordu. Bayern xG ve çekilen şut istatistiğinde Mainz’ın arkasında kalmıştı. İsabetli şut sayısı da sadece 2’ydi. %70 topla oynayan, 730 pas yapıp bunda %88 isabet bulan ve 7 korner kullanan bir takım için korkunç bir sonuçtu bu. Mainz ise bu galibiyetle Avrupa Kupaları umutlarını sürdürmeye devam etti.

Maçtan sonra Tuchel, yayıncı kuruluşa verdiği röportajda sahada enerjik, heyecanlı ve hırslı görünmediklerini söyledi. “60-65 dakika bizim için çok iyi maçtı, ortada yokken bir gol yedik ve bir reaksiyon gösteremedik” dedi. Thomas Müller ise kötü oynamadıklarını fakat son dönemde istedikleri sonuçları alamadıklarını ifade etti. “Sanırım psikolojik olarak bir nakavt hissi yaşıyoruz” diyerek soyunma odasındaki atmosferi tanımladı belki de.

Tuchel için ortadaki problemler bu sezonu bitirmekle ortadan kalkmayacak. Elindeki oyuncu grubunun büyük bir bölümü önümüzdeki sezon da takımda olacak. Fakat şu zamana kadar teknik direktör olarak gösterdikleri çok yetersiz, hele ki City maçından sonraki Sane ile Mane arasında yaşanan kavgayı hiç iyi yönetememesi de bu işin tuzu biberiydi. Oyuncular gerçekten büyük bir buhran yaşıyor gibi ve hırsını nereden çıkaracaklarını bilemiyorlar. Bunu takım kaptanı Kimmich’in bile maç içinde veya sonrasında fazla agresif hareketlerinden de anlamak mümkün. Yönetim ise şampiyonluk kaybedilse bile Tuchel’in takımın başında kalacağını söyledi. Tuchel’in yeri sağlam gözükse de onu bu göreve getiren Salihamidzic ve Kahn’ın koltuğu sallantıda gözüküyor. Özellikle Kahn’ın istifaya zorlandığı haberleri çokça dillendiriliyor. CEO pozisyonuna Philip Lahm’ın, başkanlık koltuğuna da Uli Hoeness’in döneceğine dair haberler medyada yer almaya başladı.

Bu yönetimsel beceriksizlikler, bize artık Bayern’in rakiplerin hocalarını ve oyuncularını almanın da yetmediğini göstermeye yetiyor gibi. Özellikle de Neuer’in bacağını kırmasından sonra kaleye Sommer’i transfer ederek hem Gladbach lanetine engel olmak, hem de ucuza bir çözüm bulmak istediler ama Sommer performansıyla hayal kırıklığı yaratıyor. Üstüne bir de Gladbach’a yine yenildiler. Yani tek problem Sommer değilmiş. Tuchel geldikten sonra performansı iyice düşen Upamecano da akıl almaz hatalar yaparak takımını çok zor durumlara düşürmekte. Elbet takıma takviyeler yapılacak ama önce takımdaki kötü havanın uzaklaştırılması gerek. Bu tabii ki bizlerin üstüne kafa yorarak çözebileceğimiz problemler değil. Biz yazın hangi hamlelerin Bayern’i kurtaracağına bakabiliriz.

Öncelikle takımdan ayrılması muhtemel isimleri hatırlayalım. Geçen yazdan beri ismi Barcelona ile çokça anılan Pavard, Sane ile kavgası sonrasında mutsuz olan ve yönetimin de göndermek istediği söylenen Mane öne çıkan isimler. Cancelo’nun durumu ise belirsiz çünkü opsiyonda belirtilen 70 milyon euroyu Bayern’in ödemeyeceği gün gibi ortada. City’yle anlaşmaları durumunda takımda kalabilir. Bunun dışında Gnabry’nin gönderilmek istendiği de söylentiler arasında yer alıyor. Peki hangi transferlere ihtiyacı var Bayern’in?

Ocak ayında prensip anlaşmasına vardıkları Laimer, bedelsiz olarak yazın Leipzig’den ayrılarak takıma katılacak. Sabitzer’le benzer bir kader yaşaması çok muhtemel görünüyor, çünkü yaşları 32-33’ü görene kadar Bayern’in Kimmich-Goretzka ikilisi pek bozulacak gibi durmuyor. Alternatif oyuncu niteliğinde bir transfer sayabiliriz. Kaleci konusunda bir adım atılıp atılmayacağı belirsiz. Neuer 37 yaşında ve sakatlıktan nasıl döneceği bilinmiyor. Sommer de seneye 35 yaşında olacak ve kalede hiç güven vermiyor. Er yada geç Bayern’in kaleci problemi bir krize dönüşecek. Fakat kaleden önce daha büyük bir 9 numara krizi var. Lewandowski’nin geçen yaz  takımdan ayrılmasından sonra yerinin doldurulmamasının acısını çektiler. Yerine alınan Mane’nin benzer performansı göstermesi mümkün değildi. Choupo-Moting zaman zaman müthiş katkılar verse de yeterli gelmedi. Onun da 34 yaşında olduğunu ve bir sezonu sağlıklı bitiremeyeceğini eklememiz gerek. Bayern’in bu yaz golcü problemini ciddi bir bütçe ayırarak çözeceği konuşuluyor. Bu konuda en büyük adaylar da Tottenham’ın bayrak oyuncusu haline gelmiş Harry Kane ve Avrupa’da bu sezonun en formda golcülerinden biri olan Napoli’li Victor Osimhen’den başkası değil. İkisi için de 100 miyon euronun üstünde bedeller isteneceği söyleniyor. Tottenham’ın Kane’den 100-110 milyon civarı bir bonservis talep ettiği söylentileri var. Osimhen için durum daha da karanlık, Napoli’nin olası bir transferde Osimhen’den 150 milyon euroya yakın bir gelir beklediği söylentileri ortada dolaşırken Bayern’in bu parayı ödemeyi düşünmemesi de kimseyi şaşırtmaz. Osimhen, Kane’e oranla daha genç olsa da sakatlık problemleri Bayern’in o parayı ödemesine engel çıkaracak kadar kafa karıştırıcı bir etken. Kane’de ise en büyük problem yaşının 30’a gelmesi. Fakat Kane’in oyun stilinin Bayern’e çok uygun olması onu bir numaralı aday konumuna getiriyor. Bu ikilinin pahalı gelmesi durumunda da gözlerini Frankfurt’ta bu sezon harikalar yaratan Randal Kolo Muani’ye çevirecekler, fakat Frankfurt’un da oyuncuyu 100 milyon eurodan aşağı bir fiyata bırakmak istemediği açıklandı. Frankfurt’un planı oyuncuyu en azından bir sene daha elinde tutmak olduğu için tok satıcı rolündeler.

Diğer alternatifler ise son dönemde ismini çok kez duyuran Atalantalı Rasmus Hojland, Juventuslu Dusan Vlahovic, bonservisi Chelsea’de olan Romelu Lukaku ve bu sezon gol krallığında zirvede yer alan Werder Bremen’in golcüsü Niclas Füllkrug. Tabii bu isimler şu an için çok daha düşük ihtimal olsa da transfer çemberi Kane-Osimhen-Kolo Muani etrafında dönecek gibi görünüyor. Bayern’in sezonu ne halde bitireceği ve Tuchel’in takımda kalıp kalmayacağı gibi faktörler de bu düğümün çözülmesinde büyük etken olacaktır. Bayern’in yaz transfer dönemindeki stratejisini hep birlikte takip edeceğiz. Bakalım Tuchel, kalırsa istediği gibi bir takım kurmayı başarabilecek mi?

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.