Siyaset bilimci Edgar Şar, Ruşen Çakır’ın konuğu oldu. Edgar Şar, Ekrem İmamoğlu’na yönelik süreci değerlendirdi. Sokaklara çıkan gençlerin varlığını da değerlendiren Şar, bu hareketin temelinde ekonomik ve sosyal bunalım olduğunu vurguladı: “Gençlerin dışarı çıkmasının en büyük sebebi geleceksizlik” dedi. Şar videoda ayrıca, “İktidarın en büyük güvencelerinden biri ‘biz bunları böleriz’ anlayışıydı” dedi.
Şar, “Şunu hepimiz biliyoruz, yani bu olay bugün bir noktaya varmak zorunda. Mahkeme kararı ertelenebilir ama tutuklama kararı böyle değil, işin doğası buna uygun değil. Yani bu iş çok fazla ertelenemez. Zaten ön seçim de bunun biraz öne alınması anlamına geliyor”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve 106 kişiye yönelik düzenlenen İBB operasyonu kapsamında gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolar dördüncü gününde devam etti.
Öğrencilerin öncülük ettiği eylemler özellikle üniversite kampüslerinde ve şehir merkezlerinde yoğunlaştı. İstanbul, İzmir, Eskişehir, Çanakkale, Antalya ve Ankara’da sabah saatlerinde birçok adrese polis baskınları düzenlendi. Baskınlar sonucu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Onlarca kişi gözaltına alındı.
Toplumsal tepkinin gençler üzerinden örgütlendiğini belirten Şar, gençlerin neden sokakta olduğuna dair gözlemde bulundu: Gençlerin dışarı çıkmasının en büyük sebebi geleceksizlik. Bu çok net. Bugün sosyal medyada falan da dolaşıyor. Gençlerin mesajlarını da görüyoruz”
“CHP kendisinden beklenenden daha iyi götürüyor bu süreci”
Şar, “Aslında CHP belki kendisinden beklenenden biraz daha iyi götürüyor bu süreci. Ama benim görebildiğim kadarıyla buradaki asıl önemli şey CHP’nin ve Genel Merkez’in İmamoğlu’yla bu kadar konsolide olmuş olması. Yani ben geçen seçimden, beri Erdoğan’ın ve iktidarın en önemli güvencelerinden biri, ‘biz nasılsa bunları böleriz’ anlayışıydı”
Şar sözlerine şöyle devam etti, “Ve bütün o yumuşama, normalleşme sürecinde falan hedefledikleri de buydu. O süreç bittikten sonra da Özgür Özel’e daha böyle yumuşak bir dille konuşup, asıl bütün şeyi İmamoğlu’na yöneltme gibi bir stratejisi de olmuştu Erdoğan’ın. Bence asıl beklemedikleri şeylerden biri buydu. Ve bu birçok insan için de şaşırtıcıdır”
