İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, PKK lideri Abdullah Öcalan’la ilgili sözleri nedeniyle hakkında soruşturma başlattığı gazeteci Merdan Yanardağ, “suçu ve suçluyu övme”, “terör örgütü propagandası yapma” suçlamasıyla 26 Haziran’da gözaltına alındı, bir gün sonra da tutuklandı. Alp Yanardağ, babasının tutuklanmasının ardından zorlu ve yıpratıcı zamanlar geçirdiklerini ancak cezaevi sürecinin çok uzamayacağını söyledi.
Medyascope’a konuşan Alp Yanardağ, babasının tutuklanmasının ardından zorlu ve yıpratıcı zamanlar geçirdiklerini ancak cezaevi sürecinin çok uzamayacağını ve babasının kaldığı yerden daha güçlü bir şekilde devam edeceğini söyledi. Mahkemenin yapılan itirazı detaylı değerlendirip karar vermesi gerektiğini belirten avukat Ümit Isıgöllü ise “Asli Ceza Mahkemesi’nin bu kararı kaldırmasını ümit ediyoruz” dedi.
“Montajlanmış bir videoyu bambaşka yerlere çektiler”
Alp Yanardağ, programın babasının gözaltına alınmadan 6 gün önce yayınlandığını belirterek, montajlanan videonun başka noktalara çekildiğini anlattı:
“Programın bir kesiti bir anda bin kişilik bir hesaptan profesyonel bir şekilde cımbızlanarak, montajlanarak servis ediliyor ve bir gün içerisinde viral oluyor. Programın genelinde bambaşka bir eleştiri vardı ancak bunu yanlış okuyup gündem yaptılar. Montajlanmış bir videoyu alıp bambaşka bir noktaya çektiler. Hâlbuki videonun orijinalinde bu ifadeler ironi anlamında yapıldı. Babam ifadesinde, avukatla verdiği savcılık ifadesinde de bunları söylüyor. Ama buna rağmen çok hızlı bir şekilde gözaltı ve tutuklanma süreci yaşadık.”
“Hukuki anlamda bir suç unsuru yok”
Nöbetçi mahkemeye videonun montajlanmış olduğunu söylediklerini ancak mahkemenin yine de tutuklama kararı verdiğini söyleyen Alp Yanardağ, süreci şöyle anlatıyor:
“Tutuklanmayı gerektirecek herhangi bir durum var mı? Babam zaten adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ve hakkında ver,len yurtdışı yasağı var. Böyle bir insan hâlâ ülkede işini yapmaya çalışıyorsa objektif bakıldığında zaten tutuklanmasına gerek olmadığı görülecektir. Avukatların gözünde de, halkın gözünde de babamın söylediği ifadelerde suç unsuru olabilecek en ufak bir şey yok. En fazla şunu söyleyebilirsiniz, ‘Merdan Yanardağ’ın düşüncelerine katılmıyorum’. Olabilir, ben de katılmayabilirim. Başkası da katılmayabilir ama hukuki anlamda bir suç unsuru yok.”
“Önüne geçilmesi gereken siyasi bir kumpasla karşı karşıyayız”
Merdan Yanardağ’ın tutukluluğunun devam etmesinin özgür medyayı susturma politikası olduğunu söyleyen Alp Yanardağ, “Babamın tutukluluğu devam ederse bunun kalan özgür medyayı sindirmeye ve gözdağı vermeye, muhalefeti de susturmaya dönük bir operasyon olduğunu görürüz. Bu montaj mevzusu aslında seçim dönemi başladı ve işe yaradı. Şimdi de bunu devam ettiriyorlar. Burada eğer toplumsal bir dayanışma ortaya konup ‘dur’ denmezse devamı gelecektir. Acil önüne geçilmesi gereken bir siyasi kumpasla karşı karşıyayız” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Sonuna kadar mücadeleye devam edecek”
Babası Merdan Yanardağ’ın hayat dolu bir insan olduğunu vurgulayan Alp Yanardağ, “Dik duruyor, moralini yüksek tutuyor” dedi:
“Babam ‘Boyun eğmeyeceğim, mücadeleye sonuna kadar devam edeceğim’ diyor. İlaç kullanıyor, ilaçlarını vermişler. Şimdilik bir sorun yok, babam iyi diyebiliriz. Ama şu da bir gerçek ki, 65 yaşında ve Silivri koşullarında kalması sağlığı açısından iyi değil, ne kadar az kalırsa sağlığı için o kadar iyi olacak.”
Alp Yanardağ’dan babasına mektup:
Uğur Dündar, Alp Yanardağ’ın babasına yazdığı mektuba Sözcü gazetesindeki köşesinde yer verdi. Alp Yanardağ, babasına mektup yazma sürecini anlattı:
“Uğur Dündar, bu süreçte bize çok destek oldu. Babamla görüştükten sonra beni arayıp görüşmeyi sordu. Görüşmeyi anlattım, söyleyecek çok şeyim olduğunu ama vaktin yeterli olmadığını söyledim. Çok kısa bir görüşmeydi ve işle alakalı pek çok şey sordum. Onun dışında söyleyeceklerime zaman kalmadı. Gardiyan gelip ‘Hadi Merdan çıkıyoruz zaman kalmadı’ dedi. Bunu söyleyince Uğur Abi köşesinde mektup yazmamı söyledi. Söyleyemediğim sözleri bir sonraki gün ilettim. İnsanlardan güzel dönüşler aldım, henüz babamdan dönüş almadım ama avukatlarımız aracılığıyla ondan da alacağım.”
“Babam çıktığında TELE1’in ayakta olması gerekiyor”
10 yıl önce de aynı senaryo ile karşı karşıya kaldığını belirten Alp Yanardağ, babası Merdan Yanardağ’ın onurlu bir iş yaptığını, korkmadan gerçekleri söylediğini belirtti:
“Hâlâ da aynısını düşünüyorum. Bunun için bedeller ödedi ve yine ödemeye devam ediyor. Ben gurur duyuyorum. Bunlar bir onur madalyası, doğru işi yaptığının göstergesidir. Yine de babamın haksız yere bizden koparılması ve alınması etkiliyor. Zor ve stresli bir süreç, TELE1’de babamın yokluğunu doldurmaya çalışıyorum ama bu imkânsız. Elimden geleni yapıyorum çünkü babam çıktığında TELE1’in ayakta olması gerekiyor.”
“Babam içeriden daha güçlü çıkacak”
Alp Yanardağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kişisel olarak yıpratıcı bir süreç, ‘Bu da gelir, bu da geçer’ desek de gün sonunda babama telefon bile açamıyor olmanın verdiği rahatsızlık beni yıpratıyor. Ama babamın suçsuz olduğunu biliyorum. Herkes bunu algılayabilir. Babamın çıkacağına inanıyorum. Eğer bir operasyon içerisinde değilsek bu sürecin çok uzayacağını düşünmüyorum. Babam içeriden daha güçlü ve iyi çıkacak, kaldığı yerden devam edecek. Ben bu düşünceye tutunuyorum.”
“Televizyon verildi, gazete de verilecek”
Alp Yanardağ, babasının resmi tatilde tutuklandığı için normal bir tutuklunun ya da hükümlünün sahip olması gereken birçok şeyden mahrum kaldığı söylentilerine ise şöyle yanıt verdi.
“’Televizyon, gazete verilmiyor’ diye söylentiler var. Bu babama karşı kasıtlı olarak yapılmış bir şey değil. Sadece süreç yavaş işlediğinden dolayı oldu. Avukatlardan öğrendiğim kadarıyla televizyon verildi. Gazeteler de bugünden itibaren verilmeye başlanacakmış. Orda sağlanan ve hakkı olan imkânları yavaş yavaş alacak.”
“Herkes aynı fikirde, ortada bir suç yok”
Merdan Yanardağ’ın avukatlarından Ümit Isıgöllü, sözlerin canlı yayında söylendiğini hatırlatarak, savcılığın bu sözleri suç olarak değerlendirip Sulh Ceza Hâkimliği’ne tutuklanması istemiyle sevk ettiğini söyledi:
“Savcılık incelemesinde sadece ‘terörü övmek suçu’ yazıyor. Bu suç, 2013’ten önce çok yaygın kullanılıyordu ve Türkiye, sürekli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tazminat ödemek zorunda bırakılıyordu. Ortada, esas anlamıyla suç yok. Anayasa hukukçumuzdan, ceza hukukçumuza, hocalarımıza kadar herkes aynı fikirde, ortada bir suç yok.”
“Tutukluluk olmamalıydı”
Tutuklama kararının doğru olmadığını vurgulayan Isıgöllü, bu karar için delil karartma veya kaçma şüphesinin olması gerektiğini savundu:
“Delili nasıl karartacaklar? RTÜK’ten gidip bir şey mi alacaklar? Merdan Yanardağ’ın dışarıda delil karartmasının imkânı yok. Ayrıca nereye kaçacak adam? Daha önceden yurtdışına çıkış yasağı var. Bir yere gittiği yok. 6-7 gün öncesine kadar işinin gücünün başındaydı. O da mümkün değil. Suç, katalog suç değil. Dolayısıyla tutukluluk olmamalıydı.”
Tutukluluğuna itiraz edildi
Avukatlar Bilgütay Durna ve Ümit Isıgöllü, dün (3 Temmuz) Merdan Yanardağ’ın tutukluluk haline itiraz etti. İstanbul Adliyesi’ne gelerek İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği’ne itiraz dilekçesi verdiler:
“Dün bütün bunlara itiraz ettik. Çünkü tutukluluk çok ağır bir karar. Çünkü mahkemenin elinde bir sürü imkân var, bacağa kelepçe takıp evde dahi tutabilirler. Kaçmayacak, göçmeyecek, delil karartma imkânı olmayan bir insan. Bu nedenle 7. Sulh Ceza Mahkemesi’ne Merdan Yanardağ’ın tutukluluğuna yönelik itiraz dilekçesi verdik.”
“Usulen tutukluluk gerekli değil”
Mahkemenin yapılan itirazı detaylı değerlendirip karar vermesi gerektiğini belirten Isıgöllü, “Belki sayın yargıç orada bir tedbir olarak tutukluluk kararı vermiş olabilir. Şimdi artık değerlendirerek, bir muhakeme yaparak Asli Ceza Mahkemesi’nin bu kararı kaldırmasını ümit ediyoruz. Doğrusunu isterseniz suç yok. Usulen tutukluluk gerekli olmadığı için bu noktada Türk Yargısına güvenmemiz gerekiyor. Tahmin ediyorum ki, tutukluluk hali kaldırılacaktır” dedi.
Isıgöllü, “Merdan Yanardağ ihtiyaçlarından mahrum bırakıldı” haberlerine ise şöyle yanıt verdi:
“Merdan Yanardağ’ın tutukluluğunun ertesi günü görüşmeye gittim ancak görüşemedim. Birçok şey kayda geçmemişti, bilgisayara işlenmemiş ve güncelleme yapılmamıştı. O yüzden bana nerede olduğunu söyleyemediler. Ancak sonraki gün gidenler görüşebildiler. Şu an işlemler stabil ve düzgün işliyor. Her şey normale döndü.”