Yerlerine kayyum atanarak görevlerinden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan İstanbul’da gazetecilerle buluştu ve soruları yanıtladı. Haklarındaki iddiaları yanıtlayan belediye başkanları, kayyum dönemindeki belediye harcamalarını da kamuoyu ile paylaştı.
Buluşmada ilk konuşmayı yapan Ahmet Türk, Mardin Büyükşehir Belediyesi’ni 2014’te 200 milyon lira borçla devraldıklarını ve 2016’da kayyum atandığında borcu 63 milyon liraya indirdiklerini belirterek, “31 Mart’ta tekrar seçildiğimizde belediyenin borcu tam 406 milyon liraydı. Faturalar, hediyeler zaten bunları basınla paylaşmıştım. Kayyum konusuna gösterilen tepkiler olumlu. 2016 gibi değil ancak yeterli olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Soylu için 266 bin liralık yemek gideri
Yemek giderleri ve hediyelerle ilgili de açıklamalarda bulunan Türk, “116 binlik, 130 binlik, 162 binlik faturalar var elimizde. Süleyman Soylu’nun gelişinde verilen yemek faturası örneğin, 266 bin lira. 4 bin 240 kişiye yemek verildiği yazıyor. Mardin’de 800-900 kişiyi alacak bir salon yok. Bu kadar kişiyi alacak bir yer yok. Yine Soylu için 272 bin liralık bir yemek verilmiş. Gerçekten hediyeler alınmamışsa, yemek yenilmemişse gereğini yapın. Faturaların hepsi burada. Bütün bu belgeler elimdeyken farklı noktalara çekmeye çalışıyorlar. Bizim yaptığımız çalışmalar, imkanlarımız belli. Bu iftiralarla bizi kirletemezsiniz” diye konuştu.
Araba kiralamaya 332 bin liralık fatura
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mardin’e gelişinde belediye tarafından kesilmiş faturayı da örnek gösteren Türk, “Cumhurbaşkanı Erdoğan Mardin’e geliyor, arabalar kiralanıyor. 15-20 binek araba, 10 tane minibüs üç tane Vito araba kiralamışlar. Bir binek arabanın kirası normalde 200 lira, minibüs 300, Vito 300 lira. 332 bin lira fatura yazmışlar. Ben hesaplıyorum en fazla 40-50 bin lira tutar” dedi.
Görevden alınmalarına dair yöneltilen suçlamaların sorulması üzerine Bedia Özgökçe Ertan, eş başkanlık uygulamasının kadınların yönetimlerde söz hakkını destekleyen bir uygulama olduğunu vurgularken bundan sonraki hukuki süreçle ilgili şunları söyledi: “Mahkemeye başvuracağız, daha sonra da sırasıyla Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yollarını takip edeceğiz. Ancak bu kararlar hukuki değil, siyasi olduğu için bu mahkemelerden sonuç almamız beş yılı bile bulabilir.”
“Şimdi mi akıllarına geldi?”
Belediye meclislerinin de hukuksuz şekilde feshedildiğini dile getiren Ertan, “Büyükşehir dışında üç ilçemizde meclis üyelerimiz dahi görevden alındı” dedi. Adnan Selçuk Mızraklı da bazı isimlerin cenaze ve anmalarına katılma, terör örgütüyle bağlantılı kişileri tedavi etme suçlamalarına şöyle yanıt verdi: “Ben 30 yıllık doktorum. En az 300 bin kişiyle temas ediyorum. Eğer benim böyle bir suçum varsa meslekten atılmam gerekirdi. Meslekten atmadılar, işlem yapmadılar, şimdi mi akıllarına geldi? Herhangi bir cenaze törenine katılmanın suç olduğunu ben bilmiyorum.”
Mızraklı ayrıca, sokak isimlerini değiştirdiği yönündeki eleştirilere de yanıt verdi: “Bir kez isim değişikliği yaptık. Onda da Emevi İslam ordusunun komutanının ismini taşıyan bir sokak vardı. Onun yerine halk sağlığı konusunda uzman TTB’den bir doktorun ismini verdik. Bunda ne yanlış var?”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Son olarak söz alan Ahmet Türk ise şehit ailelerini işten attığına dair suçlamayı şöyle yanıtladı: “Toplam üç kişiyi işten çıkarmışız. Biri belediye kapalıyken 30 Mart’ta işe alınmış, diğeri 5-8 Nisan arasında, diğerinin ise hakkında soruşturma var. Spor kulübü var belediyeye ait, maaşları belediyeden veriliyor. Sözleşmelerini iptal ettik. Mardin’de bir spor kulübünün dört antrenörü var. Galatasaray, Beşiktaş’ın bile iki. İşine son verdiğimiz korucu yakını sayısı toplam üç. Şehit ailelerini işten attığımız iddiası doğru değil.”
