Özgür Özel’in açıklamasına göre CHP’nin Maltepe’de düzenlediği “İmamoğlu’na Özgürlük” mitingine 2.2 milyon kişi katıldı. Dr. Edgar Şar, bu eylemin CHP’nin yeni stratejisinin bir parçası olduğunu ve partinin artık “çoğunluğun özgüveniyle” hareket ettiğini vurguladı.
Siyaset bilimci Edgar Şar, Ruşen Çakır’ın yayınına katılarak Maltepe mitingini ve CHP’nin boykot çağrısını değerlendirdi. değerlendirdi.
Şar, CHP’nin Maltepe’de yaptığı daha önceki mitinglerle bugünkü mitingi kıyasladı. İstatistiksel olarak 2018’de Muharrem İnce’nin yaptığı miting ile karşılaştıran Şar, “Şimdi bu daha önceki mitingler arasında en büyüğü tarihe geçen diye söylenen Muharrem İnce’ninkiydi. Sanırım bugünle birlikte kendi rekorunu CHP bir şekilde kırmış oldu. Bunu sadece bir istatistik bilgi olarak söylemek değil amacım. Bütün o mitingler yapılırken şöyle bir örüntü vardı. Neydi? İşte CHP kutuplaşmadan iktidar kadar beslenmediği için bu tarz mitingler vs. Erdoğan’ı çok net doğrudan CHP’den hedef alması CHP’nin aslında kendi işine yaramıyor, toplumu ikna etmesinde de bir işe yaramıyor deniyordu. Şimdi artık Bir süredir değişen bir durum var” dedi.
CHP’nin boykot çağrısı işe yarıyor mu?
CHP’nin boykot çağrısına da değinen Şar, “Bu boykot çok büyük bir araç sağlıyor. Çünkü bu boykotun hedef aldığı yapı Türkiye’de eğer biz bugün emsali görülmemiş bir otoriter rejim inşa ediliyor diyorsak bunun üzerine inşa edildi. Bu ekonomik yapı olmadan bu mümkün değil. Ama bir şekilde buna karşı olan Türkiye’deki kesimler ekonomik motoruysa bu ülkenin bu şekilde el koyma hakları var ve hiçbir şekilde kimse buna hiçbir şey diyemez diyemeyecektir. Kendileri iktidar partisinin üyeleri ya da mobilize ettikleri D&R’ı şunu bunu kurtarabiliyorlarsa kurtarsınlar helal olsun yani o zaman zaten kızmaya gerek yok” diye konuştu.
Şar, “Muhalefet çoğunluğa sahip olduğunun özgüveniyle davranıyor ve kutuplaşmanın kendine yarayabileceğini görüyor” dedi. Şar, CHP’nin artık Erdoğan’ı doğrudan hedef almaktan çekinmediğini vurguladı:
“Aslında bunun miladı da geçen yıl 31 Mart seçimidir bence CHP’nin birinci parti olması ve Erdoğan’ın iktidar hayatında ilk kez ikinciliğe itmiş olması kendini her şekilde küçümseyen CHP’yi her şekilde küçümseyen ve bütün iktidarını onun üzerine basa basa inşa eden Erdoğan’ı ilk kez çok net bir şekilde mağlup ettiği geçen yıl, bu değişimin mimarı diye düşünüyorum. Artık bu gibi meydanlarda Erdoğan’ı doğrudan hedef almaktan aynı şekilde çekinilmiyor.”
Türkiye neyin öncüsü olabilir?
Edgar Şar, Türkiye’nin dünyada otoriterleşme dalgasının ilk başladığı ülke olduğunu hatırlatarak, şimdi ters yönde bir hareketlenmenin de öncüsü olabileceğini belirtti.
“Türkiye’deki bir otoriterlik dalgasına karşı duruşun öncüsü Türkiye olabilir” diyen Şar, bunun demokratikleşmeye gidip gitmeyeceğini şimdiden söylemenin erken olduğunu, ancak potansiyelin varlığına işaret etti.
Şar, İmamoğlu’nun Maltepe mitinginde yapay zeka ile seslendirilen mesajında tüm muhalefet partilerine hitap eden bir dil kullandığını vurguladı.
“Ekrem İmamoğlu içeri girmiş olmasına rağmen, muhalefeti toparlama stratejisinin durduğuna dair bir işaret yok” diyen Şar, CHP’nin asıl stratejisinin İmamoğlu’nun içeriden çıkarılması için baskı oluşturmak olduğunu belirtti.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Şar, şöyle devam etti:
“23 Mart’a kadar Ekrem İmamoğlu bütün ülkeyi dolaşırken hiç olmadığı kadar belki de CHP’li konuşmalar yapıyordu ve Erdoğan’ı hedef alıyordu. Çünkü o sırada ilk atılacak adım o ön seçimdi ve bu ön seçimde CHP’li üyeler oy kullanacaktı. 23 Mart’tan sonra eğer, yani Ekrem İmamoğlu içeri girmemiş olsaydı ve ön seçim sadece CHP’li üyelerle yapılmış olsaydı, bir şekilde yine adaylığı onaylanmış olacaktı. Şimdi bugünkü konuşmasında aslında içeri girmiş olmasının, Silivri’ye gitmiş olmasının, bunu durdurmadığına dair işaretler ben görüyorum. Bakalım bunu yapabilecekler mi? Nasıl yapacaklar? Çünkü CHP’nin asıl stratejisi Ekrem İmamoğlu’nun içeriden çıkması, çıkarılması.”
Edgar Şar, analizinin son bölümünde CHP içindeki birlikteliğe dikkat çekti.
“Erdoğan, CHP Genel Merkezi’yle popüler bir cumhurbaşkanı adayının birlikte çalışamayacağını düşünüyordu” diyen Şar, aksine CHP’de Ekrem İmamoğlu’nun adaylığının imzaya açıldığı günden itibaren bir konsolidasyonun oluştuğunu vurguladı.
Şar, “Özgür Özel bütün stratejisini Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını en meşru şekilde, en büyük çoğunlukla onaylayacak şekilde göstermek üzerine kurmuş durumda” diyerek bu birlikteliğin güçlenerek devam edeceğini öngördü.
