Madımak Katliamı’nın 30. yıldönümünde, on binlerce yurttaş, katledilen 33 aydını Sivas’ta andı. Katledilenlerin aileleri kültür merkezine dönüştürülen Madımak Oteli önüne karanfil bırakırken, “Utanç Müzesi” talebini yineledi.
Madımak Katliamı’nın 30. yıldönümünde, Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce yurttaş Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin (PSKAD) öncülüğünde Sivas’ta bir araya geldi. 2 Temmuz 1993’te öldürülen 33 aydını türkülerle, deyişlerle, semahlarla anan yurttaşlar, PSKAD Sivas Şubesi’nden kültür merkezine dönüştürülen Madımak Oteli’ne “Şeriata karşı laiklik, zulme karşı adalet” sloganıyla yürüdü.
On binler Madımak’ın hesabının sormak için yürüdü
Katliamda ölenlerin fotoğraflarının ve “Yolumuz uludur, ışığımız sönmez; sonsuzluğa yürüyen Pir Sultanlar ölmez” yazılı pankartın arkasında on binler yürüdü. Yürüyüş boyunca, “Sivas’ı unutma, unutturma”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” sloganları atıldı ve 33 aydının isimleri okunarak, “yaşıyor” denildi.
Türkiye’nin pek çok şehrinin yanısıra, yurtdışından da gelenler oldu. Kimisi pusetiyle, kimisi bastonuyla kortejde yerini aldı. Sivas’ta katledilen sanatçıların türküleri çalınırken ağlayanlar olsa da, yürüyüşe katılan her yaştan yurttaş, Madımak Katliamı’nın hesabını sorma kararlığını sıkılı yumruklarıyla ve sloganlarıyla göstermeye çalışıyordu.
“İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı olmaz”
Kortej yürüyüşü ve konuşmalar esnasında davalarda zamanaşımı uygulanması gündemdeydi. 31 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildiği ana davadan sonra yakalanmayan yedi sanık için açılan dava 2012’de zamanaşımına uğratıldı. Firari üç sanık yönünden süren davada ise Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Eylül 2023’te yapılacak duruşmada zamanaşımını tartışacak.
Madımak Katliamı’nın 30. yıl anmasında süren davanın da zamanaşımına uğrama tehlikesiyle karşı karşıya olduğu hatırlatılarak, “İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı olmaz” denildi.
Yakınları öldürülen aileler, Madımak Oteli önüne karanfil bıraktı
Madımak Oteli’nin katliamla yüzleşilecek bir Utanç Müzesi olması talep edilirken, bina 2010 yılında kamulaştırıldı ve daha sonra Bilim ve Kültür Merkezi yapıldı. Yürüyüşün sonunda binanın önüne önce katledilenlerin aileleri alındı. Oğlu Murat Gündüz’ü katliamda kaybeden Mehmet Gündüz, saygı duruşunun ardından konuştu ve şunları söyledi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Dostlar, cefakâr yoldaşlarım. 1993’te bütün gençler ve demokrat insanlar, Pir Sultan’ın yoldaşları buraya semah dönmeye gelmişlerdi. 30 yıldır bu acıyı bize yaşatanlar kahrolsun. Biz buradan, ölünceye kadar gitmeyeceğiz. Madımak, Utanç Müzesi olana kadar mücadelemiz devam edecek. Hep beraberce bu mücadeleyi vermek zorundayız. Birlik, beraber olmak zorundayız. Örgütlenmek zorundayız. Her geçen gün karanlığa gidiyoruz. Birlik, beraberlik olmazsak bu karanlık bizi yutacak.”
Aileler, yürüyüş boyunca ellerinde taşıdıkları fotoğrafları, karanfilleri ve gülleri binanın önüne bıraktılar. Bu sırada yakını öldürülenlerden biri, Utanç Müzesi yapılmayan bina önüne karanfil bırakılmasının anlamsız olduğunu söylese de PSKAD Başkanı Cuma Erçe, “Bina için değil, canlarımız için buraya bırakıyoruz” diyerek ikna etti.
Özgür Özel: “Sivas’ın hesabının sorulacağı güne kadar buradayız”
Ailelerin ardından kültür merkezi önüne Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı Özgür Özel ve CHP heyeti geldi. Heyet karanfillerini bıraktıktan sonra Özel, davalarda zamanaşımı uygulamasına tepki göstererek, “Artık bu mahkeme milletin vicdanına, bu devran döndükten sonraki gerçek adalete kaldı. O güne kadar biz, adalet bayrağını taşımaya ve Sivas’ın hesabının sorulacağı güne kadar burada olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Özel, sözlerine şöyle devam etti:
“Tam burada, ‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’ sloganlarının atıldığını biz unutmadık. Sivas Katliamı, herhangi bir katliam değildir, Cumhuriyetin yıkılmasına niyet etmişlerin, cumhuriyete meydan okumasıdır. Bu ülkenin her birisi değeri olan, Alevisine, Sünnisine, Kürdüne, Türküne, bu farklılıkların yarattığı güce inat, bu farklılıklardan fay hatları yaratmaya çalışanların o fay hattının üzerinde tepinerek siyaset yapanların, kutuplaştırma siyasetinin mimarlarına karşı; bu milletin Anadolu irfanının, farklı renklerinin, kardeşliğinin ve bu ülkede türkü yapanların, türkü yakanların, türkü yapanları yakanlardan güçlü olduğunun yeminine tanıklık etmeye geldik. 30 yıldır ediyoruz, bundan sonra da tanıklık etmeye devam edeceğiz.”
Çiğdem Kılıçgün Uçar: “Sivas’ı yakanlara inat, Sivas’ta semahlar dönmeye devam edecek”
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, parti heyetiyle birlikte yürüyüşe katıldıktan sonra kültür merkezi önüne karanfil bıraktı ve burada açıklama yaptı. Devlet yetkililerinin katliama seyirci kaldığını ve 33 aydının öldürülmesinin canlı yayında izletildiğini söyleyen Kılıçgün Uçar, şöyle konuştu:
“30. yılında hiçbir yol almayan mahkeme süreci, ne yazık ki eylülde görülecek davada zamanaşımına uğramakla karşı karşıya. Dün ifade ettik bugün de ediyoruz, Madımak Katliamı insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Bu katliamın zamanaşımına uğramasına izin vermeyeceğiz. Sivas’ı yakanlara inat, Sivas’ta semahlar dönmeye, sazlar çalmaya ve cemler tutulmaya devam edecek.”
Cuma Erçe: “Güçbirliği içinde olmazsak, bize yeni Sivaslar yaşatacaklar”
Anmada, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Kültür Dernekleri ve Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu’nun ortak açıklamasını PSAKD Başkanı Cuma Erçe yaptı. Erçe, Madımak’ta katledilenler için değil, herkes için adalet istediklerini vurgulayarak, “30 yıldır sokakta, meydanlarda, mahkeme salonlarında adaleti haykırdık. Katliamın gerçek sorumluları açığa çıkarılmadı, katliamcıları savunanlar milletvekili, genel müdür, belediye başkanı yapıldılar” dedi. Erçe sözlerine şöyle devam etti:
“Bu topraklar çok katliamlar gördü. Bu katliamların her birinin birbiriyle bağlı olduğunu ve aynı zihniyet tarafından örgütlendiğini biliyoruz. Bu rantçı ve soyguncu düzenin devamı için yapıyorlar. Bizler zalimin önünde eğilmedik, ‘Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan’ diyen Pir Sultan’ın mirasını sürdürüyoruz. Hepimiz birleşmek, kol kola girmek zorundayız. Bunu yapamazsak, güçbirliği içinde olmazsak bize yeni Sivaslar yaşatacaklar. Sivas Katliamı Alevi katliamıdır. Katliamın arkasında devlet vardır. Eğer katliamın arkasında devlet olmasaydı, Madımak Oteli ‘Utanç Müzesi’ olurdu, davaları zamanaşımına uğratılmazdı. Madımak’ta bugünkü siyasi iktidarın kaldırım taşlarını döşediler. O gün ‘Yaşasın Hizbullah’ dediler, bugün Hizbullah Meclis’te. Bugün demokrasiden, laiklikten, cumhuriyetten eser kalmadı.”
