İran Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, Irak’ın başkenti Bağdat’ta düzenlenen hava saldırısında öldürüldü. Süleymani, İran’ın Ortadoğu’da siyasi ve askeri etkisini artıran isimdi. 2000’lerin başından bu yana çok sayıda suikast girişiminin hedefi olan Süleymani ülkesinde bir kahraman olarak kabul ediliyordu. İşte Süleymani’nin inşaat işçiliğinden Ortadoğu’nun en etkili isimlerinden birine dönüşmesinin hikayesi.
Süleymani 1998’de İran Devrim Muhafızları’nın komutanı oldu ve İran Devrim Muhafızları’nı önemli, etkili ve korkulan bir bölgesel güç haline getirdi. Yıllar boyunca arka planda kalmayı tercih eden Süleymani, Suriye İç Savaşı ile birlikte ününe ün kattı ve sıkça cephede görüntülenmeye başladı.
1957’de İran’ın güneydoğusundaki Kirman eyaletinde yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Süleymani, ailesine yardımcı olmak için çocuk yaşta çalışmaya başladı. Bu dönemde inşaatlarda da çalışan Süleymani, 1979’daki İran Devrimi sırasında orduya yazıldı.
İran-Irak Savaşı askeri kariyerinde dönüm noktası oldu. 23 yaşında tümen komutanı olan ve Irak topraklarına düzenlenen operasyonları yöneten Süleymani, savaştan sonra ülkesinde kahraman olarak anılmaya başlandı.
Iraklı Şiilerin ABD’nin 2003’teki Irak işgali sonrasında güç kazanıp iktidara gelmesiyle bu ülkedeki İran etkisi de artmaya başladı. Bunda başrolü yine Süleymani oynadı. Süleymani, 2011’de Suriye İç Savaşı çıkınca Irak’ta kontrolündeki Şii milisleri Esad’a yardım etmeleri için Suriye’ye gönderdi. IŞİD, Irak’ta toprak kazanmaya başlayınca Süleymani Şii milisleri bu kez Irak ordusunun yanında IŞİD’e karşı savaşmakla görevlendirdi. IŞİD Irak’taki topraklarını kaybedince, Süleymani bir kez daha ülkesinde kahraman olarak görüldü. Esad’ın hâlâ iktidara tutunabilmesinin sebebi olarak Kasım Süleymani gösteriliyor.
Süleymani, 1999’daki öğrenci ayaklanmalarının bastırılmaması halinde ordunun yönetime el koyacağı yolunda dönemin Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’ye verilen muhtıranın da imzacılarındandı. Süleymani o dönemde çok sayıda öğrencinin öldürülmesinden de sorumlu tutuluyor.
Hep hedefteydi
Süleymani 2000’li yıllarının başından bu yana çok sayıda suikast girişiminin hedefi oldu. Bu girişimlerden İsrail, ABD ve Suudi Arabistan sorumlu tutuldu. 2006’da bir uçak kazasında, 2012’de Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlenen bir intihar saldırısında öldüğü iddia edildi. 2015’te bu kez Halep’te cephede öldüğü söylentileri yayıldı. Ama iddiaların hepsi asılsız çıktı. Süleymani, Kudüs Gücü’nü güçlendirmeye, Irak ve Suriye’deki en önemli aktör haline getirmeye devam etti.
Geçen ekim ayında İran yönetimi, Süleymani’ye yönelik yeni bir suikast girişiminin önlendiğini açıkladı, bundan İsrail’i sorumlu tuttu.
Yıllardır ABD’nin terör listesindeydi
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Süleymani, suikast girişimlerinin hedefi olduğu kadar kendi düşmanlarını devreden çıkarmak için dünyanın dört bir yanında operasyonlar düzenleyen bir isimdi. Süleymani’nin ajanları Hindistan’da, Nijerya’da, Kenya’da hatta Tayland’da suikast operasyonları düzenledi. Süleymani, 2011’de Suudi Arabistan’ın Vaşington Büyükelçisi’ne yönelik suikast girişmininden de sorumlu tutuldu. Süleymani’nin saldırıyı düzenlemesi için bir Meksikalı uyuşturucu karteli lideriyle anlaştığı ileri sürülmüştü.
Evli olan Süleymani’nin üç oğlu ve iki kızı vardı. Onu tanıyanlar, her sabah dörtte kalktığını, akşam dokuzda yattığını anlatıyor. Tahran’da mütevazı bir apartman dairesinde yaşayan Süleymani son yıllarda sık sık sırt ağrılarından şikayet ediyordu. Yakınları sert ama sevecen bir aile babası olduğunu, özellikle Malezya’da yaşayan kızı Nergiz’e son derece düşkün olduğunu söylüyordu.
Kaynak: El Cezire, The New Yorker, Reuters
