İngiltere Parlamentosu 12 Aralık’ta düzenlenmek üzere erken seçim kararı aldı. Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakâr Parti hükümetinin ilgili yasa tasarısı, Avam Kamarası’nda yapılan oylamada 20’ye karşı 438 oyla kabul edildi. Lordlar Kamarası ve Kraliçe II. Elizabeth’in de onayını aldıktan sonra yürülüğe girecek olan yasa uyarınca, parlamento 6 Kasım’da tatile girerken, beş haftalık kampanya dönemi de başlamış olacak.
Daha önce anlaşmasız Brexit ihtimali bulunduğu gerekçesiyle erken seçime karşı çıkan ana muhalefetteki İşçi Partisi, Avrupa Birliği’nin (AB) ayrılık için Londra’ya tanıdığı süreyi 31 Ocak’a kadar uzatması üzerine bu kez tasarıyı destekledi.
AB’de kalma yanlısı Liberal Demokrat Parti ile bağımsızlık yanlısı İskoçya Ulusal Partisi’nin milletvekilleri ise, seçimin 9 Aralık’ta yapılması için verdikleri teklif reddedilince, oylamaya katılmadı.
Seçim kararının ardından, İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, seçmenlerine “Dünyaya İngiltere’yi yönetmek üzere geldiklerine inanan Muhafazakârları iktidardan indirelim” çağrısı yaparken, Liberal Demokrat Parti lideri Jo Swinson “Brexit’i durduracak bir hükümeti seçmek için ele geçebilecek olan en iyi fırsatın” kullanılmasını istedi. Başbakan Boris Johnson ise İngiltere’yi AB’den çıkarmak için “yenilenmiş ve canlanmış” bir parlamentoya ihtiyaç olduğunu savundu, “Açmazdan kurtulmanın başka çaresi kalmamıştı” dedi.
Ülkede yapılan son anketlere göre, Muhafazakâr Parti’nin oyları İşçi Partisi’nin 10 puan önünde görünüyor. Bu da kağıt üzerinde, parlamentoda 58 sandalyelik bir çoğunluğa tekabül ediyor. Ancak ülkede uygulanan dar bölge ve çoğunluk esasına dayanan (650 seçim bölgesinde en fazla oy alan aday, bölgesinin milletvekili olarak parlamentoya giriyor) seçim sisteminde, partilerin ulusal çaptaki oy oranıyla, parlamentodaki sandalye dağılımı arasında doğru orantı bulunmuyor. Nitekim 2017’de, dönemin Başbakanı Theresa May kampanyasına 16 puan önde başladıysa da, seçim sonunda oy oranını yüzde 5 artırmasına rağmen, 13 milletvekili kaybederek azınlık hükümeti kurmaya mecbur kalmıştı.
Muhafazakâr Parti’nin de, İşçi Partisi’nin de geleneksel seçmen kitlesi içinde hem AB’de kalmaktan hem de AB’den çıkmaktan yana olanlar bulunuyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde geniş destek bulan aşırı sağcı Brexit Partisi ile AB yanlısı Liberal Demokrat Parti’nin taban tabana zıt söylemlerinin de etkisiyle kampanyaların sert geçmesi bekleniyor.
