İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Edirne’deki Trakya Teşkilat Buluşması’nda konuştu. 15 milletvekili tartışmasına değinen Akşener, “CHP bünyesinde görev yapan pek çok siyasetçi arkadaşımız televizyonlara çıkıyorlar ve 15 milletvekili mevzusunu söyleye söyleye geziyorlar, biz bunun eğer ödemesi varsa, İstanbul ve Ankara’yı hediye ederek kendilerine ödedik. Hâlâ alacaklıyız” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Edirne’de Trakya Teşkilat Buluşması’nda konuştu.
İYİ Parti’nin, seçimlere ilk girdiği 2018 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kontenjanından 15 milletvekili çıkarmasını eleştirenlere seslenen Akşener, “CHP bünyesinde görev yapan pek çok siyasetçi arkadaşımız televizyonlara çıkıyorlar ve 15 milletvekili mevzusunu söyleye söyleye geziyorlar, biz bunun eğer ödemesi varsa, İstanbul ve Ankara’yı hediye ederek kendilerine ödedik. Hâlâ alacaklıyız” dedi.
“Seçim kazanılabilsin diye zehir içtim”
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Altılı Masa’nın adayı belirlenirken 3 Mart’ta masadan kalkan ve geri dönen Akşener, “Ben masa, kasa yıkmadım. O seçim kazanılabilsin diye ben zehir içtim, zehir. O gün bunları size anlatsam siz yıkardınız ortalığı” dedi:
“Meşhur 3 Mart akşamında ben, sayın Temel Karamollaoğlu’nun davetiyle Saadet Partisi’nde toplanacağız ve nasıl bir yöntemle cumhurbaşkanlığı seçilecek diye gittim. Meğerse isim oylayacakmışız, ona döndü iş. En son bana söz verildi. Herkes sayın Kılıçdaroğlu dedi. Ben de bu sebeple gelindiği, buraya döndüğüne göre vatandaşın nezdinde bu iki arkadaşımızın (Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş) bu masadaki herkesten önde olduğunu, dolayısıyla her bir siyasi partinin bir anket firması tavsiye etmesini, isim söylemesini ve o isimlerle bir hafta içinde sonucun alınmasını ve ona uymamız gerektiğini söyledim. Kabul edilmedi. Sayın Kılıçdaroğlu da döndü, ‘Sayın Akşener uygun görmediğine göre, biz beşimiz de beni uygun gördüğüne göre, biz imzalayalım çıkalım’ dedi. Ben masa, kasa yıkmadım. O seçim kazanılabilsin diye ben zehir içtim, zehir. O gün bunları size anlatsam siz yıkardınız ortalığı. Kendime dedim ki, sabır hacı.”
“İstanbul’u alan Türkiye’yi alamıyormuş”
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” sözlerini hatırlatan Akşener, “Meğer dediği doğru değilmiş. İstanbul’u alan Türkiye’yi alamıyormuş. Sonuç, ikisi de alındı. Hiçbir zaman, ‘Bizim sayemizde alındı’ demedik. Biz projenin sahibi olarak pay sahibiyiz. Yani biz bu teklifi götüren olarak, yapıcı bir davranış içine girerek bir yol alınmasını sağladık. Biz onunla gurur duyduk. Onunla övündük. Ama seçilmiş arkadaşlarımızı ‘Biz seçtirdik, bize mecbursunuz’ gibi bir davranışla asla karşı karşıya bırakmadık” dedi.
“Cumhurbaşkanlığı sistemi ittifaklara mecbur bıraktı”
Cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye’yi ittifaklara mecbur bıraktığını söyleyen Akşener, “2017’de referanduma sunulan partili cumhurbaşkanlığı sistemi, Türkiye’yi ittifaklara mecbur bıraktı ve iki kutuplu bir dünya hâline getirdi. İki kutuplu dünyanın içindeki her siyasi görüşten insanlar, belki şu salondaki benim dava arkadaşlarım, yol arkadaşlarımın Cumhur İttifakı içindeki seçmenle dostluğu, arkadaşlığı, akrabalığı var. Ama bunu dile getirme imkânı ortadan kalktı. Belki Cumhur İttifakı içindeki seçmenin hem bizim içimizde hem Millet İttifakı’nın içindeki seçmenle dostluğu, arkadaşlığı var. Ama katiyetle siyaseti konuşabilir bir hâle gelemedi bu insanlar, bu ittifak sistemi içinden” diye konuştu.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Akşener, ittifak sisteminden vazgeçtiklerini hatırlattı:
“Biz ittifak sisteminden vazgeçtik. Türkiye için eğile büküle öldük. Artık bundan sonra yok. Dolayısıyla ittifak sistemini reddediyoruz. Sadece bugün değil 2028’de de kendimiz, rahmetli Elçibeyin söylediği gibi özü başımıza gireceğiz.”
