Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy yolsuzluk suçlamasıyla hakim karşısına çıkıyor

Seçim kampanyasında kullanmak üzere Libya’dan beş milyon dolar aldığı yönündeki iddiaları araştırmak üzere altı yıl önce başlatılan soruşturma çerçevesinde geçen hafta gözaltına alınan Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, bu kez hakkında yürütülen bir diğer soruşturma kapsamında, ‘aktif yolsuzluk’ ve ‘nüfuzunu kullanarak menfaat sağlamak’ suçlamalarıyla mahkemeye çıkıyor.

Sarkozy’nin avukatları, müvekkillerinin sonuçları ‘sükunet içinde’ beklediğini ve ‘daha önce olduğu gibi yine zaferle çıkacağından şüphesi olmadığını’ söylerken, kararı temyize götüreceklerini belirtti.

Sarkozy, 20 Mart’ta, 2007 seçimleri öncesinde Libya’dan yasadışı şekilde para aldığı gerekçesiyle gözaltına alınmış ve adli denetim şartıyla serbest bırakılmıştı.

2012’den beri çeşitli yolsuzluk suçlamalarına maruz kalan Sarkozy, geçen yılın şubat ayında da, 2012 seçimlerine hazırlanırken yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle mahkemeye çıkarılmıştı. Şimdiye kadar kendisine açılmış olan herhangi bir davadan hüküm giymemiş olsa da, Fransız basınında, durumun Sarkozy için ilk defa bu denli ciddi olduğu yorumları yer alıyor.

Sarkozy’nin başını ağrıtan yolsuzluk iddiaları

Sarkozy hakkındaki yolsuzluk iddiaları ilk olarak 2011 yılında Fransız bağımsız haber sitesi Mediapart tarafından ortaya atılmıştı.

foto 1

Sarkozy ve öldürülen Libya lideri Muammer Kaddafi arasındaki ilişkileri haberleştiren sitenin yayınladığı belgeler arasında, Fransa’da 2007 yılında yapılacak seçimlerde Sarkozy’nin kazanması için 50 milyon dolar finansman sağlanacağına dair, Kaddafi’nin istihbarat şefi Musa Kusa tarafından imzalanmış Aralık 2006 tarihli bir resmi belge bulunuyordu. Bu paranın nasıl aktarılacağı belirtilmemişti. Ancak site olayın üzerine gitmiş, Franko-Libyalı iş adamı Ziyad Takiddin ve Alexandre Curi’nin Tripoli’den Paris’e yapılan yasadışı para transferinde aracı olduğunu öne sürmüştü.

Öte yandan Kaddafi’nin oğlu Seyfül İslam, 2011’de Euronews’a röportaj vererek ‘Sarkozy’nin Libyalıların parasını geri vermesini’ istemişti.

Takiddin 2016 yılında Mediapart’a röportaj vererek, 2006 kasım ve 2007 ocak tarihleri arasında Paris’e üç kez para dolu valizlerle geldiğini ve bunları Sarkozy’e ve dönemin içişleri bakanı Claude Geant’a bizzat teslim ettiğini söyleyecekti. Takiddin’in iddialarına göre paraların toplamı beş milyon euroydu. Röportajın yayınlanmasının ardından Sarkozy ve Geant, iddiaları yalanlamış, Takiddin’i iftira atmakla suçlamış ve kendisine dava açacaklarını duyurmuştu.

Sarkozy, röportajın ertesi günü kendisine Takiddin’in iddialarını soran bir muhabiri ise “Ne rezillik. Devlet televizyonunda, attığı sayısız iftiralarıyla mahkum edilmiş, hapis yatmış, yalancı bir adamın sözlerini seslendirmekten utanmıyorsunuz.” diyerek azarlayacaktı.

Ancak söz konusu iddialar gündemden düşmeyecek, Takiddin, elinde söz konusu paranın nakit olarak verildiğine dair kanıtlar olduğunu iddia edecekti.

Yolsuzluk ve kara para aklama şüphesiyle 2016’da hakkında tutuklama kararı çıkarılan Curi ise geçtiğimiz 8 Ocak’ta Londra’da yakalandı.

FOTO 2

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

21 mart ‘pasif yolsuzluk’, ‘seçim kampanyasında kullanmak üzere yasadışı finansman sağlamak’, ‘Libya’nın devlet gelirlerini zimmetine geçirmek’ suçlamalarıyla gözaltına alınan Sarkozy, Le Figaro’nun aktardığına göre 22 Mart’ta yargıçlar karşısında kendini şöyle savunacaktı: “Libya’nın çıkarlarını savunduğum nasıl söylenebilir? Kaddafi’yi Libya’dan çıkarmak için Birleşmiş Milletler’in buraya müdahale etmesini sağlayan benim. Kuşku yok, benim siyasi çabalarım olmaksızın bu rejim olduğu yerde kalırdı. (…) Kaddafi’nin ailesinin ve onun çetesinin açıklamaları 11 mart 2011’den sonra, CNT’nin (Libya Ulusal Geçiş Konseyi Temsilcisi Mahmut Cibril’in 2011’de Sarkozy ile görüşmesini kastediyor) yani Kaddafi’nin düşmanlarının Elyssee’de kabulünden sonra başladı.”

Sarkozy, serbest bırakıldıktan sonra da TF1 kanalına konuşarak, bir diktatörün ailesinin ve çetelerinin iftiraları yüzünden çamura battığını söyleyecek, Takiddin’in iddialarını şu sözlerle yalanlayacaktı:

“Bu kişi (Ziyad Takiddin) diyor ki, içişleri bakanlığında benimle karşılaşmış. Randevusu yokmuş, bakanlıkta yürürken, bana öyle rastlayıvermiş, 27 Ocak civarında… ‘Merhaba sayın Bakan’, demiş ve 1.5 milyon euroyla dolu çantayı önüme bırakmış, şu sahneyi gözünüzde canlandırabiliyor musunuz ? Ya rastlamasaymış bana, o zaman ne olacakmış o valize ? Ama bu yalancının doğrusu şansı yok, çünkü ben 27 Ocak’ta Paris’te değil, Avignon’daydım. 28’inde keza, Paris’te değil Avignon’daydım. 26’sında da Paris’te değil Poitou-Charentes’deydim ve 25 Ocak’ta Paris’te değil, Saint-Quentin’deydim. »

Ne var ki, Buzzfeed, bu yayından bir gün sonra yaptığı haberde Sarkozy’nin 26 Ocak’ta Paris’te, Notre Dame kilisesinde çekilmiş bir fotoğrafını, dahası 27 Ocak’ta Paris’ten yazmış ve imzaamış olduğu bir mektubunu ortaya çıkaracaktı.

‘Dinleme davası’

Sarkozy’nin avukatı Thierry Herzog ve eski yargıtay yüksek hakimi Gilbert Azibert ile  mahkemeye çıkarılmasına neden olan soruşturma ise, ucu, bir dönem Fransa kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan, Sarkozy’nin telefonlarının dinlenmesi olayına kadar uzanan, farklı bir olaya dayanıyor. Olay Fransa kamuoyunda ‘dinleme davası’ olarak anılıyor.

Fransız basınında yer alan iddiaların ardından, 19 Nisan 2013’te Sarkozy hakkında ‘aktif ve pasif yolsuzluk’, ‘nüfuzunu kullanarak menfaat elde etme’, ‘kara para aklama’ gibi suçlara karıştığı iddiasıyla soruşturma açılmıştı. Aynı gün Le Monde, Sarkozy’nin avukatıyla eylül 2013’ten mart 2014’e kadar yapmış olduğu telefon görüşmelerinin mahkeme kararıyla dinlendiğini duyuracaktı.

Soruşturmanın açılmasından 10 gün sonra, Fransa’nın muhalif gazetesi Le Canard Encheine, Gueant’ın hesabına yurtdışından yatırılan 500.000 euro’yu haberleştirecek, Gueant, parayı Flaman bir ressamın tablolarını satarak kazandığını söyleyecekti.

Mart 2014te ise Le Monde, yalnızca Sarkozy’nin değil, içişleri bakanları olan Claude Gueant ve Brice Hortefeux’nun da dinlendiğini duyurdu. Gazete, bunun benzeri görülmemiş bir vaka olduğunu söylüyordu.

Kayıtlardan anlaşıldığına göre, Sarkozy, 2014 yılında hakkında açılmış olan bir başka davayla ilgili (Bettencourt davası) Yargıtay Yüksek hakimi Gilbert Azibert’ten kendisine bilgi vermesini talep ediyor, karşılığında Azibert’e Monaco’da iyi bir iş vaad ediyordu. (Söz konusu davada … yılında takipsizlik kararı verilecekti) Konuşmalarının dinlendiğinden şüphe eden Sarkozy, ‘Paul Bismuth’ adıyla yapıyordu

foto 3

Şimdi, Sarkozy ve Herzog, aktif yolsuzluk ve nüfuzunu kullanarak çıkar sağlama suçlarından, Gilbert Azibert ise bunlara ek olarak meslek sırlarını ifşa suçlarından mahkeme karşısında.