Nişantaşı Üniversitesi’nde “eşit işe eşit ücret” talep eden ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini isteyen akademisyenlerin işlerine son verilmesinin ardından Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM) ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Nişantaşı Üniversitesi önünde eylem düzenledi. Açıklamada vakıf üniversitelerinin çalışanlarını köle, öğrencilerini müşteri, üniversiteleri de ticarethane olarak gördükleri belirtildi.
“İlk hukuksuzluk değil”
Açıklamada Nişantaşı Üniversitesi’nin daha önce mobbing ve ağır çalışma koşullarıyla gündeme geldiği aktarılırken, son yaşanan olayda da 20’ye yakın öğretim üyesinin bir arabulucu aracılığıyla istifaya zorlandığı söylendi. İstifayı kabul etmeyenleri ise üniversitenin, “Kod 25” ile tazminatsız işten kovmakla tehdit ettiği iddia edildi.
Açıklamada, “Durumu protesto eden öğretim üyelerine hakaret eden Rektör Yardımcısı Mehmet Ünal ise yapılan hukuksuzluğa bir yenisini daha ekledi. Aynı zamanda meslektaşlarını destek veren öğretim üyelerini de tehdit ederek, hukuksuz bir şekilde işlerine son verildi ve görev yaptıkları birimlerden uzaklaştırıldılar” denildi.
Açıklamada yaşanan olayların vakıf üniversitelerinin gerçek anlayışını, nitelikli eğitimi değil, kârın ve emek sömürüsünün merkezde olduğu şirket anlayışını gözler önüne serdiği söylendi.
Açıklama şöyle devam etti:
“Çok iyi biliyoruz ki Nişantaşı Üniversitesi’ni asıl korkutan bütün akademisyenlerin ortaya koyduğu birliktelik ve dayanışma tutumudur. Akademinin hala biat etmediği gerçekliğidir. Korkup tek tek odaya aldıkları akademisyenlerin arkasında binlerce eğitim ve bilim emekçisi durmaktadır. Birlikteyiz, yan yanayız ve dayanışıyoruz. Bu çürümüşlüğün önünde haykırıyoruz ki Nişantaşı Üniversitesi akademisyenleri yalnız değildir.”
“Utanç kaynağı”
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (Ünivder) Genel Başkanı Zeynep Solakoğlu yaptığı açıklamada, “Nişantaşı Üniversitesi yönetimine burasının bir üniversite olduğunu hatırlatıyoruz. 29 Mart 2022 tarihi ülkemizde üniversite tarihimize bir utanç kaynağı olarak geçti” dedi.
Solakoğlu yasal zorunluluğa karşın eksik ücret verilen araştırma görevlilerinin, ücretlerinin kamu çalışanlarıyla eşitlenmesi için verdikleri dilekçeler gerekçe gösterilerek sözleşmelerinin feshedildiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Üniversite yöneticileri tarafından sözlü şiddete maruz bırakıldılar. Onlara destek veren öğretim üyelerinin de işlerine son verildi. Vakıf üniversitelerine hatırlatıyoruz, ücretlerin eşitlenmesi kanuni bir zorunluluktur. Tüm akademi çalışanlarına birikmiş farklarla birlikte eşit ücretleri ödenmelidir. Yasayı çiğniyorsunuz. Ünivder olarak tüm vakıf üniversitelerini yasaya uymaya Yükseköğretim Kurulu’nu (YÖK) da yasayı uygulamak için gerekenleri yapmaya çağırıyoruz.”
Solakoğlu, “Yasal hakları için mücadele eden akademi çalışanlarıyla birlikteyiz. Birlikte kazanacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
