New York Times’ın haberinden alıntıdır.
2013 Paskalya Bayramı arifesinde İtalya’nın başkenti Roma’daki Ulusal Etrüsk Müzesi’nin Castellani mücevher koleksiyonundaki değerli takıların çalınmasının arkasında, soygun filmlerini aratmayacak bir hikaye vardı.
23.15 sıralarında yüzü kapalı üç kişi müzenin bahçesine girdi. Aralarından biri gözcülük yapıyordu. O gece görevli olan muhafızlardan Ezio Belloni’nin anlattığına göre, aralarında muhafız odası da olmak üzere çok sayıda odanın kapısını zincirlediler, “panik yaratmak için” galeri koridorlarına gaz bombaları attılar.
İtalyan yetkililer dün, hırsızların yakalanıp takıların geri alınması için düzenlenen “Villa Giulia Operasyonu”nun bittiğini açıklarken, Belloni’nin keyfi yerindeydi. Müzede verdiği röportajda Belloni “Nihayetinde işler yolunda gitti” derken sanat hırsızlığı polisleriyle müze yetkilileri, geri getirilen takıların sergilendiği bir vitrinin önünde basın mensuplarına poz veriyordu.
Soruşturmanın savcısı Tiziana Cugini, “Bu öyle bir vaka ki altı yıldır süren soruşturmanın detaylarını anlatsam kimse sıkılmaz” diyor.
Film gibi soygun hikayesi
O gece hırsızlar, Romalı kuyumcu ailesi Castellanilerin bir araya getirilen ve milattan önce 7. yüzyıldan kalma Etrüsk, Yunan ve Roma takıları ve onların 19. yüzyılda yapılan replikalarından oluşan paha biçilemez -ve biricik- koleksiyonun olduğu odaya doğru yürüdü. Yüz yıl önce müzeye bağışlanan koleksiyonda hem antik, hem de 19. yüzyılda yapılmış replika takılar bulunuyordu.
Fakat hırsızların hesaplamadığı tek şey, alarm çaldıktan sonra muhafızların acele edip hemen polise haber verme ihtimaliydi. Böylece alarmdan kısa süre sonra polis sirenlerinin duyulmasıyla hırsızlar, tabana kuvvet hemen müzeden kaçmak zorunda kaldı.
Sonrasında soruşturmacılar bir noktada dikkatlerini, koleksiyona özel ilgi gösteren bir Rus bir kadına yoğunlaştırdı. Carabinieri sanat hırsızlığı polisinin eski komutanlarından Massimo Maresca, Rus kadının “koleksiyon için ne kadar olursa olsun ödemeye hazır olduğunu” söylediğini aktarıyor.
Soygundan sonra Rus kadın Roma Fiumicino Havaalanı’nda Rusya’ya giderken durduruldu ve polis, kadının telefonunda koleksiyonun ve sergi odasıyla müze çıkışlarında bulunan güvenlik kameralarının fotoğraflarını buldu. Polisin elinde yeterince kanıt yoktu, bu yüzden kadının Rusya’ya gitmesine izin verildi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Soruşturmayı yürüten yetkililer nihayetinde, faillerin profesyonel sanat hırsızları değil, ama “soygun ve uyuşturucu işleriyle meşgul” sıradan soyguncular olduğuna kanaat getirdi.
Takıları parçalayıp karaborsada satmaya çalışmışlar
Takıların kıymetini anlayan hırsızlar onları parçalayıp karaborsada satmaya çalıştı. Savcı Cugini bu girişimin başarısız olduğunu söylüyor. Ayrıca hırsızların takıların peşinde olan başka biri adına çalıştığından şüpheleniliyor.
Çalınmış takılar koleksiyona geri konmadan önce tamir edildi. Müze görevlilerinden Maria Paola Guidobaldi, bazı takılarda ufak çizikler bulunduğunu ve birkaç inci tanesinin de kayıp olduğunu söyledi. Fakat takılar genel olarak iyi durumda.
Villa Giulia’nın direktörü Valentino Nizzo ise soygundan sonra “bir daha böyle bir şey yaşanmaması için güvenlik önlemlerinin artırıldığını” söyledi. Fakat Nizzo buna rağmen İtalyan kültür yetkililerinin önünde zor bir görev olduğunu da ekledi: “Devasa bir kültürel mirası korumak, sık sık personel sayımız yetersiz olunca pek de kolay değil.”
