Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, HDP’nin kapatılma davasında dün tebliğ edilen mütalaa ve hukuki sürece ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. İddianamede ve mütalaada, çözüm sürecindeki faaliyetlere geniş yer verildiğine dikkat çeken Dede “Buradan HDP’ye bir kapatma kararı çıkmaz. Hem Kobane kumpas davası iddianamesinin mütalaasında hem HDP’yi kapatma davası iddianamesinin mütalaasında, AKP’nin de altına dinamit döşeniyor. O dönem yürütülen bütün faaliyetler, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından koordine edildi” dedi
“Hukuki değil siyasi bir metin”
Mütalaanın, Anayasa Mahkemesi tarafından kendilerine ulaştırıldığı belirten Dede, “Savcının mütalaası 41 sayfadan oluşuyor. 800 sayfalık bir iddianameden sonra 41 sayfaya sıkışan bir mütalaa dikkat çekici. Buna karşı savunmamızı da AYM’nin bize verdiği süre içinde tamamlayacağız” dedi. HDP tarafından gerçekleştirilmemiş fiillerin iddianamede HDP tarafından gerçekleştirilmiş gibi sunulduğuna dikkat çeken Dede, “Bu hukuki bir metin değil, algı operasyonu yapmaya yönelik siyasi bir metindir” değerlendirmesinde bulundu. Savcılığın iddialarına ilişkin belgelerin dosyada olmadığını söyleyen Ümit Dede’nin açıklamasından satır başları şöyle:
“HDP davası AKP açısından tehdit barındırıyor”
“AKP ve Erdoğan’a seslenmek istiyorum: Hem Kobane kumpas davası iddianamesinin mütalaasında, hem HDP’yi kapatma davası iddianamesinin mütalaasında, AKP’nin de altına dinamit döşeniyor. O dönem yürütülen bütün faaliyetler HDP’nin Kürt siyasetçilerinin tek başına yürüttükleri faaliyetler değil, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından koordine edilen Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın, MİT’in, asker ve sivil bürokrasinin katılımıyla yürütülen bir süreçti. Bu dönemin yargılama konusu yapılması, Türkiye demokrasisi açısından olduğu kadar AKP açısından da bir tehdit barındırıyor. Burada hedeflenen HDP ve HDP’li siyasetçiler değil. Bu ülkeyi yöneten zihniyet, ülkede bir daha hiç kimse barıştan söz etmesin istiyor.”
“Talimatı veren Bahçeli’dir”
“41 sayfalık mütalaayı incelediğimizde, savcı ilk 16 sayfada uzun uzun PKK’yi anlatmış. Davadan haberi olmayan biri, bu davayı PKK’nin kapatma davası gibi anlayabilir. Savcılık, bizim ön savunmamıza cevap verme telaşına girmiş. Bunu başaramamış olması, bu davanın siyasi olduğu gerçeğini gösteriyor. İkinci iddianamenin 7 Haziran tarihine denk getirildiğini iddia ediyoruz ama savcı, ‘Bu tarihler tesadüftür’ diyor. Oysa savcı iddianameyi bu tarihe yetiştirmek için eksik sundu ve daha sonra eksikleri tamamladı. Savcı, ilk iddianameyi 18 Mart’taki MHP kongresine yetiştirmek için acele etmiştir çünkü bu talimatı veren Bahçeli’dir.”
“AYM üyesi İrfan Fidan bu davaya bakamaz“
“Dün AYM’nin bize tebliğ ettiği üç karar var. Siyasi yasak istenen 451 kişiye iddianameyi tebliğ etmeyi ve yazılı savunmalarının alınmasını kabul etmişti. Eğer bu yapılmış olsaydı savcı mütalaasında birçok hatasını da düzeltecekti. AYM bu talebimizi reddetmiş. İrfan Fidan daha önce savcılık yapmış ve ardından AYM üyesi olarak belirlenmiştir. İrfan Fidan bu iddianamede yer alan 40’ı aşkın dosyanın da savcısıdır. Eğer bir hakim soruşturma aşamasında savcı ya da bilirkişi olarak dahil olmuşsa, o hakim o davaya bakamaz, bu emredici hükümdür. İrfan Fidan’ın savcı olarak bu dosyaya müdahil olması ihsası rey niteliğindedir. Biz İrfan Fidan’ın bu davaya katılmaması gerektiğini söylemiştik. AYM bu talebi de reddetmiş. Bu dosyada siyaset yasağı olan bazı arkadaşlarımızın avukatları AYM’ye başvurarak, müvekkilleriyle ilgili iddialara ulaşamadıklarını belirtiyorlar. Bunların bize tebliğ edilmesini istemiştik. AYM bu talebi de reddetmiştir. “
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
