Merdan Yanardağ’dan çağrı: “Türkiye’nin tüm demokrasi güçlerine, TELE1 ile dayanışma içerisinde olma çağrısı yapıyorum”

Televizyon yayınında PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili söyledikleri nedeniyle tutuklanan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, BirGün gazetesi aracılığıyla topluma çağrıda bulundu. Yanardağ, boyun eğmeyeceğinin altını çizdi ve “Türkiye’nin tüm demokrasi güçlerine, TELE1 ile dayanışma içerisinde olma çağrısı yapıyorum” dedi.

Bir televizyon yayınında Öcalan ile ilgili açıklamaları ile ilgili “suçu ve suçluyu övme”, “terör örgütü propagandası yapma” gerekçesiyle 26 Haziran Pazartesi günü gözaltına alınan, 27 Haziran Salı günü de tutuklanan Yanardağ, BirGün gazetesi aracılığıyla bir mektup yayımladı. Yanardağ yayımlanan mektupta, demokrasi güçlerine ve topluma çağrıda bulundu

Marmara Cezaevi’nden mesajını ileten Yanardağ, tutuklanma sürecinin hukuki değil siyasi bir süreç olduğuna vurgu yaptı. “Bu anlayışa asla boyun eğmeyeceğim” diyen Yanardağ’ın yazdığı mektup şöyle:

“Gözaltı ve tutuklanma sürecimde dayanışma gösteren herkese çok teşekkür ediyorum.

Gösterilen dayanışma birleşerek birlikte kazanacağımızı bize bir kez daha göstermiştir. Demokrasi, özgürlük, hukuk mücadelesi toplumsallaşarak kazanılır.

Tabii, TELE1’e, Merdan Yanardağ’a saldırmalarının özel nedenleri var.

Anti demokratik, adil olmayan bir seçimle, çok küçük bir farkla seçimi kazanan, son derece zayıf dengeye dayanan bir iktidar var. Bu nedenle korku yaymaya ihtiyaçları var. Yurttaşların susması, ses çıkarmaması için örnek oluşturmaya çalışıyorlar.

Anlaşılan, bağımsız Tele 1’in toplum üzerindeki etkisi, Merdan Yanardağ’ın gazetecilik tavrı iktidarı rahatsız etti. Bu nedenle beni hedef seçtiler. Yapılan, seçim döneminde kullanılan montaj video siyasetinin devamıdır. Tutuklanma sürecimin hukuki bir süreç olmadığını, siyasi bir süreç olduğunu düşünüyorum. Bunu da kısa sürede göreceğiz.

Bu anlayışa asla boyun eğmeyeceğim

Türkiye’nin tüm demokrasi güçlerine ve topluma, TELE1 ve TELE1 yayıncılığı ile dayanışma içerisinde olma çağrısı yapıyorum.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

AKP iktidarının sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Ekonomik kriz, zorla alınan seçimin sonuçları ve bir dizi başka nedenle baskıcı yöntemler uygulamayı deneyecek bir iktidar var karşımızda. Bu nedenlerle, aynı zamanda hareket alanlarını genişletmek isteyeceklerdir. Yeni bir “açılım” geliştirebilirler.

Ben de yaptığım programda bu durumu değerlendirdim. ‘Tecrit’ ve benzeri ifadeler AKP’nin hazırlandığı işareti verilen ‘açılım’ siyasetinin değerlendirilmesidir, tartışılmasıdır. Bir bakıma, deyim uygunsa “suçüstü” yakalanmayı hazmedemedikleri anlaşılıyor.

Ben bu değerlendirmeleri yaparken kimseyi övmek, yermek değil, bir öngörü üzerinden değerlendirme yapıyorum. Kaldı ki “tecrit” dahil, bu kavramların tamamı gündelik siyasette, hukuki tartışmalarda kullanılıyor. Bunda bütün sorun Öcalan üzerinden siyaset yapmaktır. Bunu yapan da iktidardır. Ben bunu açığa çıkarmak istedim. Çünkü Öcalan ile ne görüşüldüğünü, varsa, ne kararlaştırıldığını kamuoyu bilmiyor.

Dünya kritik bir dönemden geçiyor. Ukrayna savaşı bir doğu batı savaşına evrilmiş durumda. Doğuda yükselen Çin ve Avrasya güçleri batıyı ürkütüyor. Tüm bu coğrafyanın merkezinde de Türkiye yön duygusunu kaybetmiş, geleceği belirsizliklerle dolu, demokrasiden uzaklaşmış bir ülke olarak duruyor. Mevcut iktidarın Türkiye’yi hem içeride yaşanan ekonomik kriz, sosyal ve siyasi krizden hem de dünyada yeni şekillenecek düzenin yol açtığı karmaşadan çıkarabileceğini düşünmüyorum. Durum böyle olunca, AKP bağımsız medyayı susturarak daha önce yaptığı gibi sahte bir başarı ve yükselme öyküsü yazmak istiyor. Çünkü topluma anlatacakları bir şey kalmadı. Bana yönelik hiçbir hukuki ve demokratik nitelik taşımayan ve hoyratça yapılan siyaset güdümlü saldırının amacı da budur.”

Ben her şeye karşın dayanışma ile engelleri aşacağımızı düşünüyorum. Destek olan, dayanışma gösteren herkesi sevgi ile selamlıyorum. Bir şeyin bilinmesini istiyorum. Haksızlıklara hiçbir zaman boyun eğmeyeceğim!”

Ne olmuştu?

Yanardağ, TELE1’de yaptığı bir konuşmada “Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritin hukukta hiçbir yeri yoktur. Kaldırılması lazım. Ailesi ve avukatı ile bile görüşemiyor. Böyle bir infaz düzeni olabilir mi? Abdullah Öcalan; çok kitap okuyan, siyaseti doğru okuyan, doğru gören, çözümleyen son derece zeki bir kişidir” demişti.