İYİ Partili Ayfer Yılmaz: “Hiçbir şeye aday değilim çünkü her zaman her yerdeyim”

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayfer Yılmaz, ekonomi yönetiminde liyakati ve ekonomik krizleri Medyascope’a değerlendirdi.

İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı Ayfer Yılmaz, Ankara temsilcimiz Hıdır Göktaş ve Ankara muhabirimiz Özgecan Özgenç’in konuğu oldu. Refahyol hükümetinde devlet bakanlığı ve Hazine müsteşarlığı yapan Yılmaz, ekonomi yönetiminde liyakat, Türkiye’nin ekonomik krizleri, krizlerden çıkış reçeteleri ve seçim sonrası ekonomiye ilişkin sorularımızı yanıtladı. 

14 Mayıs için milletvekili adayı olmayan ve seçimden sonra herhangi bir makam için talebi olmadığını belirten Yılmaz, “Hedef, nerede olacağımızdan çok, ne yapacağımızdır. Hiçbir şeye aday değilim çünkü her zaman her yerdeyim. Çok iyi bir ekiple, çok kapsamlı çalışmalar yaptık” diye konuştu.

Yurttaşların, fırsat eşitliğinin önünde engel olmaması için çalışmaya devam edeceğini söyleyen Yılmaz, sağlık politikalarının üzerinde durdu ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesini ve bu aşamada verilen ilaçlardan fiyat farkı alınmamasını hedeflediklerini anlattı.

“Türkiye’yi Şampiyonlar Ligi’ne taşıyacak takım”

Yılmaz’ın “Bu seçim, o seçim” dediği, 14 Mayıs milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Millet İttifakı iktidara gelirse, teknokrat bir yapının mı iş başına geleceği sorusuna, “Teknokratlar da var, siyasiler de var. Artık bir kişi değil, ortak akıl var. Ortak akılla ve kapsayıcı, yapılan her şeyde sürdürülebilirlik arayan ve 21. yüzyılda Türkiye’ye dönüşü sağlayan bir ekip olacak” diye cevap verdi. Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginden önce bir araya gelen ve kısa bir açıklama yayınlayan altı partinin ekonomi kurmayları hakkında Yılmaz, şöyle konuştu:

Hem bürokrasiden gelen, hem bu işim siyasetini yapmış o kadar çok arkadaşımız var ki, çoğuyla da yıllardır birlikte yol almışız devlet yönetiminde. Planlamasında, hazinesinde, maliyesinde, üniversitede kuramlarını ortaya koymuşlarla… Her partinin kendi uzmanlarını, siyasetçilerini toplayıp ortak bir aklı gündeme getirmeye ve programımızı uygulayabilecek kadroları ortaya koymaya çalıştık. Dolayısıyla çekişmeden ziyade, ekip görüldü. Şampiyon takım tek başına yıldızlardan oluşmaz, takım yıldızıdır. Gerçekten Türkiye’yi Şampiyonlar Ligi’ne taşıyacak olan takım.

Ekonomideki krizde liyakatsizliğin etkisini vurgulayan Yılmaz, “Hukukun üstünlüğünün olduğu yerde bürokrat, o kuralların uygulanamayacağını siyasetçinin önüne koyar, siyasetçi talimat verecekse de ona göre verir ama bürokrat karşıt görüşünü yazardı. 20 yıldır biz kurumlarda çalışacak, politika üretecek uzmanları kaybetmişiz. Kaybetmemiş olsaydık, onların içinden liyakatli insanlar bu iktidara da yol gösterebilirdi” diye konuştu. İktidarın durumu için “Kendi bindiğin dalı kesmek” diyen Yılmaz, bürokraside görev alabilecek liyakatli kadrolarının hazır olduğunu söyledi. 

“Neydik, ne olduk?”

Devlet Bakanı olduğunda, dönemin TÜİK’i denebilecek Devlet İstatistik Enstitüsü’nden (DİE) sorumlu olan Yılmaz, TÜİK’in açıkladığı enflasyon, işsizlik gibi verilere güvenilmemesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, Türkiye’nin yıllar içinde dünyadaki hasıladan aldığı payı paylaştı. Yıllara göre Türkiye’nin hasıladan aldığı pay, 1980’de yüzde 0,86 iken, AKP’yi iktidara önemli krizlerin ardından 2002’de yüzde 0,68’ e geriledi. 2013’te yüzde 1,22 olurken, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilen 2018’de yüzde 0,92’ye ve 2021’de yüzde 0,84’e geriledi. Türkiye ekonomisinin dünyadaki yerini Yılmaz, “Neydik, ne olduk?” sözleriyle özetledi. 

“Yapılan hatalardan ders almıyoruz”

1994 ekonomik krizi döneminde Hazine Müsteşar Yardımcısı olan ve ardından Hazine Müsteşarı olan Yılmaz, 1994 kriziyle bugünkü krizin, faizlerin artırılmaması için siyasetçilerin tutumları yönünden benzeştiğini söyledi ve “Her ikisinde de faiz tutkunluğu, Türkiye ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’u ilk defa görmedi” diye konuştu. Hükümet enflasyonu düşürmek isterken, faizlerin yüksek olmasına müdahale etmeye çalıştığını anlatan Yılmaz, “Biz ‘iniyor’ dediğimiz zaman inmez enflasyon. Piyasanın sizi doğru okuyacağı şekilde, onu yönlendirebiliyor olmanız gerekiyor. Yapılan hatalardan ders almıyoruz” dedi. 

“Kötü olan koalisyon değil, yönetme şekliniz”

Koalisyon hükümetlerinde bakan olarak görev alan Yılmaz, AKP’nin koalisyon hükümetlerine yönelik eleştirileri hakkında, “Türkiye 2015’ten beri koalisyonla yönetiliyor ve şu anda yedi partiye kadar çıkan bir koalisyon ortaklığı söz konusu. Görünürde tek adam ama arkasında çok kalabalık bir koalisyon var” diye konuştu. Koalisyon olmasının karar alma süreçlerini yavaşlatmadığını anlatan Yılmaz, “Ne kadar çok vatandaşımız, parlamentoda, hükümette temsil ediliyorsa, o kadar demokrasi var. Kötü olan koalisyon değil, yönetme şekliniz” dedi. 

“Kemal Derviş politikalarının en önemli noktası kurumsallaşmanın oturtulmasıydı”

2001 ekonomik krizinden çıkışta IMF programının uygulayıcısı olup bugün (8 Mayıs) hayatını kaybeden Kemal Derviş’in yaptığı gibi, mevcut krizden çıkış için de halkın kemer sıkması gerekip gerekmeyeceği sorusuna Yılmaz, şöyle cevap verdi: 

Kemal Derviş politikalarının en önemli noktası kurumsallaşmanın oturtulmasıydı. 2008’in sonuna kadar ellerindeki bir reçeteyle geldiler. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, BDDK’nin kuruluşu, sermaye piyasasının, TÜİK’in organizasyonu, borçlanma kanunu… Tümüyle birlikte ekonomi şeffaf, karar alıcıları belli ve özerklikleriyle sürdürülen bir sistem. 2008’den sonra bir sistem ortaya konmadı, bütün mesele o. Öyle bir noktaya geldik ki, başarısızlıkları başarı diye anlatıyoruz. Seçim döneminde, İHA, SİHA, Gabar’daki petrol diye çıkıp, ‘Bunlara mı karşısınız’ diyorlar. Hiç eleştirilir mi böyle bir şey, hepsi ülkemizin artısı. Bunların geliştirilmesi için dar gelirlilerden toplanan dolaylı vergilerle para aktarmadık mı? Övündüğümüz her yatırımın karşılığında hepimizin ödediği vergi var, bizim olanla niye övünmeyelim?

İktidarın, Kahramanmaraş merkezli depremin ardından insanları odağına almadığını belirten Yılmaz, “İnsanın odağında olmadığı bir ekonomi sürdürülebilir değildir. Oradaki vatandaşı düşünmek yerine kaç konut yapacağımızı konuştuk. Vatandaşlar neyle geçinecek diye sormadan, ekim alanlarına molozları yığmaya başladık, orman alanlarına inşaata başladık” diye konuştu. 14 Mayıs’tan sonra ekonomide, bütün politikalarda insanın odağa konulacağını söyleyen Yılmaz, “Hedefimiz, yardıma muhtaç yurttaşları, kendi ayakları üzerinde durur hale getirmek” dedi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.