Kerem Aktürkoğlu, The Athletic’e konuştu: 17 Ağustos enkazından, Old Trafford’da ağları sarsmaya giden yolculuk

Galatasaray’ın milli yıldızı Kerem Aktürkoğlu, dünyanın önde gelen spor haber sitelerinden The Athletic’e açıklamalarda bulundu. Medyascope Spor’dan Uğurcan Kanca, yıldız futbolcunun röportajını sizin için çevirdi. 

“UEFA Şampiyonlar Ligi’nde oynamak ve gol atmak bir rüyaydı

Kerem Aktürkoğlu depremde enkaz altında kaldığı zamana dair pek bir şey hatırlamıyor.

Bu çok da şaşırtıcı değil: Kerem o sırada sadece 10 aylıktı. Aktürkoğlu, Ağustos 1999’da gece yarısı Richter ölçeğine göre 7.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğinde ailesiyle birlikte İstanbul’un yaklaşık 60 mil doğusunda, Kocaeli’ye bağlı İzmit’te yaşıyordu.

Aktürkoğlu’nun dededi belediye başkanıydı. Bu nedenle felaketle, hem profesyonel hem de kişisel olarak ilgilenmek gibi çifte bir korku yaşadı. Kerem bebeğin aranmasına öncülük etti, bebek sağsalim bulundu ve Aktürkoğlu ailesi fiziksel anlamda nispeten zarar görmeden kurtuldu.

Ancak ailesi üzerindeki psikolojik etkisi etkisi çok derindi. Bu nedenle Aktürkoğlu, Şubat 2023’te Türkiye’nin güneyi bir dizi depremle harap olduğunda bir şeyler yapması gerektiğini hissetti.

The Athletic’e şunları söyledi: “Ailemle birlikteydim ve ilk söylediğim şey ‘Orada olmam gerek’ oldu.”

Türkiye’deki pek çok kulüp felakete yardım gönderirken ve futbol camiası olanları anlamaya çalışırken, özellikle de Hatayspor ve Gaziantep’i çok derinden etkilediği için lig haftalarca askıya alındı. Chelsea ve Newcastle’ın eski kanat oyuncusu Christian Atsu, Hatayspor’da oynarken depremde hayatını kaybetti ve her iki kulüp de, paramparça olmuş bölge akılalmaz bir trajediyle uğraşırken Süper Lig’den çekildi.

Yardım gönderen kulüpler arasında Galatasaray da vardı ve başkan yardımcısı Erden Timur koordinasyonu sağlamak ve elinden gelen yardımı sunmak üzere bölgeye gitti.

Aktürkoğlu da onunla birlikte gitti. Şimdiye kadar yaptıkları hakkında kamuoyu önünde konuşmamıştı ve biraz ikna edilmesi gerekiyordu ama sonuçta oraya gitmenin gerçekten bir seçim olmadığını, kişisel geçmişi nedeniyle para göndermenin ötesinde yardım etmek zorunda olduğunu söyledi.

“Bizim kültürümüzde,  Türk ya da İslam kültüründe , yaptıklarımızdan ya da verdiklerimizden bahsetmeyi pek sevmeyiz. ‘Yardım et ama bu konuda konuşma’ deriz. Sessizce yardım et. Bu yüzden şimdi bu konu hakkında konuşmaktan oldukça çekiniyorum.”

Ama bu anlatmaya değer bir hikaye. Aktürkoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “1999 depremini yaşayanlar, mağdur olmanın ne demek olduğunu gerçekten anlayanlardır ve çok küçük yaşta olmama rağmen benim ailem de bu depremin mağdurlarından biriydi.”

Timur ve kulüp mağdurlara pratik yardım sağladı ama Aktürkoğlu gerçek bir empati kurmayı başardı.

“Başkan yardımcısı bölgeye yardım götürmek için büyük kamyonlar organize etti” diyor Aktürkoğlu: “Bu malzemelerin insanlara, ailelere ulaştırılmasına yardımcı oluyorduk. Bu işin bir parçasıydı ama orada aile üyelerini kaybetmiş ya da hala aile üyelerinin enkaz altında olup olmadığını görmek için bekleyen insanlarla birlikte olmak. Sadece onlarla konuşmak. Bu zihinsel destek çok önemliydi. Etrafta dolaşıp insanlarla konuştum, onları rahatlattım.”

Aktürkoğlu ayrıca geçen sezon Başakşehir’e karşı 7–0 kazanılan ve hat-trick yaptığı maçın topunu da açık artırmaya çıkararak gelirini yardım kampanyasına bağışladı: “Bizden kişisel bir şey vermemizi istediler ki bu bizim için çok şey ifade ediyor. Birçoğumuz maddi olarak yardım ettik, bu çok önemli. Ancak diğer yandan, sahadaki insanların duygularını anlamak için kişisel dokunuş da önemliydi. Eğer orada olabilirsem ve onlara birazcık umut verebilirsem bile bir şeyler başarmış olurum.”

İnsanlar ülkedeki en büyük futbol yıldızlarından birinin erzak kutuları taşıdığını fark ettiklerinde birkaç kez ikilemde kaldılar ama çoğunlukla herkes çok meşguldü ve felaketin etkisiyle ünlülerle uğraşmak zorunda kalmadı: “Aile üyelerini kaybeden insanlarla ilgili hikayeler duydum. Onların üzüntülerinin bir parçası olmak, onları teselli etmeye çalışmak ve ‘yanımızda olduğunuz için teşekkürler’ dediklerinde bu çok önemli hissettirdi. Bunun bir parçası olduğunuzu, onlarla birlikte olduğunuzu hissediyorsunuz. Çok acı çektiler, aile üyelerini kaybettiler ve siz bu anı onlarla paylaşıyorsunuz. Bu çok değerli bir şey. Benim için anlamı çok büyüktü. Bunu yanınızda götürüyorsunuz ve görevinizi yapmış gibi hissediyorsunuz.”

“Oraya gittiğinizde bunu görüyorsunuz, hissediyorsunuz. Birini kaybetmiş biriyle konuşuyorsunuz… ağlamamak çok zor. Zor, ağlarsanız onlara bunun bir parçası olduğunuzu gösterirsiniz ama onlar için güçlü kalmak istersiniz. Kendimi her zaman bu iki his arasında hissettim. Bunu deneyimlemek sadece televizyondan izlemekten çok farklı.”

Sezona Şubat ayının ilk haftasından Mart başına kadar ara verildi. Ancak sezon yeniden başladığında Aktürkoğlu, ezeli rakipleri Fenerbahçe’yi sekiz puan farkla yenerek şampiyonluğa ulaşan Galatasaray takımının kilit oyuncularından biriydi.

İki takım bu sezon yine karşı karşıya: 16 maç sonunda her ikisi de 43 puanda. Sadece bir beraberlik ve bir mağlubiyetle hemen hemen aynı rekora sahipler. İkili arasında 24 Aralık’ta oynanacak karşılaşma, özellikle de bir haftadan kısa bir süre sonra Riyad’da düzenlenecek Türkiye Süper Kupası’nda tekrar karşılaşacakları için büyük bir heyecan olacak.

İki İstanbul devinin geçen yaz harcadıkları para miktarı göz önüne alındığında bu bir sürpriz olmayabilir, her ikisi de eski usul Türk harcama çılgınlığına devam ediyor. Fenerbahçe; Edin Dzeko, Fred ve Dusan Tadic’i kadrosuna katarken Galatasaray; Mauro Icardi’nin transferini kalıcı hale getirdi ve Wilfried Zaha, Tanguy Ndombele (kiralık), Hakim Ziyech ve Davinson Sanchez’i kadrosuna kattı.

Özellikle Zaha transferi Aktürkoğlu için önemliydi çünkü pozisyon değişikliği anlamına geliyordu. Genellikle solda oynayan Aktürkoğlu bu sezonun büyük bölümünü 10 numara olarak geçirdi ve başarılı oldu. Galatasaray gibi büyük bir kulüp yurt dışından büyük isimleri kadrosuna kattığında genellikle yerel oyuncular bundan zarar görür ama Aktürkoğlu yeni rolünde başarılı olmuşa benziyor.

“Bu bana oyunumu geliştirmek için daha fazla olanak sağlıyor. Yıllarca sadece solda oynadım ama şimdi daha çok ortada oynuyorum. Bu bir meydan okuma ama aynı zamanda benim için bir fırsat. Benim için ‘Hey, yerimi korumak için şimdi daha da iyi olmalıyım’ gibi bir şey ve bu beni motive ediyor. Gelen oyuncular ne kadar iyi olursa benim için o kadar iyi olur.”

Bu aynı zamanda onun kariyerinde yükselme zamanı geldiğinde, bu duruma bir hazırlık görevi de görüyor. Aktürkoğlu şimdiden kariyerinde sırada ne olduğunu düşünüyor ve hedeflerini yüksek tutuyor: “Doğru zaman geldiğinde kariyerimde bir sonraki adımı atmak, en iyi liglerden birinde ve en iyi takımlardan birinde oynamak kesinlikle bir hedef. Bu yüzden her gün sıkı çalışıyorum. Şu anda oynadığım maçların hepsi bir süreç, her yıl daha iyiye gidiyorum. Bunu yaptığım sürece kariyerimdeki bir sonraki adım kendiliğinden gelecektir. Benim için bu seviyedeki oyuncularla oynamak, başka bir lige gittiğimde oraya uyum sağlamamı kolaylaştırıyor. Gelecekte başka bir yerde futbol oynadığımda adaptasyon aşaması kısa olacak ya da hiç olmayacak.”

Aktürkoğlu da United’a karşı attığı gollerle bunda büyük rol oynadı: İlki Old Trafford’da Galatasaray’ın 3–2 kazandığı maçta düzgün bir bitirişti, diğeri ise iki hafta önce İstanbul’daki 3–3’lük çılgın beraberlikte, Andre Onana’nın hatasına bağlanamayacak tek goldü: “Bu bir rüyanın gerçekleşmesiydi. Şampiyonlar Ligi’nde oynamak ve gol atmak bir rüyaydı ve Manchester United gibi bir takıma karşı böylesine özel iki gol atmak bunu daha da güzelleştiriyor.”

Bu gollerden sonra Aktürkoğlu’nun hayali bir sihirli değneği havada salladığı gol sevincini fark etmiş olabilirsiniz. Bu Harry Potter’a bir saygı duruşu: “Harry Potter ve benim aramda bazı benzerlikler var: Aynı renkleri paylaşıyoruz (kırmızı ve sarı, Galatasaray/Gryffindor için), aynı numaraya sahibiz (yedi, karakterin Quidditch forması) ve yuvarlak gözlüklerimi taktığımda… bazı taraftarlar bana ‘Kerem Potter’ demeye başladı. Bu benim yarattığım bir şey değil, taraftarların yarattığı bir şey. Artık kutlama benim bir parçam gibi. Antrenmanda bile takım arkadaşlarım bunu yapıyor. Adana Demirspor’a karşı gol attım ama düştüm ve biraz sakatlandım, bu yüzden kutlamayı Dries Mertens yapmaya başladı.”

Aktürkoğlu’nun ilerleyişi devam ederse herkesin bu kutlamadan biraz daha fazlasını görme ihtimali yüksek. Milli takımın kilit adamlarından biri olan Aktürkoğlu, önümüzdeki yaz Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye için yıldızlaşırsa, özellikle de Avrupa’da daha ileri giderlerse ve bir lig şampiyonluğu daha kazanırlarsa çok talep görecek.

Ancak bunların hiçbiri olmasa bile, Aktürkoğlu belki de başka nelerin önemli olduğunu ve futboldan uzak bir hayatın gerçekte ne anlama geldiğini bilmek için herkesten daha iyi bir konumda.

Çeviren: Uğurcan Kanca
Editör: Mehmet Ali Yıldırım

Kaynak: The Athletic

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.