İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilgili Sayıştay raporunda, belediye şirketlerine yapılan atamalar ve 20 yılı aşkın bir süredir tartışma konusu olan ve Basmane Çukuru diye bilinen alan yer aldı.
İzmir’de, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı ile Karataş Lisesi arasında kalan zemine dolgu yapılmıştı. Bu bina şu anda İzmir Gazeteciler Cemiyeti Karataş Lokali olarak kullanılıyor. Sayıştay, bu binanın tahsisini mevzuata aykırı buldu.
Bunun yanında, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yap-işlet-devret modeliyle yapılan Şehirlerarası Otobüs Terminali işletmesinde işletmeci firma, belediyeye ödemesi gereken kâr paylarını ödemiyor ve terminalde ruhsata aykırı yapılar bulunuyor.
Şirketlere yapılan atamalar raporda yer aldı
Raporda dikkat çeken bir nokta ise belediye şirketlerine yapılan atamalar. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin doğrudan ortağı olduğu 11 şirket bulunuyor. Raporda yer alan bilgilere göre; denizyolu, yolcu ve araç taşımacılığı faaliyetinde bulunan İZDENİZ şirketinin yönetim kurulu üyeliğine İzmir Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü’ne bağlı çalışan bir makam şoförünün atandığı belirtiliyor. Ancak sözkonusu kişi, 4 Eylül 2020’de üyelikten çıkarılmıştı.
Bunun yanı sıra, belediyenin sosyal tesislerini işletmek için kurulan Grand Plaza şirketinin yönetim kuruluna eski CHP Milletvekili Eren Erdem ve gazeteci Hamdi Türkmen’in atanması da Sayıştay raporunda mevzuata aykırı olarak yer aldı. İZULAŞ şirketinde de yönetim kurulu üyeliğine, köşe yazarlığı yapan bir kişinin atandığı belirtildi.
İzmir Festivali ve caz festivali için şirketlere nakdi yardımlarda bulunulduğunun belirtildiği raporda, kontrolörlük hizmeti için verilen araçların amacı dışında kullanıldığı saptandı. Taşınmazların tahsisi konusunda bir gelişme de Buca Yedigöller Tesisi ile ilgili yaşandı. Buca Belediyesi’ne büyükşehir tarafından verilen tesisin, üçüncü şahıslara kiralandığı belirlendi.
Basmane Çukuru bilmecesi
İzmir’de Basmane Çukuru olarak bilinen alanda yapılması planlanan Dünya Ticaret Merkezi uzun yıllardır tartışma konusu. Bu alan da Sayıştay raporlarında yer aldı. Bu alanda konferans salonu, tiyatro salonu, sinema salonu, katlı otopark, ticaret merkezi, otel, turizm merkezi, alışveriş merkezi yapılmasına karar verilmişti. 1997 yılında ANAP’lı Burhan Özfatura’nın başkanlığı döneminde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Güçbirliği Holding arasında pazarlık usulü, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştı. Sözleşme gereği taşınmazın yüzde 11’i belediyeye, yüzde 89’u holdinge bırakılmıştı.
İmar planlarına aykırılık nedeniyle yürütmesi durdurulan alan için planlar yenilendi, inşaat devam etti ama ardından yeniden mahkeme planı iptal etti. 2001’de yüklenici firma Güçbirliği Holding’e, borçları nedeniyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) el koymuştu. 2009 yılında, Aziz Kocaoğlu döneminde ise İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TMSF masaya oturdu ve yeni bir protokol imzalandı. Belediye payı yüzde 30’a çıkarılarak belediye hizmet binasının da projeye eklenmesi kararlaştırıldı.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Daha sonra sözkonusu alan TMSF tarafından üç kere satışa çıkarılmış ve başarılı olunmamıştı. En son dördüncü kez satış kararı alındı, taşınmaz 80 milyon dolar bedelle satışa çıkarıldı. 19 Ocak 2016’da ihale yapıldı ancak ihaleyi alan firmaya verilen süre 2018 yılında doldu, bu tarihe kadar firma ruhsat alamadı. Sonuçta ihale iptal edildi, taşınmazın eski maliklerine iadesine karar verildi.
TMMOB: “Alan kamu hizmetleri için kullanılmalı”
Bu alana dair sözkonusu proje, 20 yılı aşkın bir süredir tartışılıyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi alanla ilgili şu açıklamayı yapmıştı: “İzmir halkını ‘çukur’dan kurtaracak olan, alanın yeniden bedelsiz olarak kamu mülkiyetine geçmesi ve alanın kamu hizmetleri için kullanılmasıdır. Sözümüzün arkasındayız. ‘Peşkeş çekmek’, TDK tarafından ‘verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla veya yersiz olarak birine vermek’ olarak tanımlanmıştır. Belediye mülkiyetinde bulunan ve bugün ‘Basmane Çukuru’ olarak anılan eski garaj alanının, kamu mülkiyetinden özel mülkiyete geçirilmesi, uygunsuz ve yersizdir. Bu uygunsuzluğun dile getirilmesi, doğal ve meşru bir eleştiri hakkıdır. Bu hakkın kısıtlanmaya çalışılması kabul edilemez.”
