Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmak isteyen Cumartesi Anneleri’ne polis yine müdahale etti, 22 kişi gözaltına alındı. Gözaltında alınanlar emniyetteki işlemlerin ardından serbest bırakıldı.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle yaptıkları eylemin 953. haftasında, İstanbul-Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmak isteyen Cumartesi Anneleri bir kez daha gözaltına alındı.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “ihlal” kararına rağmen polis ablukasının sürdüğü meydanda Cumartesi Anneleri’nin açıklama yapmasına izin verilmedi.
Meydanda basın açıklaması yapmalarına izin verilmeyen Cumartesi Anneleri polis tarafından ablukaya alındı. Polis, ellerinde karanfillerle Galatasaray Meydanı’na çıkmak isteyen kayıp yakınlarını kelepçeyle gözaltına aldı.
Gözaltına alınanlar şöyle:
Hanife Yıldız, Mikail Kırbayır, Ali Ocak, Besna Tosun, Sebla Arcan, Eren Keskin, Gülseren Yoleri, Leman Yurtsever, Arat Dink, Hatice Korkmaz, Oya Ersoy, İsmail Yücel, Gülendam Özdemir, Ömer Kavran, Deniz Aytaç, Kemal Bulut, Hatice Onaran, Meryem Bar, Pelin Laçin, Hüseyin Aygül, Zehra Demir, Kenan Yıldızerler.
Gözaltına alınanlar emniyetteki işlemlerin ardından serbest bırakıldı.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyeleri açıklamayı dernekte okudu:
“Hiç kimse hukukun üstünde olamaz, Galatasaray yasağına son verin. Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen insanlarımızın akıbetlerini öğrenmek için 28 yıldır Galatasaray’ı kendimize mekan ettik. Gözaltında kaybetmeleri unutturma, üstünü örtme politikalarına karşı, yaşananların unutulmaması, toplumsal bellekte yer alması için Galatasaray Meydanı’nı bir hafıza mekanına dönüştürdük. Başvurdukları her yerde inkarla karşılaşmış, sözleri susturulmak istenmiş kayıp yakınlarının anlatılarını görünür kıldık. 28 yıldır ısrarla, ‘yaşam hakkı’ dedik, ‘hukukun üstünlüğü’ dedik, ‘hakikat’ dedik, ‘adalet’ dedik. Bu yüzden düşmanlaştırıldık; engellendik, şiddet gördük, gözaltına alındık, yargılandık. Ama asla kayıplarımızdan ve adalet arayışımızdan vazgeçmedik. Bugüne kadar, gözaltında kaybetmeler söz konusu olduğunda devlet, uluslararası hukuka uygun hareket etme yükümlülüğüne uymadığı gibi, kendi iç hukukuna göre de hareket etmedi. Kayıpları ve kayıp yakınlarını hukukun korumasının dışına itti. Hak ve özgürlüklerini yok saydı. Şimdi de tam 12 haftadır kayıpların akıbetlerinin açıklanması talebiyle yapmak istediğimiz basın açıklamalarımız hukuka aykırı bir biçimde engelleniyor, gözaltına alınıyoruz. Bu engellemenin hak ihlali olduğuna dair iki Anayasa Mahkemesi kararı olduğu halde, bu gözaltılar sonrasında savcılığın ‘suçun unsurları oluşmamıştır’ diyerek kovuşturma yapılmaya yer olmadığı kararı vermesine rağmen engellenmeye ve gözaltına alınmaya devam ediliyoruz. Anayasa Mahkemesi’ne göre, ortada bir hak ihlali var. Kaymakamlık Cumartesi Anneleri’nin toplanma hakkının etkin kullanımını sağlamaya yönelik tedbir almakla yükümlü. Savcılık makamına göre; Galatasaray’da basın açıklaması yapmak istediğimiz için soruşturma açmayı gerektirecek bir suç yok. O zaman neden engelleniyoruz? Neden her hafta gözaltına alınıyoruz? Uluslarası sözleşmelerin, Anayasanın, yasaların, mahkeme kararlarının kağıt üzerinde kaldığı, kamu otoritelerinin kendilerini hukukun üstünde konumladığı bir keyfiyet ortamında ısrarla hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz. 953. haftamızda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya sesleniyoruz: Makamı ve mevkisi ne olursa olsun herkes hukuka tâbi olmak zorundadır. Hiç kimse hukukun üstünde olamaz ve kendi arzusuna göre kuralları değiştiremez. Bu hukuksuzluğa son verin.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
