Frontiers in Marine Science adlı bilim dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, okyanusların dibinde 5 milimetreden daha küçük en az 14 milyon ton plastik parça bulunduğunu ortaya koydu. Okyanus tabanının 3 kilometre derinliğinde yapılan analizler, okyanusun dibinde yüzeydekine oranla 30 kat daha fazla plastik olabileceğini gösteriyor.
Avustralya Bilim Kurumu CSIRO, Büyük Avustralya Körfezi’nde ülkenin güney kıyısının yaklaşık 300 kilometre uzağındaki altı bölgede okyanus tabanını analiz etti. Araştırmacılar 51 örneği inceledi ve her gram çökeltinin ortalama 1.26 mikroplastik parça içerdiği bulgusuna ulaştı. Büyük plastiklerin parçalanması sonucu oluşan, 5 milimetre veya daha küçük çaptaki plastik parçaları mikroplastik olarak adlandırılıyor.
CSIRO’da baş araştırmacı olan Dr. Denise Hardesty, bu kadar uzak bir bölgede mikroplastik bulmanın neresi olursa olsun plastiklerin dünyanın her yerinde bulunabileceğinin bir işareti olduğunu söyledi. “Bu bulgular, tüketim alışkanlıklarımızın yaşadığımız dünyayı nasıl etkilediğini gösteriyor” diyen Hardesty, plastik parçalarının kaç yaşında olduğunu veya ne tür bir nesnenin parçası olduğunu anlamanın mümkün olmadığını ancak parçaların tüketim ürünlerinin artıkları olduğunu belirtti.
Araştırmacılar, diğer kuruluşların araştırmalarından da beslenerek şu anda okyanus tabanında 14 milyon ton mikroplastik olduğu sonucuna vardı. Eylül ayında yapılan bir araştırmaya göre, yalnızca 2016 yılında 19 ila 23 milyon ton plastiğin hem nehirlere hem de okyanuslara karıştığı tahmin ediliyor. Science dergisinde daha önce yapılan bir araştırmaya göre ise her yıl okyanuslara yaklaşık 8 milyon ton plastik karışıyor. Yine başka bir çalışma okyanus yüzeyinde yüzmekte olan 250 bin ton plastik olduğunu gösteriyor.
Okyanus tabanındaki plastik miktarının, salınan tüm plastiklere kıyasla nispeten küçük olduğunu belirten Hardesty, plastiklerin büyük kısmının aslında kıyı şeridinde biriktiğini, denizde olduğundan çok daha fazlasının karada bulunduğunu söyledi.
Geçen ay 70’ten fazla ülke plastiğin dünya sularına karışmasını 2050 yılına kadar durdurmak ve biyoçeşitlilik kaybını önlemek amacıyla bir anlaşma imzaladı.
