Roma’nın efsane oyuncusu Francesco Totti, kariyerine son noktayı koydu. Karakteriyle, taraftarla kurduğu bağla ve sadakatiyle milyonlarca kişi tarafından unutulmayacak olan İtalyan oyuncunun dün geceki vedası duygusal anların yaşanmasına neden oldu.
Totti, Roma Olimpiyat Stadı’nda oynanan son hafta karşılaşmasına yedekler arasında başladı. Deneyimli futbolcu, mücadelenin 54. dakikasında Mohamed Salah’ın yerine oyuna dahil oldu. Karşılaşmada ev sahibi Roma’nın gollerini 10. dakikada Edin Dzeko, 74. dakikada Daniele De Rossi ve 90. dakikada Diego Perotti attı. Genoa’nın gollerini 3. dakikada Pietro Pellegri ve 79. dakikada Darko Lazovic kaydetti.
Kaptan Totti, maç öncesi bütün tribünleri dolaşarak selamladı. Sarı-kırmızılı taraftarlar da 40 yaşındaki Totti’yi “Sadece tek bir kaptan var” tezahüratıyla karşıladı. Romalı fanatik taraftarların yer aldığı Curva Sud tribünü, kaptanları için “Totti Roma’dır” sloganını içeren özel bir koreografi hazırladı. Karşılaşmanın bitmesiyle sahanın ortasında Totti’nin 10 numaralı dev bir forması da açıldı. Mücadelenin ardından Romalı taraftarlar ve kariyerine son veren Totti’nin gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
Romanista Ailesi
Totti için Roma hem şehir olarak hem de kulüp olarak “her şeyi” temsil ediyordu. Dedesi babasına, babası da kendisi ve kardeşine bu tutkuyu çok küçük yaşlarda aşılamıştı. Küçükken gittiği tribünlerdeki ateşli tutku, kariyeri boyunca onun yol göstericisi oldu.
Büyük efsane Totti, Roma’ya transfer olduğu günleri Players Tribune’de yazdığı yazıda (Socrates Dergi çevirisini yayınladı) şöyle anlatıyor:
“Tam 27 yıl önce, Roma’da yaşadığımız apartman dairesinin kapısı çalındı. Annem Fiorella kapıyı açtı, karşı taraftan gelen sesler futbol kariyerimi tanımlayabilirdi. Kapının diğer tarafındaki bir grup adam kendilerini futbol direktörleri olarak tanıtıyordu. Ancak Roma’dan değillerdi. Kırmızı ve siyah giymişlerdi. Yani Milan’lıydılar. Onlarla gidip takımları için oynamamı istiyorlardı. Ne pahasına olursa olsun… Annem havlu atmış gibiydi. O beyefendilere ne demiş olabilirdi ki? Eğer Romalı bir çocuksanız önünüzde olası iki seçenek vardır: Kırmızı veya mavi. Roma veya Lazio. Söz konusu benim ailem olunca bu seçenekler teke düşüyordu.”
Daha sonra Lazio, 12 yaşındaki gencin transferi için kulübü Lodigiani ile anlaştı. Bu gelişmeyi duyan Roma, daha önce AC Milan’ı reddeden ateşli Romanista ailesinin evine derhal temsilcilerini gönderdi. Totti, ezeli düşman(!) Lazio’ya mı gidemezdi. Zaten Totti de yıllar sonra o günler şöyle anlatacaktı: “Eğer ailem o dönem Lazio’nun teklifini kabul etmiş olsaydı, onları muhtemelen öldürürdüm” diyecekti.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Tek forma, tek kaptan
Totti’nin kelimelerin kifayetsiz kalacağı Roma serüveni 25 yıl önce böyle başladı. 28 Mart 1993’te ilk maçına Brescia karşısında çıktı. 1995 yılına gelindiğinde artık takımın değişmez parçasıydı. 1998’de henüz 22 yaşına gelmişti ama gösterdiği karakterle Roma’nın en genç kaptanı olmayı başardı ve bir daha asla, dün geceye kadar bu görevi bırakmadı.
2001 yılında o efsane Roma takımı, Totti’nin önderliğinde Seri A’da birinci oldu ve şampiyonluğu elde etti.
2006, 2007 yıllarında ise iki kez Coppa İtalia’yı müzelerine götürdüler. O takımını zirveye taşırken, aldığı ücretten çok daha fazlasını öneren kulüpler Roma kapısından bir bir giriyor ancak hep olumsuz yanıt alıyorlardı. Totti, başka bir kulüpte oynamayı her zaman reddetti. Daha sonra bu kararı şu sözlerle açıklayacaktı:
“Bugünkü futbolcular biraz göçebe gibi. Kalplerinden geçeni değil, parayı takip ediyorlar. Belki onlarla benim aramdaki fark budur.”
Yazar Oliver Birkner ise onun Roma’yla olan bağını en güzel benzetmeyle açıklamıştı: “Nasıl ki Kolezyum’u Roma’dan başka bir yere taşımak mümkün değilse Roma’nın Kralı için de konuşmaya gerek yok.”
Totti, saha dışında yaptıklarıyla da kaptan olmayı sonsuza kadar hakkettiğini kanıtladı. O, spot ışıklarının altında olmadığı zamanlarda da hayli meşgul biri. Çoğu meslektaşının aksine, yanında medya mensupları olmadan düzenli olarak Roma’daki hastanelere gidiyor ve kanser hastası çocukları ziyaret ediyor. Yetmiyor, şehirdeki hayvan barınaklarını destekliyor.
Kulübünde 25 sezon oynamayı sürdürdü. Son yıllarda rolü değişse de efsane kimliği asla onu bırakmadı. Roma formasıyla 786 maça çıktı, 307 gol attı. Bu iki istatistikle de Roma Kulübü rekorlarını kırdı. Ancak yalnızca rekorlarıyla değil belki de son örneklerini gördüğümüz “bayrak adam”lığıyla futbol tarihinin unutulmaz parçalarından biri oldu:
“Her zaman sadece bir forma giyerek kariyerime veda etmek istemiştim. Sadece Roma forması. Ve sanırım bunu hakettim.
