Elhiblu 1 isimli ticaret gemisi çarşamba günü akşam saatlerinde Libya açıklarında 100’den fazla mülteciyi kurtardı. İstanbul’dan kalkan geminin rotası Libya’nın Trablus şehriydi. Avrupa’ya gitmek isteyen mülteciler gemiyi kaçırarak geminin rotasına müdahale etmek istedi.
Geminin olası varış noktalarından biri de İtalya’ydı. İtalya Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı ve göçmen karşıtı aşırı sağcı Lig Partisi lideri Matteo Salvini tankerin mülteciler tarafından kaçırılmasını “korsanlık faaliyeti” olarak nitelendirdi ve “Bunlar tehlike altındaki göçmenler değil, bunlar korsan. Onlar İtalya’yı ancak teleskopla görecekler” dedi. Salvini ayrıca, tankerin İtalya limanlarına yaklaşmasına izin verilmeyeceğini ve Libya Sahil Güvenliği’nin harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Salvini mülteci gemilerinin İtalya’da demir almasına izin vermeyen tavrıyla da biliniyor.
Olayları yakından izleyen sivil toplum kuruluşu Mediterranea Saving Humans İtalya’ya mültecilerle ilgili Cenevre Konvansiyonu’na uyma çağrısında bulundu.
İnsan Hakları Grubu SeaWatch ise İtalya İçişleri Bakanı Salvini’nin “korsanlar” nitelendirmesini eleştirdi ve göçmenlerin eylemlerinin sebebinin Avrupa’nın insancıl olmayan sınır politikalarının ölümcül sonuçları olduğunu belirtti.
Libya sahil güvenlik birimleri konuyla ilgilenirken Malta silahlı kuvvetleri de konuya müdahil olup geminin rotasını gözetim altında tuttuğunu belirtti.
The Guardian’da yer alan habere göre tanker, Malta ordusu tarafından Senglea Limanı’na yönlendirildi. Limanda güvenlik güçleri gemiyi bekledi ve geminin rotasının değiştirilmesinde sorumluluğu olan 4 kişi gözaltına alındı.
Birleşmiş Milletler’e (BM) ve yardım örgütlerine göre, mülteciler Libya’daki insan kaçakçılığı, işkence, cinsel saldırı gibi sebeplerle kaçıyor ve Avrupa ülkelerinde yaşamak istiyor.
Malta askeri güçlerinin (AFM) belirttiğine göre, Malta’dan yaklaşık 30 deniz mili uzaklıktayken Elhiblu 1 ile bağlantı kuruldu. AFM’nin gemiyle kurduğu iletişimde kaptan defalarca geminin rotasının kontrolünün kendisinde olmadığını, kendisinin ve mürettebatın gemide bulunan çok sayıda mülteci tarafından tehdit edildiğini ve zor kullanıldığını ve mültecilerin Malta’ya doğru gitmek istediğini belirtti.
AFM’nin belirttiği üzere, kaçırılan tanker bir devriye gemisi tarafından Malta karasularına girmeden durduruldu ve emniyetin sağlanması için özel bir operasyon ekibi görevlendirildi. Geminin kontrolünün tekrar kaptana verilmesinden sonra gemiye Senglea Limanı’na kadar eşlik edildi.
Malta Başbakanı Joseph Muscat Twitter’da yaptığı açıklamada, “Silahlı kuvvetler açık denizlerde hassas bir operasyon yönetti” dedi. Muscat ayrıca, ülkesinin böyle bir operasyon için yeterli gücü olmamasına rağmen sorumluluktan kaçmadıklarını ve uluslararası kurallara uyacaklarını da sözlerine ekledi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Göçmenlere karşı işlenen suçlar Holokost ile karşılaştırılabilir”
SeaWatch sözcüsü Giorgia Linardi ise İtalya’da bir radyoya yaptığı açıklamada “Biz (İtalya) göçmenlere karşı ağır suçlar işliyoruz ki bu suçlar Holokost ile karşılaştırılabilir” dedi.
Çarşamba günü, İtalya hükümetinin AB’nin açık denizdeki tüm operasyonlarını veto etme tehdidi sonrasında, AB’den yapılan açıklamada Akdeniz’deki binlerce mülteciyi kurtaran deniz devriyelerinin durdurulacağı belirtildi.
Sophia Operasyonu
2015 yılında Kuzey Afrika ve Ortadoğu’dan gelen mültecilerin sayısı en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Binlerce insan deniz yoluyla güvenliksiz şişme botlarla Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalışırken hayatını kaybetti. İki gemi, beş uçak ve helikopterlerin dâhil olduğu Sophia Operasyonu 2015’te başladı. Bu operasyon ile denizlerdeki ölümlerin önüne geçilmesi amaçlandı. Havadan devriyelerin sayısı artacak olsa da bu operasyonun deniz devriyesi 30 Eylül’de sona erecek. Misyon ayrıca Libya sahil güvenlik eğitimine devam edecek. Tüm bu eğitimler AB’nin mültecilerle ilgili tartışmalı stratejisinin bir parçası. Haberde belirtildiği üzere, eleştirmenler de bu strateji sebebiyle mültecilerin yoğun istismara maruz kaldığı Libya’daki gözaltı merkezlerinde hapsedildiğini belirtiyor.
