Şu sıralar ABD gezisinde yaptığı temaslar ve çarpıcı açıklamalarıyla gündeme gelen Muhammed Bin Salman, Suudi Arabistan veliaht prensi ve başbakan yardımcısı. Henüz 32 yaşındaki Muhammed Bin Salman, 2009 yılında, o tarihte Riyad Valisi olan babası Kral Salman’ın özel danışmanlığına getirilmişti. 2015 yılının başında tahta çıkan Kral Salman şu an 82 yaşında ve sağlık sorunları yaşadığı biliniyor. 2015 yılının Nisan ayında Kral Salman, üvey kardeşi Mukrin Bin Abdülaziz yerine yeğeni Muhammed bin Nayif’i veliaht ilan etmişti. 2017’nin Haziran ayında ise Kral, veliaht prensliğe oğlu Muhammed Bin Salman’ı atadı. Hatta kralın tahttan kendi isteğiyle çekilip yerini oğluna bırakacağı haberleri medyada yer aldı. Muhammed Bin Salman’ın veliaht olduktan sonra en çok dikkat çeken eylemi, birçok prens, kamu yetkiliisi ve işadamının gözaltına alındığı, 2 binden fazla banka hesabının dondurulduğu, 50 ila 100 milyar dolar arası bir tutara el konulduğu söylenen yolsuzluk operasyonu oldu.
Suudi Arabistan’ı ”ılımlı” bir İslam ülkesi yapmayı vaat eden Bin Salman, ülkesinin Yemen savaşına liderlik etmişti. Prens Salman, ülkesinin petrole bağımlılığını azaltmayı, petrol şirketi Aramco’yu halka arz etmeyi istiyor. Suudi gençler arasında hayli popüler olan prens, eğlence sektörünü geliştirmek için on yıl içinde 64 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıklamış, bu dönüşüm için küresel destek istemişti.
Kuschner’ın yakın arkadaşı
ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kuschner ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yakın ilişkileri olduğu söylenen Prens Salman, İran karşıtlığıyla tanınıyor. Bin Salman, İran’ın dini lideri Hamaney’i ”Ortadoğu’nun yeni Hitler”i olarak nitelemişti. Geçtiğimiz yılın Kasım ayında, Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da istifa ettiği açıklaması ve Hariri’nin alıkoyulduğu iddiaları bu çerçevede değerlendirilmişti. Bin Salman’ın ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve Ortadoğu Elçisi Jared Kuschner’in aracılığıyla İsrailli yetkililer ile iletişim içinde olduğu söyleniyordu. Suudi Arabistan geçen ay ilk defa İsrail’e uçan bir ticari uçağa da hava sahasını açmıştı. Ortadoğu’ya hızlı bir giriş yapan iki genç lider Kuschner ile Bin Salman, bir yandan İsrail ve Filistin arasında bir barış anlaşması yapılmasını sağlayıp, diğer yandan iki ülkenin ortak “düşmanı” İran’ın bölgedeki nüfuzunu sarsıp statükoyu değiştirmeyi hedefliyor.
Ülkesine yatırım çekmek için çıktığı ABD gezisini sürdüren Bin Salman, İsrail devletinin varolma hakkını tanıdığını kamuoyuna açık bir şekilde söyleyen ilk Suudi lider oldu. Kısaca “MBS” olarak anılan 32 yaşındaki Suudi Prens, Atlantic dergisine verdiği mülakatta ; “İsraillilerin atalarından kalma yurtlarında bir ulus devlet çatısı altında yaşama hakları olduğuna inanıyor musunuz?” sorusuna, “kendi ülkelerine sahip olmak ve kendi topraklarında barış içinde yaşamak İsrailliler’in ve Filistinliler’in hakkı” diyerek yanıt verdi. “İsrail’le pek çok ortak çıkarımız var” diyen MBS, barış sağlanırsa, İsrail ve Körfez İşbirliği Teşkilatı arasında birçok işbirliği yapılabileceğini söyledi.
