Çin hükümeti, Hong Kong’da uygulanacak olan yeni ulusal güvenlik yasasını onayladı. Buna göre Hong Kong’da gerçekleştirilecek protestolar ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemler ve vatana ihanet suçlamasıyla değerlendirilebilecek.
Çin’in en üst düzey yasama organı olan Ulusal Halk Kongresi’nde oybirliği ile kabul edilen yasa, 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacak.
Geçen sene 9 Haziran günü Hong Kong’da sokaklara çıkan milyonlarca kişi, suçluların Çin’e iadesini öngören yasa tasarısını protesto etmişti. Bunun üzerine protestocular ve polis arasında geniş çaplı çatışmalar yaşanmıştı.
Hong Kong Bölge Baş Yöneticisi Carrie Lam, Ulusal Güvenlik Yasası’na ilişkin yaptığı konuşmada, yasanın “ulusal güvenliği tehdit eden çok küçük bir azınlığı cezalandıracağını” açıklamıştı.
Yasanın onaylandığı resmi olarak açıklansa da henüz yasanın tam metni yayımlanmadı.
Uluslararası Af Örgütü’nün Çin’den sorumlu yöneticisi Joshua Rosenzweig, yasanın Hong Kong’daki insanlar için oldukça olumsuz sonuçlara yol açabileceğini belirtti. Rosenzweig, Çin’in suçlu olduğundan şüphelendiği herkese benzer yaptırımlar uygulayabileceğini söylüyor; çünkü yasaya göre Hong Kong’da işlenen suçlar ulusal güvenliği tehdit olarak değerlendirilirse açılan davalar Çin’deki mahkemelerde görülebilecek.
“Bir ülke iki sistem” modeline ağır bir darbe
İngiltere, önceden sömürgeleştirdiği Hong Kong’un egemenliğini 1997 yılında Çin’e devretme kararı almıştı. O dönemde “bir ülke iki sistem” modeliyle anılmaya başlayan plan ile Hong Kong, Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı özerk (yarı otonom) bir statüye sahip oldu. Hong Kong’un Çin’den ayrı bir yönetim ve ekonomi sistemine sahip olması nedeniyle bu tanımlama yapılırken aradan geçen 23 sene sonra Çin’in Hong Kong üzerinde her geçen gün daha ağır bir baskı kurmasıyla beraber bu sistemin ne kadar devam edeceği de tartışmaya açılmıştı. Çıkan bu yasa ile 1997’de kurulan bu sistem oldukça ağır bir darbe almış oldu.
New York Üniversitesi’nde Hong Kong üzerine çalışan Alvin Cheung da bu yasanın Hong Kong’a tanınan geniş otonomi yetkisine son verebileceğini belirtti.
