Avustralya üniversitelerinde okuyan Çinli öğrenci ve akademisyenler, Çin ile ilgili konularda otosansür uygulamak zorunda kalıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) konuyla ilgili hazırladığı raporda, akademisyenlerin Çin’i eleştirmekten kaçındığını, Çin tarafından gözdağı verilen öğrencilerin de gördükleri baskıyı üniversitelerine bildirmekten imtina ettiğini belirtti. Raporun yazarı Sophie McNeill, “Bu durum Avustralya’nın akademik özgürlüğünü aşındırıyor” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Avustralya üniversitelerindeki çok sayıda Çinli öğrenci ve akademisyenin Pekin yönetimini eleştirmekten kaçındığını, Çinli öğrencilerin uğradıkları tehditlere rağmen sessiz kaldığı bir otosansür ortamı yaratıldığını ortaya koydu.
HRW’nin raporunda, Çin’deki bazı velilerin Çin polisi tarafından Avustralya’da okuyan çocuklarının faaliyetlerine ilişkin sorgulandığı, Hong Kong polisinin de Avustralya’dan dönen bir öğrenciyi demokrasi yanlısı faaliyetleri nedeniyle sorguya çektiği belirtildi.
Raporda koronavirüs salgını döneminde üniversitelerde derslerin çevrimiçi yapılmasıyla, Çinli öğrencilerin derslere Çin’in “Büyük Güvenlik Duvarı” olarak anılan internet sansür sisteminin gölgesinde katılması nedeniyle otosansürün daha da arttığı vurgulandı.
Raporun yazarı Sophie McNeill, Reuters’a verdiği demeçte, bu eğilimin sınıftaki tüm öğrencilerin akademik özgürlüğünü tehlikeye attığını söyledi. McNeill, “Bu durum Avustralya’nın akademik özgürlüğünü aşındırıyor” dedi.
McNeill, çevrimiçi bir derste, 1989’da binlerce insanın hayatını kaybettiği kanlı Tiananmen Meydanı olayları ile ilgili referansların kaldırılmasını örnek gösterdi.
Avustralya Eğitim Bakanı Alan Tudge, raporun “derinden endişe verici meseleleri” gündeme getirdiğini, hükümetin istihbarat ve güvenlikle ilgili meclis komitesinden görüş alacağını söyledi. Tudge, “Yabancı kuruluşların kampüslerimize herhangi bir müdahalesine müsamaha gösterilemez” diye konuştu.
Çin’in Canberra Büyükelçiliği ise rapora “İnsan Hakları İzleme Örgütü, Batı’nın gelişmekte olan ülkelere saldırması ve karalaması için siyasi bir araca dönüştü. Her zaman Çin’e karşı önyargılı” diyerek tepki gösterdi.
Raporda kimliği belirtilmeyen bir öğrenci, Çin Komünist Partisi’ne (ÇKP) atıfta bulunarak HRW’ye “Eğer yurtdışında ÇKP’yi protesto ederseniz, Avustralya’da olsanız bile size bunu ödetmek için sevdiğiniz insanları bulacaklar” dedi.
Bir başka öğrenci, “hükümet karşıtı” tweetler paylaşması nedeniyle Çin polisinin geçen yıl ailesine resmi bir uyarıda bulunduğunu söyledi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Hong Kong’dan bir öğrenci ise bir demokrasi mitinginde konuşmasının ardından maskeli ve Mandarince konuşan dört kişinin evinin önünde belirmesi ve onu sopalarla kovalaması üzerine Avustralya polisine başvurdu. Öğrenci, Avustralya’ya sığınma talebinde bulundu.
Raporda Çinli öğrencilerin, “doxxing” olarak bilinen çevrimiçi adres bilgilerini ifşa etme, Çin karşıtı görüşlerini büyükelçiliğe bildirme vb. tehditlerle karşılaştığı tespit edildi.
HRW, gözdağı verilen öğrencilerin yarısından fazlasının bunu üniversitelerine bildirmediğini açıkladı.
McNeill, “Gözdağı verilen öğrenciler, üniversitelerinin Çin hükümetiyle ilişkileri sürdürmeye ve ÇKP’yi destekleyen öğrencilerle aralarını soğutmamaya daha fazla önem verdiğine inanıyorlardı” dedi.
Salgından önce Avustralya’daki tüm uluslararası öğrencilerin yüzde 40’ı, tüm üniversite öğrencilerinin yüzde 10’u Çin’den geliyordu. Avustralya’da üniversite sektörünün gelirinin neredeyse üçte biri uluslararası öğrenci ücretlerinden elde ediliyor.
Derleyen: Gökalp Badak / Kaynak: Reuters
