AKP iktidarının ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele programı kapsamında uygulamaya aldığı “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. “Tasarruf” dense de açıklanan paket, kamudaki savurganlığı ve ihtiyaç dışı harcamaları gözler önüne serdi. Alınan önlemlerin 8 başlığa toplandığı paketin detaylarını, mali açıdan bütçeye getirisini, paketin CHP’li belediyelere olası etkisini iktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman ile konuştuk. Tasarruf tedbirlerinin arka planını aktaran Konukman, “Fedakârlık hep emekçiden beklenecek, sermayeden bir defalık dahi istenmeyecek” diyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın internet sitesindeki bütçe istatistikleri başlığı altında üç aylık ödeneklerle ilgili harcamaların bilgisinin verildiğini hatırlatan iktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, “Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla genel bütçeli idareler 44,6 milyar TL ek ödenek almış, yani cumhurbaşkanı gitmiş kendisine dair bir sürü kuruluşun ödeneklerini artırmış, bütçesine 3 milyar TL ekleme yapmış. Parlamentonun daha yeni verdiği bütçe harcama izni 44,6 milyar TL. 26 milyar da özel bütçeli idareler. Toplarsanız ne ediyor? 70 milyar sadece burada ödenek eklenmiş. Bu ne demek? 70 milyar TL daha fazla harcamak demek” diyerek tasarruf tedbirlerinin ciddiyetsizliğini gözler önüne serdi.
“Seçimleri kazansalar bunlara ihtiyaç duymayacaklar”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “Son dönemde yaşanan gelişmeler tasarruf tedbirlerinde daha geniş çerçevede adımlar atmaya ihtiyacını ortaya çıkarmıştır” sözlerini yorumlayan Konukman, AKP iktidarı eğer 31 Mart yerel seçimlerinde tarihi bir hezimet yaşamasaydı bu tarz tedbirlerin açıklanmayacağı görüşünde:
“Bu ne demek? Son dönemde yaşanan gelişmeleri yaratan kim? Ben mi yarattım son dönemde yaşanan gelişmeleri? Seçime gidiyoruz diye olağanüstü harcama yaptılar. Son üç aylık harcamalara bakın, neredeyse öngörülen bütçelerin yüzde 20’sini kullanmışlar. Son dönemde yaşanan gelişmeler tasarruf tedbirlerinde gelişme adım atma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Seçimleri kazansalar bunlara ihtiyaç duymayacaklar.”
“Sarayla ilgili tedbirler nerede? Adını geçir bari”
Açıklanan tedbirlerde Cumhurbaşkanlığı ile ilgili hiçbir tedbir olmadığının altını çizen Konukman, “Sarayla ilgili tasarruf tedbirlerini saysak burada 5-6 sayfalık metin olur. Nerede? Bir tane tedbir yok. Adını geçir bari. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyen bir cumhurbaşkanıyla ilgili herhangi bir tasarruf tedbiri olsaydı, basın toplantısında her ikisi tarafından büyük bir heyecanla açıklanırdı. Onu da görmedik” diye konuştu.
Çift maaşa son, danışmanlar hakkında tek kelime yok
Paketin ciddiyetsiz olduğunu ve bazı kalemlerin itiraf niteliğinde olduğunu söyleyen Konukman, “Seçimden sonra TOGG’u kaldırıp yabancı arabalara yönelen sizsiniz, şimdi neden kullanımını kaldırıyorsunuz? İnandırıcı olabiliyor musunuz? Mesela 3 yıl süreyle yeni araç satın almayı ve kiralamayı durduruyoruz diyor. Nasıl inanacağım ben size? İhtiyaç varsa niye böyle süre kısıtlaması yapıyorsun? Zaman gelir, ihtiyaç olur. Niye şimdiden peşinen böyle bir sınırlama? Bu, bir sonraki seçimlere kadar gaz almaktır” diyerek tepki gösterdi.
Kamu çalışanlarının aldığı yönetim kurulu ücretlerinin sınırlanmasına ilişkin maddeye de tepki gösteren Konukman, “Danışmanlarla ilgili hiçbir şey yok. Kamufle etmek çok kolay. Yönetim kurulu üyesini danışman yaparsınız olur biter. Sizin yandaşlarının ikinci ücretini danışman olarak alır. Ne değişir? Nerede tasarruf yapmış oldunuz?” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Koronavirüs salgını döneminde pek çok kurumun evden çalışma yöntemine geçtiğini fakat şu an böyle bir adım atılmasına neden ihtiyaç duyulduğunu sorgulayan Konukman şöyle konuştu: “Kamuda esnek ve uzaktan çalışmayı sanki bir özel sektörmüş gibi, sanki devlet bir anonim şirketmiş gibi… Bu tür bir plana neden gerek var arkadaş? İkna etsinler bizi. Fedakârlık hep emekçiden beklenecek ama sermayeden bir defalık dahi fedakârlık istenmeyecek. Bu tasarruf tedbirlerinin arka planında da bunlar var.”
