Medyascope Spor’dan Uğurcan Kanca Total Football Analysis’in Tottenham teknik direktörü Ange Postecoglou’nun kontrapress sistemi hakkındaki yazısını çevirdi.
İngiltere Premier Ligi’ne fırtına gibi giren Tottenham Hotspur’ün farkı ne? | Ange Postecoglou’nun kontrapress sistemi teorisi

Almanca “gegenpress” kelimesinin çevirisi olan karşı pres, bir takımın topu kaybettikten sonra hemen topa sahip olma girişimidir. Son on yılda gegenpress’in önde gelen savunucularından biri Liverpool ve eski Borussia Dortmund menajeri Jurgen Klopp olmuştur. Bu sezon ise Ange Postecoglou yönetimindeki Tottenham Hotspur, kontra pres yoğunluğu ve oyun doğallığıyla dikkat çekiyor.
Bu taktiksel teori, rakip rahat bir şekilde pozisyon almadan önce topu geri kazanma eylemi olarak tanımlanabilir. Böylece rakibi yeteneklerinin sınırında oynamaya zorlar ve takımın topsuz oyun süresini kısıtlar. Kontra baskı sahanın herhangi bir yerinde gerçekleşebilir fakat bu analiz son üçte birlik alanda yani rakip yarı sahanın en uç noktasında yapılan kontra baskıya odaklanacak.
Kontra pres oyuncuların topu kaybetmek için hızlı bir reaksiyon göstermesini ve topu kaybetmeden önce en iyi şekilde pozisyon almalarını gerektirir. Bu taktiksel analiz Postecoglou’nun Celtic ve Spurs’teki kontra pres taktiğini analiz edecektir. Postecoglou’nun hücum yapısını ve kontra presindeki temel eğilimleri analiz edecektir. Bu analiz, antrenörlerin bu yüksek yoğunluklu oyun tarzını nasıl uygulayabileceklerine dair öneriler sunacaktır.
Dinlenme savunması
Postecoglou’nun takımları kontra presle yaşar ve ölür. Plan, topu mümkün olduğunca çabuk ve rakip kaleye yakın bir şekilde geri kazanmaktır. Top geri kazanıldığında, bir sonraki kritik adım mümkün olan en kısa sürede kaleye şut atmaktır. Mükemmel bir karşı pres yapısının ödülleri iki çeşittir. Birincisi, genellikle rakibin dengesi bozulduğunda başka bir gol fırsatı yaratır. İkincisi, topu kendi kalenizden uzak tutar ve topa sahip olan takımın rahatça yerleşmesini ve ritmini bulmasını engeller.
Bu teorinin kritik kısmı bir takımın “dinlenme savunması”dır. Yani bir bakıma topla hücuma çıkarken oyuncularının pozisyon alması da denilebilir. Eğer bir takım hücum ederken çok dağınıksa, karşı ataklara karşı savunmasızdır. Eğer topun etrafında yeterli sayıda oyuncuları yoksa, top kaybedildiğinde rakip oyuncuya etkili bir şekilde pres yapmak imkansızdır.
Yukarıdaki taktiksel diyagram Postecoglou’nun Spurs oyuncularının bu sezon son üçte birlik bölümde hücum ederken genel pozisyon alışlarını gösteriyor. Takım oyununun hızı ve kalitesine ek olarak, bu senaryolarda oyun modelinin iki unsuru öne çıkıyor. Birincisi, topun ilerisinde ceza sahasına hücum etmek için görevlendirdiği çok sayıda oyuncu. Diğeri ise savunma güvenliğini sağlamak için topun arkasındaki oyuncuların nispeten yüksek pozisyon alması.
Bu savunma güvenliğini sağlayan oyuncular genellikle içe dönük beklerdir. Bu dar beklere sahip olmak ve kontra prese yardımcı olmak, takımları geçişlerde geniş oynamaya zorlar. Bu da rakibin onları doğrudan ortadan kesmesini engeller.
Yukarıdaki görüntü ve taktiksel şema Postecoglou’nun Celtic teknik direktörlüğü döneminin başlarından. Celtic, topun önünde beş oyuncuyla ceza sahasına hücum ediyor. Şutun hemen dışında (taktik diyagramda gösteriliyor) ve topu taşıyan oyuncunun arkasında, Celtic’in beklerinin ikisi de ceza sahası genişliği içinde ters dönmüş durumda. Topu almadan hemen önce, defansif orta saha oyuncusu beklerin arasındaydı. Bu, hücum üçgeninin kenarında, merkezde üçlü bir hat oluşturdu.
Rakip sahada bu kadar çok oyuncu olması, rakibi topun arkasına daha fazla oyuncu getirmeye zorluyor. Bu da savunma pozisyonlarında sıkışıp kaldıkları için çıkmalarını zorlaştırıyor. Geride sadece bir Hearts oyuncusu olduğu için Celtic, Hearts’ın topu ileriye doğru kime oynayacağını tahmin edebilir. Bu da bu oyuncuyu etkisiz hale getirmelerini kolaylaştırır. Bu sadece Hearts’ı sıkıştırmakla kalmaz, aynı zamanda herhangi bir oyuncu topu alır ya da keserse, hemen karşı baskı yapabilecek kadar yakın bir Celtic oyuncusu olacaktır.
Postecoglou’nun oyun tarzına ve “asla durmayız” zihniyetine olan bağlılığının altını çizmek için, bu senaryo Celtic uzatma dakikalarında tek golle öndeyken gerçekleşti. Diğer teknik direktörler, özellikle de Postecoglou’nun Celtic’te bu kadar önemli olduğu bir dönemde, rakip sahada bu kadar çok adam bulundurmak konusunda isteksiz olabilirler. Bu sistem her ne kadar cesur görünse de, rakibi kendi sahasına hapsetti ve topu Celtic kalesinden uzak tuttu.
Yukarıdaki görüntü Spurs’ün bu sezon başında Burnley’e karşı oynadığı maçtan; Burnley, Spurs hücum ederken önde adam bulundurmuyordu. Bu da her iki bekin de daha yükseğe ve daha geniş alana hücum edebileceği ve stoperlerinin de sahanın merkezinde yerleşebileceği anlamına geliyordu.
Bu örnekte sol bek 38 numara Destiny Udogie, sol geniş alanda hücuma çıkmıştı. Daha sonra top sağa geçtiğinde biraz daha merkeze doğru hareketlendi. Bu düzen Spurs’ün topun önünde yedi oyuncuyla hücum etmesini sağladı. Bir önceki örnekte olduğu gibi, son üçte birlik alanda çok sayıda oyuncu olması Spurs’ün topu kaybetmesi halinde hemen geri kazanabileceği anlamına geliyor.
Pozisyon kaybına reaksiyon
Burnley karşısındaki oyunun bu safhası Spurs’ün kontra pres prensiplerinin birçok yönünü özetliyor. Top geniş alana oynandığında, Spurs sahanın o bölgesine aşırı yükleniyor ve neredeyse bir rondo gibi pozisyon alınıyor. Bu, savunma oyuncularını sahanın başka bir alanını kullanmak üzere geniş alana çekmek için tasarlanmıştır. Karşı baskı açısından bakıldığında, Spurs’ün birbiriyle güvenli bir şekilde birleşmesini sağlar. Topu kaybettiklerinde pres yapmak için topa yakın bir oyuncuları olur. Resmin sağındaki 8 numaralı Yves Bissouma, Burnley sanki topu kazanmış gibi en ilerideki oyuncuyu marke ediyor.
Bu senaryoda James Maddison kanat oyuncusuna bir ara pası gönderiyor ve bu top Burnley bek oyuncusu tarafından kesiliyor. Spurs’ün kanat oyuncusunun yakınlığı ve reaksiyonu sayesinde top hemen geri kazanılıyor. Bu da kanat oyuncusunun ceza sahasına girerek penaltı noktasına doğru pas atabilmesine yol açıyor.
Kanat oyuncusunun ara pası engelleniyor ve bir Burnley oyuncusuna doğru yön değiştiriyor. Ceza sahası içinde ve çevresinde çok sayıda oyuncu bulunduran Spurs, topu karşılayan Burnley oyuncusuna yine yoğun baskı uyguluyor. Defans oyuncusu topu uzaklaştırmak için acele etmek zorunda kalmış.
Topa yakın olan stoper, savunmadaki takım arkadaşı arkasını korurken forvete yakın bir pozisyondaydı. Forvetin tam karşısında yer alan stoper, forvetin arkaya dönmesini fiziksel olarak engelledi. Savunmacının yakın markajı nedeniyle forvet topu kontrol edemeyince, Spurs’ün orta saha oyuncusu ikili sıkıştırmaya geldi ve boşta kalan ikinci topu kazandı.
Bu, Spurs’ün uzun toplara ya da hava toplarına verdiği tepki. Ne zaman oyuncularından biri kafa vuruşu için yükselse, en az bir oyuncu, genellikle daha fazlası, topun beş metre yakınına gelir. Bu, ilk hava topu mücadelesi kaybedilse bile ikinci topun alınmasını sağlar.
Bu atak Postecoglou’nun takımının oyun yoğunluğunu gösteriyor. Spurs 10 saniye içinde topu iki kez kaybetti ve rakip iki pası tamamlayamadan geri kazandı. Bu sadece rakibin oyununu zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi oyuncularını da serbest bırakıyor. Oyuncular topu kaybettiklerinde çabucak geri kazanacaklarını bilirlerse; kilit açan paslar atmak için topu kaybetmeyi göze alabilirler.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Antrenman programı
Antrenmanlar, bu oyun tarzını uygulamak için maçlarda oyuncuların ihtiyaç duyduğu pozisyon alma ve reaksiyonlara benzeyecek şekilde tasarlanmalıdır. Postecoglou, oyuncuları etkili bir karşı pres yapmaya hazırlamak için gerekli olan yoğun antrenman programlarıyla ünlüdür.
Rondo’lar geçişler üzerinde çalışan antrenörlerin popüler bir tercihidir. Tıpkı Spurs’un geniş alan örneğinde olduğu gibi, oyuncuların dar üçgenler halinde birleştiği ve topu kaybetmeye tepki verdiği oyun benzeri senaryoları taklit edebilirler. Rondolar ve kontra prese dahil olan oyuncuların sayısı her iki alanda da giderek artabilir. Bu, antrenörün seans geliştikçe oyuncular üzerindeki yükü kademeli olarak artırmasını sağlar. Özellikle çok sayıda maksimum eforlu sprint içerdiği için kontra pres çalışırken önemlidir.
Bu örnekte rondo, topa sahip olduklarında üç tarafsız oyuncuyla oynayan dörder kişilik iki takımla 7’ye 4 bir oyun oluşturur. Topa sahip olan takımdaki dört oyuncu (mavi olarak gösterilmiştir) ceza sahasının iki ve iki karşı tarafına yerleştirilir. Tarafsız takım (sarı) diğer iki tarafta yer alır ve bir oyuncu da ortada, ceza sahası içinde serbestçe hareket edebilen bir bağlantı oyuncusu olur. Savunan takım (pembe) yedi hücum oyuncusuna baskı yapar.
Pembe takım topu kazanırsa, ceza sahasının dışındaki pozisyonlarına hareket ederken tarafsız bir oyuncu bularak geçiş yaparlar. Topu yeni kaybetmiş olan maviler, pembeler pozisyonlarını almadan önce topu geri kazanmak amacıyla karşı baskı yapar.
Tıpkı bir oyunda olduğu gibi, ilk birkaç saniye hayati önem taşır. Eğer pembelere ilk birkaç paslarını yapmalarına izin verilir ve pozisyonlarını almaları için zaman tanınırsa, bir ritim yakalayabilirler. Bu, topa rahatça sahip olmalarını sağlayacak ve onları oyundan düşürmeyi çok daha zor hale getirecektir. Oyunculara sprint atmanın yorucu olabileceği, ancak topu hızlı bir şekilde geri alamazlarsa çok daha fazla koşacakları hatırlatılmalıdır.
Kutunun boyutu oyuncuların seviyesine bağlı olarak ayarlanmalıdır. Amaç, topa sahip olan takımın çok sayıda pas yapması olmalıdır. Bu, rondo’nun sürekli bir geçişe dönüşmesini engeller.
Bir dizi aşamalı rondo veya topa sahip olma oyunundan sonra, seans tam veya tama yakın 11’e 11’e kadar ilerleyebilir. Bu bölge oyunu düzeni, oyuncuların hücum ederken savunma yapmaları için tasarlanmıştır. Top, oyunu kendi yarı sahalarında başlatan çalışan takım olan mavilerde başlar. Büyük kaleye gol atmak için topla oynamaya çalışırlar.
Savunma takımı pembe, gerçek bir oyunda olduğu gibi savunma yapar. Eğer topa yeniden sahip olurlarsa, amaçları merkezde konumlandırılmış üç küçük kaleden herhangi birine gol atmaktır.
Top son üçte birlik alana girip pembe çizgiyi geçtiğinde forvetler, orta saha oyuncuları ve bekler çizgiden geri çekilemez. Bu, forvetleri ceza sahasına çok sayıda hücum etmeye teşvik eder. Ayrıca orta saha oyuncularını ve bekleri topu destekleyecek kadar yakın olmaya ve karşı baskı yapabilecek pozisyonda olmaya zorlar.
Oyunculara almaları gereken belirli pozisyonlar konusunda koçluk yapılmalıdır. Postecoglou’nun takımlarına göre bekler orta sahaya doğru daralmalı ve hücum üçgeninin kenarında yer almalıdır. Forvetin o tarafta olduğunu varsayarsak, topa yakın stoper forvete yakın durmalı, topa uzak stoper ise arkayı korumalıdır.
Mavi takım son üçte birlik bölümde topu kaybederse, defansif orta saha ve bekler derhal pres yapmaya teşvik edilmelidir. Eğer topa yakınlarsa geri çekilmek yerine ileri koşmalıdırlar. Eğer konumlanmaları doğruysa, rakip, karşı baskıdan kaçabilirse, yine de geriye oynamak zorunda kalacaktır.
Sonuç
Etkili bir karşı baskı takımı için oyuncular, takımları topa sahipken topu geri kazanacak şekilde konumlanmalıdır. İyi yapılırsa, kontra baskı gol fırsatları yaratmak ve topu kendi kalenizden uzak tutmak için kullanılabilir.
İyi kontra pres yapmak oyuncuları zihinsel olarak da rahatlatabilir, çünkü topu tekrar kazanma ihtimalleri olduğu için topla şans yakalayabilirler. Aynı zamanda rakip takımlar için, özellikle de Postecoglou’nun takımlarına karşı oynayan ve uzun süre topsuz oynayan takımlar için zihinsel olarak yorucudur. Topu geri kazandıktan sonra hemen tekrar kaybetmek sinir bozucu ve zihinsel olarak yorucu bir durumdur.
Kaynak: Total Football Analysis
Yazan: Ahmet El-Daly
Çeviren: Uğurcan Kanca
Editör: Doğa Üründül