Siyaset bilimci Prof. Seda Demiralp, boykotun psikolojik etkisi üzerine değerlendirme yaptı.
19 Mart’ın kırılma noktası olduğunu hatırlatan Demiralp, “Bu eylemsizlik ya da apati hali ne oldu da 19 Mart sonrasında değişti diye düşünüyorduk. Siyasete angajmanı daha az diye düşündüğümüz gençlerin tam tersi failliğiyle başlayan eylemler, 19 Mart sonrası döneme yön verdi. Şimdi bu boykot çağrısıyla sadece gençler değil, belki daha orta sınıf, beyaz yaka yeniden failliğini hissetmesi gibi bir sonuç söz konusu olabilir” dedi.
“Bir denge vardı”
Boykotun psikolojik etkisi üzerine de konuşan Demiralp şöyle devam etti:
“Ama önemli olan şu: Apati, siyasete yabancılaşma, tepkisizlik, eylemsizlik vs. bunların hepsinde temelde ‘Benim bir gücüm yok. Ben zaten siyasete etki edemiyorum’ duygusu var. Şimdi ne oldu da burada bir değişiklik oldu? Bir denge vardı. Tamam, sokak eylemleri yok, imza kampanyaları yok; ama çok rekabetçi olmasa da seçimler var. Buraya tutunmuş kitleler vardı.”
“Faillik duygusu beslendi”
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıyla devam eden süreçte seçime inanan kesimin de umutlarının yıkıldığını ifade eden Demiralp, “Bu gücün de elinden alınması bir kere bu dengeyi bozdu. Buradan gelen bir öfke patlaması oluştu. Sokaklara döküldü insanlar ve bu sokaklara dökülmenin bir sonucunu kısmen gördüler. En azından böyle yorumladılar, İstanbul’a kayyum atanmaması, yani iktidara fren yaptıklarını yaptırttıklarını düşündüler. Bu onların faillik duygusunu besledi” diye konuştu.
“Aslında hiçbir şey yapmıyorsun”
Bu durumun sürdürülebilirliğine de değinen Demiralp, “Sokak eylemleri bir sonraki seçime kadar ne kadar sürdürülebilecek vs. bununla ilgili pek çok soru işaretleri varken bu eylemliliğin dönüşümü boykot oldu. Boykot insanlara tüketim gücüyle bir siyasi güç elde edebileceklerini hissettirdi ve yani bu sokağa gitmenin tehlikeli olduğunu, riskli olduğunu vs. de düşünen kesimleri de kapsayacak bir eylemdir bu. Aslında hiçbir şey yapmıyorsun, olayın kendisi bu” dedi.
“Bireye yeniden gücünü teslim etmek”
Demiralp şöyle devam etti:
“Şimdi burada tabii şöyle bir risk var: İktidar çok ciddi bir tehdit olarak algılamış görünüyor ve çok sert bir şekilde karşılık veriyor. Hem boykot çağrılarını illegal ilan edip baskılamak, hem de bunu gayrimilli ilan etmek. Çünkü yerli üretimi baltalıyorsunuz diyor. Burada CHP’nin ya da muhalefetin ya da boykot çağrısı yapanların bunu nasıl çerçeveleyecekleri önemli. Bana göre burada konunun Ekrem İmamoğlu veya CHP-iktidar savaşının ötesinde bireylerin failiyle ilgili bir mesele olduğunu, bireye tekrar gücünü teslim etmenin demokratik denklemin vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulamak önemli.”
- Ekrem İmamoğlu’na düzenlenen operasyonla ilgili tüm haberlerimizi buradan okuyabilirsiniz.
- Ekrem İmamoğlu’na düzenlenen operasyonla ilgili tüm videolarımızı buradan izleyebilirsiniz.
