Premier Lig’de 21.Haftanın ilk kısmı geride kaldı. Bu haftanın merakla beklenen maçında Manchester City deplasmanda Newcastle United’ı 3-2 ile geçti ve averajla ikinci sıraya yükseldi. Maçın analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.
Premier Lig Panorama: 21. haftanın ardından | Kevin De Bruyne etkisi – Eddie Howe’un tutmayan savunma taktiği – Bobb’un kritik golüyle gelen galibiyet
Yeni yılda kısa süreli bir yerel kupa arasından sonra tekrar Premier Lig’e kavuştuk. Fakat 21.haftanın maçları iki haftaya bölünmüş hâlde. Beş maç bu hafta oynandı, önümüzdeki hafta sonu da kalanlar oynanacak. Bu haftanın şu ana kadarki en kârlı takımı Manchester City oldu. Hem Newcastle deplasmanından galibiyetle döndüler, hem de Kevin De Bruyne 1 gol, 1 asistle geri döndü. Kondisyon açısından beklenenden çok uzak olsa da sahadaki varlığı bile galibiyeti getirmeye yetti. O zaman hemen Manchester United-Tottenham yerine seçtiğimiz Newcastle United-Manchester City maçını incelemeye başlayalım!
Newcastle United 2-3 Manchester City
Son dönemlerde Erling Haaland’ın yokluğu sebebiyle istediği sonuçları almakta çok zorlanan Aston Villa’nın da Everton’la berabere kalmasıyla birlikte averajla ikinciliğe yükseldi. Haaland’ın bir süre daha takımdan uzak kalacak olması ofans yönünde sıkıntılara sebebiyet vermeye devam edecek ama Kevin De Bruyne’nin sakatlıktan dönmesi Guardiola için önemli bir teselli gibi görünüyor. Hücumdaki problemlerin belli bir kısmını KDB halledebilir diyebiliriz. Fakat sorun şu ki kendisinin kondisyon durumu hiç iyi değil. Henüz koşu atabilecek kadar kondisyonu yok ve sahada olduğu sürenin çoğunda deyim yerindeyse yürüyerek oynadı ama sonucunda bir gol, bir asistle maçı getirdi. Zekanın atletizme baskın geldiğinin kanıtlarından birini gösterebiliriz KDB’nin bu maç performansını. Şimdi gelelim yavaştan maçı konuşmaya.
İlk görseli iki takımın maç içi formasyonunu görebilmemiz için seçtim. City, Newcastle’ın göbekteki kalabalık savunması yüzünden görselde gördüğümüz 2-5-3’ü denemeye başladı. Kanat forvetler iyice içeri yanaşarak beklerin çizgide geniş alanlar bulmalarını sağladı. Gvardiol ve Walker ikilisi çok sık ileri çıkarak adeta kanat bek görevi gördüler. Ortadaki altılı ise birbirlerine yakın durarak, hızlı üçgenlere kurmaya çalışıp savunma arkasına sarkmayı denedi. Herhangi bir hava tehdidi sahibi olmadıkları için ortaların çoğu yerden ve sert oldu. Bernardo Silva’nın attığı şık gol de bu şekilde geldi. Newcastle’ın “biz göbeği savunacağız, gidin orta açın” taktiği böylece geri tepmiş oldu. City maç boyunca kanatları da kullaranak pozisyon bulmaya devam etti. Eddie Howe’ın bu konuda sınıfta kaldığını vurgulayabiliriz. Diğer taraftan da City’nin yediği iki golde çok ciddi Kyle Walker hataları gördük. Hem Gordon’a, hem Isak’a çok rahat şut çekme imkânı verdi ve iki gol yendi. Newcastle’ın direnç kazanmasında ciddi pay sahibi oldu. İkinci görselde kilit pas haritasını görüyoruz. Almiron’un takımı adına başı çektiği Newcastle’da tahminimden çok daha fazla kilit pas üretmeyi başarmış. City’nin takım savunmasında yaşadığı problemleri de açıkça ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan Almiron da gerçekten iyi bir performans gösterdi hem ofans, hem defans kısmında.Bir sonraki görsel ise Newcastle için oldukça karamsar bir tabloya sahip. Newcastle’ın sadece başarılı bir dribbling girişimi var ve bu da sadece Almiron’dan geldi. City tarafında ise tam 16 başarılı dribbling girişimi görülüyor. Kovacic, Walker ve Rodri üçer başarılı dribbling ile başı çekiyor. Ceza sahasında iki dribbling ile golü getiren Oscar Bobb ise maçın X faktörü olmayı başardı.
Şimdi gelelim işin savunma boyutuna. İlk görselde Newcastle’ın savunmada en başarılı üçlüsünün yaptıklarını görüyoruz. 33 numarayla Dan Burn, 39 ile Bruno Guimaraes, 24 ile de Miguel Almiron savunma anlamında takımın en çok efor gösteren üçlüsü oldu. Özellikle Guimaraes hücumda da ciddi katkı verdi. Isak’ın attığı goldeki harika pası şapka çıkartılacak cinstendi. Dan Burn her ne kadar bu maçta iyi performans gösterse de kendisini beğenmediğim oyuncu tiplerinden biri. Bir bek için fazla uzun boylu (1.98 m) ve atletik kanat oyuncular karşısında zor anlar yaşıyor. Liverpool maçında Salah karşısında çok kötü bir performans göstermişti. Howe’ın Livramento ve Hall’a karşı güvensizliği başına iş açmaya devam edecektir diye düşünüyorum. Orta sahada da Tonali’nin cezası ve sakatlığı sebebiyle muhtemelen sezonu kapatan Joelinton yüzünden bu bölgeye bir transfer şart gibi gözüküyor. Çünkü sezon sonuna kadar Miley-Guimaraes-Longstaff üçlüsünün götürebileceğine dair bir inancım yok. İkinci görselde ise Gvardiol ve Ruben Dias ikilisini görüyoruz. 24 numarayla Gvardiol zaman zaman göbekte de savunma hamleleri gerçekleştirdi. Ruben Dias ise City’nin gerçek generali fakat tandem konusunda pek şanslı değil. Açıkçası ne Ake’nin, ne de Akanji’nin City seviyesinde olduğuna inanmıyorum. Sistem sayesinde sırıtmıyor gibi duruyorlar. Fakat Gvardiol’ün artık merkeze çekilmesi gerekiyor ki Dias’ın gerçek etkisini daha net görebilelim. City’nin acil bir sol beke ihtiyacı var ve istediklerinde para harcayarak bunu gerçekleştirebilecek kapasiteye sahipler.
Pas haritalarına geldiğimizde ilk başta City’ye bakıyoruz. Yazının baş kısımlarında bahsettiğim 2-5-3 formasyonu burada da gözümüze çarpıyor. Beşli orta saha neredeyse aynı hizada konumlanmış. Kolay kurulan pas üçgenleriyle Newcastle orta sahası özellikle ikinci yarıda etkisini yitirdi. Doku biraz daha kendi bölgesinde, Foden ise fırsat buldukça merkeze kaçtı. Bernardo Silva’nın da sağ kanada kaçmayı sevdiğini hatırlarsak bu şaşırtıcı değil. Atletizmi ve dayanıklılığı yüksek oyunculara sahip oldukça formasyon esnekliği Guardiola’nın elini güçlendiriyor. Newcastle tarafında ise pas merkezinin Guimaraes olduğunu görebiliyoruz. Bir güneş gibi merkezde konumlanmış durumda. Almiron ve Gordon savunma görevleri yüzünden orta saha gerisinde konumlandılar. Isak ise takımdan biraz daha izole hâlde kalmış durumda.
Kevin De Bruyne etkisini net bir şekilde hissettik. Neredeyse yürüyerek maçı City’ye getirdi. Sadece 24 dakika oynamasına rağmen 9 orta açtı, 3 gol fırsatı yarattı ve bu konuda maçın en başarılı oyuncusu oldu. 35 kez topla buluştu ki burada da ikinci sırada. Özellikle attığı ilk golde Alvarez’i tutmaya çalışan Botman-Schar ikilisinin üstüne koşarak dengelerini bozdu ve Alvarez’in kaçmasını engellemeye çalışırlarken pozisyonlarını kaybettiler. De Bruyne de tertemiz bir vuruşla golü kaydetti. Oscar Bobb’a attırdığı golde de attığı pas inanılmaz gerçekten. Falsosu ve hızı mükemmel düzeyde. Trippier gibi pozisyon almada başarılı bir beki oyundan düşürmeyi başardı. Bobb da akıllı iki dokunuş ile topu ağlara göndermeyi başardı.
Manchester City sezonun en yüksek ceza sahasında topla buluşma sayısına ulaştı. (67 kez topla buluşma)
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Sadece Arsenal (77) ve Brighton (68) ile onlardan daha fazla ceza sahasında topla buluştu ve ikisi de bunu West Ham United karşısında gerçekleştirdi. İki maçı da West Ham kazandı.
Maçın Adamı Rodri’nin Newcastle United Performansı
159 kez topla buluşma
130 toplam pas (%92 isabet)
7 kazanılan ikili mücadele
7 başarılı savunma hamlesi
4 isabetli uzun pas
3 yaratılan gol şansı
2 başarılı çalım girişimi
1 asist
Böylece Premier Lig Panorama’nın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Önümüzdeki hafta Arsenal ve Liverpool maçlarının durumuna göre tekrar karşınızda olacağız. Futbolla kalın, görüşmek üzere!
Maçın Özeti:
Yazan: Öner Tavtay
Editör: Doğa Üründül
