Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki yıl önce İstanbul İl Başkanlığı koltuğuna oturan Osman Nuri Kabaktepe’yi “1994 ruhuyla 2023 hedeflerimizi gerçekleştirecek bir arkadaşımız” diyerek tanıttı, Kabaktepe de Erdoğan’a İstanbul’u yeniden kazanma sözü verdi. Son günlerde ismi çeşitli yayın organlarında “İstanbul’un belediye başkan adayı” olarak zikrediliyor olsa da, onun hedefinde sadece İstanbul var. Kabaktepe yol haritasını Millet İttifakı’nın İstanbul’da tek adayda uzlaşacağı senaryosu üzerinden çiziyor, olası adayların da son anda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu lehine çekileceğini düşünüyor. AKP’nin adayının kim olacağına gelince… Aday profili çizmekten özenle kaçınsa da gönlünde hangi kökenden gelirse gelsin, herkesin sevip sayacağı bir aday yatıyor.
CHP İstanbul’da yola Ekrem İmamoğlu ile devam dedi… Ancak AKP adayını henüz belirlemedi. Sahada aktif olarak çalışan eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin ve daha pek çok ismin adı geçse de görünen o ki asıl önemli olan adayın kimliği değil, çizdiği profil.
Dört gazeteci AKP İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ile Kağıthane Belediyesi’nin bahçesindeki tarihi Çamaşırhane binasında bir kahvaltı masasında buluştuk. Bir sohbet buluşması olsa da hazır bir araya gelmişken yaklaşan yerel seçimleri konuşmadan masadan kalkmak, gazeteciliğin doğasına aykırı olurdu. Ve tabii ne yaptık, ne ettik konuyu seçime getirdik. İlk soru da “Siz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olacak mısınız?” oldu.
Aday olmayacağını anlamak zor olmadı.
Cevap ver(e)meyeceğini bile bile “Peki aday kim olacak?” sorusu da soruldu elbette. Tabii beklenen oldu ve cevap vermedi. Profil de çizmedi ama örnek bir profilin adını anmadan da geçmedi: Kadir Topbaş… Gülen yüzü, hangi kökenden geldiğine bakmaksızın herkesle iletişim kurabilen AKP’nin “Kadir Abi”si, bu yanıyla belirlenecek aday için anahtar profil olabilir mi?
Kabaktepe bu noktada, “Evet. O böyle bir profildi ama biz Kadir Abi’yle hiç yüzde 50 oy alamadık!” dedi.
“Muhalefet yerel seçimlerde ittifakı bozmayacak”
Kabaktepe, tüm hesaplarını “ittifaklar bozulmayacak” tezi üzerinden yapıyor. Tekrarlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’da aldığı oy Kılıçdaroğlu’nun gerisinde kalsa da (Erdoğan’ın aldığı oy 14 Mayıs’ta yüzde 46,68, 28 Mayıs’ta yüzde 48,27; Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy, 14 Mayıs’ta yüzde 48,56, 28 Mayıs’ta yüzde 51,73), İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile HEDEP, seçime her ilde kendi adaylarıyla çıkacaklarını açıklamış olsa da, Kabaktepe tüm hesabını oy oranını yüzde 50’nin üzerine taşımak üzerine yapıyor.
Nedeni de muhalif kanadın İstanbul’daki yarışa ortak adayla gireceğinden neredeyse emin olması…
“İstanbul’da ittifak bozulmayacak” diyor ve taraflar aday gösterse bile, o adayların son anda yarıştan çekileceğini düşünüyor.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Aynı şekilde Yeniden Refah Partisi’nin de İstanbul seçimine ayrı adayla girmeyeceğinden neredeyse emin Kabaktepe. Konuşmasından Fatih Erbakan ve Mustafa Destici ile seçime birlikte girmek için kriterler üzerinde çalışıldığı anlaşılıyor.
Bu nedenlerle o çizdiği yoldan sapmadan her hamlesini, karşısında ittifak varmış gibi planlıyor.
“CHP’deki küskün seçmen sandığa gider mi?”
Bu soruya CHP’liler bile doğrudan “Evet” diyemiyorken, Kabaktepe kendinden emin bir şekilde “CHP seçmeni ne yapar ne eder sandığa gider” diyor. CHP Genel Merkezi ile değişimciler arasındaki gerilime de umut bağlamıyor Kabaktepe… Hatta Deniz Baykal’ın genel başkanlığı dönemini de hatırlatarak, “CHP daha sert kavgalar da gördü” diyor. Kabaktepe, “Bu kavga CHP’nin kemik oyuna yansımaz” görüşünde.
“Yeniden İstanbul”
Bu gerçeklerin ışığında Kabaktepe’nin tek hedefinin Erdoğan’a verdiği sözü yerine getirmek olduğunu net bir dille söylemek mümkün. O hedefe ulaşmak için de ekibiyle birlikte geliştirdiği “Mutfak, saha ve seçim”den oluşan üçlü sacayağı üzerine oturttuğu stratejiyi hayata geçirmek için çalışıyor.
Mutfakta yürütülen çalışmada ittifakların şekillendiği 2019 yılı merkeze alınarak, seçmen profili didik didik ediliyor…
Oyların il, ilçe ve Meclis üyeliklerindeki dağılımı üzerinden seçmendeki davranış değişikliğinin nedenleri irdeleniyor.
Sahada da paralel bir strateji yürütülüyor. Kabaktepe rakip diye nitelediği Ekrem İmamoğlu’nu merkeze koymadıklarının altını çiziyor ve seçmene, “Geride kalan 20 yılda AKP’nin yaptıklarını, şimdiden sonra yapacaklarını ve Ekrem İmamoğlu’nun göreve gelirken vaat ettiklerinin ne kadarının hayata geçtiğini, İstanbul’un nasıl yönetildiğini anlatacağız” diyor.
Üç aşamalı stratejinin hedefi “Yeniden İstanbul” sloganını hayata geçirmek ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yeniden kazanmak.
İşte bu noktada yeni bir strateji devreye giriyor.
Hedef yalnız büyükşehir belediyesini geri kazanmak değil, kaybedilen ilçeleri de geri almak. Halen 39 ilçeden 24’ünü elinde tutan AKP, Küçükçekmece ve Esenyurt’u da kazanacağına inanıyor.
Bir de burun farkıyla kazanılan ya da kaybedilen ilçeler var. Üsküdar, Eyüpsultan, Tuzla, Beyoğlu gibi ilçeleri 2019 yılında 5 – 10 bin oy farkla kazandıklarını hatırlatan Kabaktepe, o seçimde Millet İttifakı’nın da aynı oy farkıyla kazandığı ilçeler olduğuna dikkat çekerek, aradaki oy farkının kolayca bir yerden diğerine kayabileceği gerçeğini de göz ardı etmiyor.
