Galatasaray’ın devre arası transfer döneminde kadrosuna kattığı İtalyan futbolcu Nicolo Zaniolo, ülkesinin saygın medya kuruluşu La Gazzetta dello Sport’a konuştu. Bu keyifli röportajı Medyascope Spor’dan Uğurcan Kanca sizin için çevirdi.
Haliç manzarasıyla düşlediğimiz ve sevdiğimiz bir İstanbul gecesinde, Nicolo Zaniolo’nun artık daha dingin ve rahatlamış bir ses tonu var, sanki Galatasaray onu geçmişinden biraz koparmış gibi. O halde tam buradan, yani adının her zaman anıldığı Serie A’dan başlayalım…
- Zaniolo, 35 milyon €’luk serbest kalma bedelin var. Juventus ve Milan’ın seninle ilgilendiği bir sır değil. Yakında geri gelebileceğini düşünmekte yanılıyor muyuz?
(Gülerek) Hemen transfer piyasasıyla başlıyoruz öyle mi? Bak, kimse geleceği bilmiyor. Türkiye’de beş yıl kalacağımın garantisini veremeyeceğim aşikâr ama burada olduğum sürece her zaman elimden gelenin en iyisini yapacağım. Burada şampiyon olmak, kupalar kazanmak istiyorum.
- İstanbul nasıl?
Çok güzel. Futbolla gelişen bir şehir ama taraftarlar sizden video ve selfie isteseler bile her zaman nazik ve saygılılar. Stadyum i-na-nıl-maz! Daha ateşli bir taraftarla hiç oynamadım! İlk golümü attığımda uçuyormuş gibi hissettim.
- Deprem hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Çok yıkıcı. Artık evleri olmadığı için arabalarında uyumak zorunda kalan insanlar var. Bir anlamda futbolun onları mutlu ettiğini, yardımcı olduğunu keşfettim. Burada mutluluk gerçekten bir ihtiyaçtır…
- Galatasaray’ı Fenerbahçe’ye tercih ettiğiniz doğru mu? Fenerbahçe size daha fazlasını sunsa da?…
Doğru, ama Galatasaray benimle daha önce iletişime geçmişti ve ben de çoktan söz vermiştim. Bizde söz paradan önce gelir.
- Galatasaray’da amacın nedir?
Süper Ligi, Türkiye Kupası’nı kazanmak ve Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazanmak. Her şeyi istiyoruz. Bütün kupaları kazanmak istiyoruz. Çok inançlı ve kararlıyız.
- Türkiye’de futbolun yıldızlar için bir mezarlık olduğu söylenir. Katılıyor musun?
Çok yanlış bir tanımlama bu.. Şans eseri İtalyanca bilen ve bence mükemmel bir antrenör de olan Okan Buruk ile güçlü bir grubuz. Galatasaray Serie A’da oynasa Avrupa potasında olurdu çünkü çok güçlü oyuncuları var. Hücumdaki ortaklarımdan biri olan Icardi’nin her zaman dünyanın en iyi santrforlarından biri olduğunu düşünüyorum.
- Galatasaray’ı kabul etmekte tereddüt ettiniz mi?
Hayır. Roma’da benimle birlikte oynayan Sergio Oliveira ile konuştum ve bana ortamın güzel, ligin de rekabetçi olduğunu söyledi. Sonra Okan Hoca’yı aradım. Mancini ve o da iyi olacağımı söyleyerek gitmemi tavsiye ettiler. Ve onlar haklıydı.
- Neden şu an milli takımda değilsin?
Çünkü üç aydır futboldan uzaktım. Koçun yardımcısı Salsano ile konuştum ve bana sakin olmamı, takip edildiğimi ve iyi olduğumda her şeyin kendiliğinden geleceğini söyledi. Milli takımı çok önemsiyorum, İtalya’yı temsil etmekten daha güzel bir şey yok.
- Öte yandan, Romalılar sizi hain ilan etti. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu çok üzüldüğüm bir şey. Roma bana her şeyi verdi, Roma sayesinde hayatımı kazandım ve milli takıma yükseldim, oğlum orada doğdu. Bu şekilde tanımlanmak kötü bir darbe oldu.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
- Sözleşmenizin uzatılmaması vedanıza etki etti mi?
Tutulmayan sözler hakkında saatlerce konuşabilirim. Bana bayrak adam olduğumu söylediler ama her zaman sadece sermaye aracı olarak görüldüm. İki yıl boyunca bana yeni sözleşmenin hazır olduğu söylendi. Geçen yılın ocak ayında, kazandığımdan biraz daha fazlasına imza atabilirdim çünkü Roma’da iyi oynuyordum ve Finansal Fair Play ile ilgili sorunlar olduğunu biliyordum. Çok konuştuktan sonra sıkıldım. Sonraları vedalaşma fikrine ikna oldum. Ancak Romanlar’ın elinde kendilerine uygun gördükleri herhangi bir teklif yoktu. Bu transfer döneminde ise aslında sadece Bournemouth ve Galatasaray teklif yapmadı. İngilizler’i kabul etmediğim için takımdan dışlandım ve taraftarlar öfkesini benden çıkardı. Bazıları arabayla beni kovaladı, diğerleri evime geldi. Ailem ve ben de kendimizi yalnız hissettiğimiz için korktuk. Kızgın insanlardı, konuşamazdınız. O günlerde cep telefonumu da kapattım çünkü kötü mesajlar da geldi.
- Roma’daki arkadaşlarından nasıl ayrıldın?
Neredeyse tümü beni hayal kırıklığına uğrattı. İsim vermeyeceğim fakat kardeş gibi olduğumuzu söylediler ama selam bile vermediler. Belki ileride bazıları benimle zorluk yaşayabilir. Bunu vicdan azabı çeken herkes bilir.
- Mourinho ile nasıl bir ilişkiniz vardı?
O harika bir antrenör ve harika bir insan. Beni neredeyse her zaman iyi oynamaya zorladı. Elbette, o yıldız oyuncuları yönetmeye alışkındı ve ben değildim. Bana tüm imkanları sundu.
- Oğlunuz Roma’da, geri dönmekten korkar mısın?
Hayır, işlerin düzeleceğini düşünüyorum. Nefretin olduğu yerde sevgi de vardır. Her zaman futbol hakkında konuşmuyoruz, değil mi?
- Oğlunuz Roma taraftarı olsa mutlu olur muydunuz?
Kesinlikle. Her zaman Roma’yı hatırlayacağım. Geçmiş, transferle unutulmaz.
Kaynak: La Gazzetta dello Sport
Çeviren: Uğurcan Kanca
Editör: Doğa Üründül