Dünya, yeşil bir gelecek için politikalar üretmeye ve bunları hayata geçirmeye çalışmaya devam ediyor. Ancak ne kadar politika üretilirse üretilsin, zenginlik ve yoksulluk arasındaki uçurum, çevre için olumsuz etkiler doğurmaya devam ediyor.
Yılda yaklaşık 40 bin dolardan (Yaklaşık 1 milyon 150 bin TL) fazla kazanan herkes, Dünyanın en zengin yüzde 10’luk kesiminde yer alıyor. Bu da, gelişmiş ülkelerdeki orta sınıf olarak tanımlanıyor.
Çevre konularında genelde dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimin aşırı lüks yaşam tarzının küresel karbon emisyonuna neden olduğu söylenir. Mesela özel jetlerle seyahat. Ancak tüm sorun bu yüzde 1’lik kesim değil.
En zengin yüzde 10, küresel karbon emisyonunun yarısına neden oluyor.
Stockholm Çevre Enstitüsü ve Oxfam tarafından hazırlanan bir rapora göre, gelir açısından en zengin yüzde 10’luk kesim 770 milyon kişiden oluşuyor ve bu kesimin neredeyse üçte ikisi yüksek gelirli ülkelerde yaşıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verilerine göre ABD, Birleşik Krallık, AB ve Japonya’da en zengin yüzde 10’luk kesimin karbon ayak izi, en yoksul yüzde 10’luk kesimin yaklaşık 15 katı.
Çin, Güney Afrika, Brezilya ve Hindistan’da en zengin yüzde 10’luk kesim, en yoksul yüzde 10’luk kesime kıyasla 30-40 kat daha fazla karbon emisyonuna neden oluyor.
İki örneklemde de, en zengin yüze 10’luk kesimin neden olduğu karbon emisyonu, altta kalan yüzde 50’lik kesimin emisyonları kadar yüksek.
Özellikle ABD ve Çin’de durum daha kötü. En zengin yüzde 10’luk kesimin karbon emisyonları, daha alttaki yüzde 70’lik kesimin yarattığı emisyon toplamından daha yüksek.
En uç örnek ise Güney Afrika. En zengin yüzde 10’luk kesimin karbon ayak izi, geri kalan yüzde 90’lık kesimin karbon ayak izine eşit.
Ulaşım konuları, karbon emisyonunun en büyük tetikleyicilerinden. Özellikle de şahsi araç kullanımı. En zengin yüzde 10’luk kesimin çok yüksek emisyonlara neden olmasında başrol bu. Şahsi araç kullanımı, en zengin yüzde 10’un, en yoksul yüzde 10’dan 20-40 kat fazla emisyon yaratmasına neden oluyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Bir diğer önemli faktör de insanların satın aldığı mobilya ve elektronik gibi malların içerdiği emisyonlar. Bunlar en zengin yüzde 10’luk kesim için 20-50 kat daha yüksek ve çoğu ülkede emisyonların yaklaşık üçte birini oluşturmakta.
Paris Ekonomi Okulu’nda Dünya Eşitsizlik Laboratuarı’nın direktörü olan Dr. Lucas Chancel, hükümetlerin zenginler yerine yoksullara odaklanmasının yanlış olduğunu söylüyor: “Emisyon eşitsizliğini hesaba katmadığınızda, Sarı Yelekliler gibi protesto durumlarıyla karşılaşabilirsiniz”
IEA verileri, ülkelerin gelişmişlik seviyesi arasındaki farkları da ortaya koyuyor.
ABD’deki en yoksul yüzde 10’luk kesim, Hindistan’da daha yoksul olan yüzde 90’lık kesimden daha büyük bir karbon ayak izine sahip. Hindistan’ın nüfusunun yüz milyonlarca kişi daha fazla olduğunu da unutmamak lazım.
Chatham House düşünce kuruluşunda araştırma görevlisi olan Ruth Townend, “Politika oluştururken eşitsizliğe dikkat etmeden, daha sürdürülebilir bir topluma adil bir geçiş yapmak mümkün olmayacak” diyor.
Townend, “Zenginlerin yüksek karbonlu yaşam tarzlarını refahlarına zarar vermeden değiştirebilecek kaynaklara sahip olduklarını ve zenginler arasında bu değişimi desteklemenin daha yeşil yaşam tarzlarını daha cazip hale getirmeye yardımcı olabileceğini” söylüyor.
Milyoner sayısı artıyor
Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, 1 milyon dolarlık servete sahip olan insanların sayısı (Enflasyon tahminleri dikkate alındığında) 2020 yılında yaklaşık 52 milyonken bu sayı 2050 yılında 511 milyona yükselecek.
Bu da küresel nüfustaki milyoner sayısının 0,7’den yüzde 3,3’e yükselmesi anlamına geliyor.
Araştırmayı yöneten İsveç Linnaeus Üniversitesi’nden Prof Stefan Gössling, “İnsanlığın bu kadar küçük bir kısmının kalan karbon bütçesinin bu kadar büyük bir kısmını tüketecek olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece karbon üzerine vergi koymak yeterli olmayacaktır, çünkü zenginler esasen ekstra miktarı ödemeyi karşılayabilirken, yoksul insanlar daha fazla etkilenecektir” dedi.
Kaynak: Guardian