Belçika’nın başkenti Brüksel, 16 yaşın altındaki çocuklarla beraber dilencilik faaliyetlerinde bulunan kişilere ceza uygulayacak.
Yeni düzenlemeyle birlikte Brüksel kent merkezindeki tüm polisler 16 yaş altı çocuklarla beraber dilenciliğin yasaklandığı hakkında bilgilendirildi. Polislerden ayrıca, Belçika’daki beş ila 18 yaş arası zorunlu eğitim kanununu çocukların velilerine hatırlatmaları istendi.
Velilere üç ile 18 yaş arasındaki tüm çocuklara Brüksel kenti tarafından ücretsiz eğitim imkânı sağlandığı ve ilkokul çocuklarına ücretsiz öğle yemeği verildiği de anlatılacak.
Bir Brüksel kent yetkisili konuyla ilgili şunları söyledi:
“Düzenlemenin amacı cezalandırmak değil, rehberlik etmek. Kent yönetimi, bu insanlara ulaşmak ve çocuklar için güvenli ve tatmin edici bir büyüme ortamının farkındalığını yaratmak için mahalle çalışmalarına ve önleyici faaliyetlerine devam ediyor.”
Yeni kuralı ihlal edenlere uyarıda bulunulacak, suçun tekrarlanması halinde 350 euro para cezası uygulanacak.
Benzer bir düzenleme Belçika’nın diğer büyük şehirleri Liège, Charleroi, Namur, Tournai ve Etterbeek’de mevcut.
Dilencilik, büyük şehirlerde sürekli karşılaşılan bir sorun ve bu sorunun nasıl çözüleceğine dair siyasi tartışmalar bir süredir devam ediyor. Brüksel’in de bulunduğu başkent bölgesinde 1993’den beri dilencilik yasak değil, ancak kent yönetimleri ve belediyeler çeşitli düzenlemeler getirebiliyor.
Mart ayının başında Brükselli siyasetçiler Bianca Debaets ve Mathias Vanden Borre, bu sorunun başkentlerinde “bir onur lekesi” niteliği taşıdığını söylemiş ve kent yönetiminden eyleme geçmesini talep etmişti.
Debaets ve Vanden Borre genellikle çocuklu ailelerden oluşan bu insanlara yardım edilmesi gerektiğini belirtiyor ve dilenmelerine izin vermenin hiçbir şeyi çözmediğini düşünüyor.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
İki siyasetçi şu ifadelerde bulunmuştu:
“Çocukların sokaklarda değil kreşte veya okulda bulunması, yetişkinlerin ise hayatlarını tekrar düzene koyabilmek için sığınma merkezlerinde bulunması gerekiyor. “
