Ruşen Çakır, konuğu Aydın Selcen ile İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını değerlendirdi. Selcen’e göre Erdoğan, İmamoğlu’nu şimdiden başkan yaptı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturmasından tutuklandığı, kent uzlaşısı soruşturmasından ise adli kontrolsüz serbest kaldığı haberleri geldi. Aydın Selcen yaşananların “silahlaştırılmış yargı eliyle yapılan bir darbe girişimi” olduğunu söyledi.
İmamoğlu ve ekibine operasyon: “Bu bir sivil darbe girişimi”
Medyascope’ta Ruşen Çakır’ın programına konuk olan Aydın Selcen, İmamoğlu’nun tutuklanması ve ekibine yönelik operasyonu değerlendirdi. Selcen, İmamoğlu ile ilgili haberler kesinleşmeden önce, kent uzlaşısı soruşturmasından terör suçlamasıyla adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını, yolsuzluk iddiasından tutuklandığını hatırlattı.
Selcen, şimdiki yönetim tarzının “tek adam rejimi” olduğunu vurgulayarak, “Bu yönetim tarzında tek adamın ne geri adım atabilmesi mümkün ne de herhangi bir konuda zafiyet gösterdiği izlenimini vermesi mümkün” dedi.
- İmamoğlu’na düzenlenen operasyon haberlerimizin tamamını okuyun.
- İmamoğlu’na düzenlenen operasyon videolarımızın tamamını izleyin.
“Erdoğan İmamoğlu’nu şimdiden başkan yaptı”
Selcen, operasyonun Erdoğan’a etkilerini şöyle yorumladı:
“Erdoğan hem cumhurbaşkanlığı yarışındaki en güçlü rakibini ekarte etmiş oldu şimdilik. Aslında tam aksine bence Erdoğan İmamoğlu’nu şimdiden başkan yaptı.”
Yaşananların erken seçimi yakınlaştırdığını ifade eden Selcen, “İki, iki buçuk yıl beklemez bu erken seçim” dedi.
Selcen, operasyonun kapsamını da değerlendirerek, “Bütün beyin takımını alarak, şirketine de el koyarak, bu beyin takımının mal varlıklarına el koyarak, kent uzlaşısını terör suçu ilan ederken diğer taraftan DEM’le barış süreci söylemi arasındaki tutarsızlığı” eleştirdi.
“Seçim yoluyla iktidar değişikliği girişimi darbe sayılıyor”
İktidarın yaklaşımını ağır biçimde eleştiren Selcen, şunları söyledi:
“Seçim yoluyla beni değiştirmeye kalkmak bir darbe girişimidir, diyor Erdoğan. Yani 19 Mart’ta yapılan bir darbe girişimi, silahlaştırılmış yargı eliyle yapılan bir darbe girişimi. Buna karşılık muhalefet siyaseti, doğrudan sandık istemek, darbe girişimi addediliyor.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Selcen, CHP’nin ön seçim sandıklarının “19 Mart darbesine karşı mısınız?” referandumuna dönüştüğünü belirtti. Ön seçim sandıklarındaki katılımın, “İşin nereye evirileceği konusunda önemli bir gösterge” olacağını vurguladı.
Saraçhane’den yükselen tepki
Özgür Özel’in Saraçhane’deki tutumunu olumlu bulan Selcen, “Yaptığı konuşma hem güçlüydü hem dengeliydi. Bütün toplum kesimlerini kucaklayan bir yaklaşım sergiledi” dedi.
Selcen, meydanlarda farklı siyasi görüşlerden gençlerin yan yana geldiğini vurgulayarak, “Üniversite öğrencilerinin görüntüleri, elinde kırmızı renkli parti bayrağı taşıyan gençlerle bozkurt işareti yapanın yan yana olduğu, DEM Parti sloganlarıyla CHP flamalarının yan yana geldiği” bir ortam oluştuğunu anlattı.
“Yeter be” duygusu toplumu birleştiriyor
Selcen, toplumda oluşan tepkiyi, “Bu ‘Yeter be’ duygusu, ‘Yetti kardeşim’ duygusu, siyasal görüşü ne olursa olsun farklı yaşlardan, farklı toplum kesimlerinden, Türkiye’nin farklı bölgelerinden insanların, farklı partileri destekleyen insanların, ‘Artık yeter, bu kara düzen yetti’ duygusunun güçlü olduğunu gösteriyor” sözleriyle özetledi.
İktidarın yaklaşımına karşı toplumun daha kararlı olduğunu savunan Selcen, “Pek çok kişi ‘Bayram geliyor, tatil, tencere tava hep aynı hava, bunları unuturlar’ havasındalar ama görebildiğim kadarıyla bu defa öyle değil” dedi.
Selcen sözlerini şöyle tamamladı:
“İmamoğlu’nun ve yakın çalışma ekibinin bu biçimde tutuklanması yetmeyip, gözü karartıp aile şirketine ve başkalarının mal varlıklarına el konmasına kadar varılması, bence bıçağın kemiğe dayandığını geniş toplum kesimleri açısından gösteriyor.”
