Munzur, Hasankeyf, Fatsa, İznik, Kaz Dağları ve dahası… Son dönemde ülkenin dört bir yanında ekolojiye, ağaca, suya, toprağa ve tarihi varlıklara yönelik yoğun tahribatlar söz konusu. Bu tahribatların ne anlama geldiğini, bizi nereye sürüklediğini, talana karşı verilen mücadeleleri ve daha neler yapmamız gerektiğini gıda egemenliği ve çevre aktivisti Defne Koryürek ile konuştuk.
Koryürek, “Karşımızda aynı amaç doğrultusunda birleşmiş şirketler ve hükümetler var. Ayaklanmamız bir yana, ekolojiyi koruyabilmek için onlara karşı yaptırımlarla gelmemiz gerekiyor” dedi.