Sahalarımızda görmek istediğimiz hareketler #5: The International rehberi | 1. Bölüm

Dota 2 Pro sahnesinde The International 12’ye çok az bir zaman kaldı. Son gelişmeleri, haberleri ve turnuvanın favori takımlarını sizler için Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay yazdı.

The International rehberi – 1. Bölüm

The International 12 zamanı geldi çattı. Valve’in yaptığı reformların ciddi anlamda eleştirildiği 3 seneyi geride bıraktık. Koronavirüsün başlangıcından bu yana Valve, gerçekten hem pro sahneye, hem de komüniteye dair pek olumlu gelişmeler gösteremedi. Özensiz ve heyecan yaratmayan ödüllere sahip Battlepass’ler, parayla level almaya teşvik edemeyen kozmetik kutuları ve setleri, oyuncuların para harcama seviyesini ciddi anlamda düşürdü. Geçen seneki TI’da şampiyon olan Tundra Esports’un kazandığı para, 2016’da şampiyonluğu göğüsleyen Wings Gaming’in kazandığından daha azdı. Bu da Valve’in komüniteyi küstürdüğünün en büyük kanıtıydı. Valve de bu konuda bir değişikliğe giderek BattlePass’i kaldırdı ve yerine çok daha kötü ödüllere sahip Compendium’u getirdi. Muhtemelen bu sene en düşük ödül havuzuna sahip TI’lardan birini göreceğiz. Prestij dışında takımların bir şey kazanmayacak olması da bir sonraki sene takımları nasıl motive edecek, o da merak konusu. DPC sistemi de kaldırıldığı için seneye neler olacağını kimse bilmiyor.

Tüm bu olumsuz etkilerin dışında TI grup aşamasının başlamasına çok az bir zaman kaldı. Bu sene ilk TI’daki çoklu grup sistemine geri dönüş yapılıyor. Bu sene beşer takımlı 4 ayrı grup göreceğiz. Grup maçları iki günde tamamlanacak, sonra 1 gün ara verilecek. Ardından da ikinci faza geçilecek. İkinci faza gruplarında sonuncu olan takımlar katılamayacak ve turnuvaya veda edecekler. Diğerleri de gruplarındaki sıralamaya göre başka gruplardaki takımlarla çapraz eşleşerek Play-Off’ta üst kademe veya alt kademede yer alma mücadelesi verecekler. Üst kademedeki takımların bir seri kaybetme hakkı varken, alt kademedeki takımlar bir seri kaybetmeleri halinde TI’a veda edecek. Grup aşamasından sonraki hafta Play-Off’lar oynanacak ve 16 takımın yarısı bu aşamada turnuvaya veda edecek. Burada Valve, Play-Off sistemini de ikiye bölmüş durumda.

Kalan son 8 takımın mücadelesini de bir sonraki hafta sonuna taşıyor ve bu bölüme turnuvanın ismini veriyor. Ekim’in 27-29’u arasında kalan 8 takım Aegis’in sahibi olmak için mücadele verecek. Üç aşamalı sistem sayesinde daha fazla bilet satmayı umuyor Valve ve ne kadar başarılı veya başarısız olduğunu da o zaman anlayacağız. Valve’in çok bir şey yapmayayım ama bir şekilde Dota 2 komünitesinden para yürüteyim felsefesi daha ne kadar devam edecek onu da göreceğiz.

Gelelim turnuva takımlarına. Birkaç paragraf daha Valve’e sitemlerimi yazardım ama bunun bir önemi olmayacağı için devam etmeye gerek yok. O yüzden biz, yazının bu kısmında favori gözüken takımlara değinelim. Bu senenin en büyük favorisi, tüm sezonu da domine eden Gaimin Gladiators’tan başkası değil. Geçen sene sonunda Mid oyuncusu BOOM ve koç ImmortalFaith ile yollarını ayırmışlardı. BOOM’un yerine Kuzey Amerika’nın en meşhur oyuncularından eski ismiyle CCnC, yeni ismiyle Quinn getirildi. Koçluk görevini ise Cy- devraldı. Bu değişikliklerden sonra bu sene yapılan 3 Major turnuvasını da kazandılar. 2016-2017’de OG’den bu yana başka hiçbir takım bu başarıyı gerçekleştirmemişti. Gaimin Gladiators, kısa GG diyelim biz, bu TI’ın açık ara favorisi konumundalar. Özellikle Offlaner Ace’in liderliği, Quinn’in agresif oyunu ve tOfu ile Seleri’nin esnek Support oyunlarıyla gerçekten kompleks bir takımlar. Normalde sadece farm yapması beklenen takımın Carry oyuncusu dyrachyo bile bazı maçlarda tamamen agresif oynayabiliyor. Görev tanımlarının çok sabit olmayışı da GG karşısında kazanmayı zorlaştırıyor. Quinn, meta hero havuzunu en iyi kullanan Mid oyuncularından biri ve Mid kulvarını kazandığında genelde kartopu etkisi yaratarak takımını sürüklüyor. Fakat takımın esas beyni burada Offlaner Ace’ten başkası değil. Onun rahat oynadığı maçlarda GG’nin kaybetmesi pek kolay değil. Bu yüzden GG’nin rakiplerinin daha çok Ace’e baskı yapacağını düşünüyorum. Bu da çok kolay bir görev değil ne yazık ki!

Başarısız TI 11 macerasından sonra TORONTOTOKYO’nun ayrılığı sonrası Mid pozisyonuna Larl’ı getiren Team Spirit, başarısız geçen bir sezonun ardından sürpriz bir şekilde Riyadh Masters’ı, ardından da DreamLeague Season 21’i domine ederek kazandı. Larl’ın takıma iyice uyum sağlaması ve kaotik Mid görevini çok iyi yerine getirmeye başlaması Team Spirit’i favoriler arasına yazdırdı. Yatoro ve Collapse gibi rollerinde dünyanın en iyi 3 oyuncusu arasında bulunması da Team Spirit’in ne kadar korkutucu bir takım olduğunu gözler önüne seriyor. Miposhka gibi sakin ve soğukkanlı bir kaptana sahipler, bu da çok büyük bir artı onlar için. Bu sene de TI’a ne kadar hazır olduklarını birkaç gün önce yayınladıkları bu kliple de gösterdiler. Gerçekten sempatik ve eğlenceli bir takım.

Senenin en iyi performans veren müzmin ikincisi Team Liquid de bir diğer TI 12 favorisi. Bu seneki 3 Major’ı da finalde GG’ye kaybeden Liquid, eski formundan da uzak bir görüntü veriyor. Son Bali Major’dan bu yana katıldıkları turnuvalarda pek etki yaratamadılar. Yine de MiCKe’nin vereceği performansa göre Team Liquid bu turnuvada ikinci şampiyonluğunu kazanabilir. Nisha, zai, Boxi ve Insania gibi müthiş uyumlu bir dörtlü zor bulunur.

En ciddi TI 12 şampiyonluk adaylarını böylece tanımış olduk. Bir sonraki yazımda sürpriz yapması potansiyel takımlara ve dikkat edilmesi gereken oyunculara bakacağız. Tekrar görüşmek üzere!

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.