Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 127. haftasında, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından açıklama yaptı. 826. haftanın moderatörlüğünü gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun üstlenirken açıklamayı, Cumartesi İnsanı Türkan Ocak okudu. Açıklamada, Ankara’da 1995 yılında kaybedilen Ayşenur Şimşek için adalet talep edildi.
Gözaltında kaybedildiğinde 27 yaşında olan Ayşenur Şimşek’in ablası Fatmanur Şimşek, yaşadıklarını, “24 Ocak 1995’ten beri Ayşenur’dan haber alamadık. Yaklaşık iki buçuk ay süren tüm arama ve başvurularımız da hiçbir sonuç vermedi. Oysa bir ay önce babam karakola çağrılıp ‘Kızınız gelip teslim olsun yoksa bu onun için hiç iyi olmayacak’ diye tehdit edilmişti. 12 Nisan’da, yani katledilmesinden iki buçuk ay sonra Milliyet gazetesinde bir haber gördük. Haberdeki fotoğraf katledildiği güne aitti ve altında şöyle yazıyordu: ‘25, 26 yaşlarında kimliği belirsiz genç bir kadın Kırıkkale’de Kızılırmak kıyısında bulunmuştur, henüz kimliği tespit edilemedi.’ Bu haber üzerine Kırıkkale’ye gidip fotoğraflardan tespit ettik. Oydu” diye anlattı.
Kardeşini, kaybolduktan iki buçuk ay sonra kimsesizler mezarlığında bulabildiklerini söyleyen Şimşek, şöyle devam etti: “Karanlık bir dönemdi, faili belli olan ama adına faili meçhul cinayetler diyerek faillerin korunduğu, kollandığı bir dönemdi. Belliydi bin kişilik ölüm listesini yapan, sonra da bunu kendi oluşturduğu yapılardaki katiller ile gerçekleştiren, devletin ta kendisiydi. Biz devletin bu faşist yönünü görmüş ve yaşamış bir aileyiz.”
Kardeşinin bir devrimci olduğunu söyleyen Fatmanur Şimşek, “Ayşenur, devrimci kimliğiyle halkına hizmet etmeyi bir görev edinmişti” diye ekledi.
“Gözaltında kaybetme süresiz biçimde soruşturmaya açık bir suçtur”
Devletin gözaltında kaybetmeler ile ilgili etkin soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirmediğini dile getiren Cumartesi İnsanı Türkan Ocak, “Devlet, kayıp yakınlarının tüm iddialarını araştırma, sorumluları belirleme ve cezalandırılma görevini yerine getirmiyor. Yaşam hakkı ve işkence yasağına ilişkin ulusal yasaların ve uluslararası sözleşmelerin etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamıyor” dedi.
