Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) bir devir kapandı. Yeni genel başkan Özgür Özel, 8 Kasım Çarşamba günü eşi Didem Özel ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu’nun evine gidecek, ardından da görevi Kılıçdaroğlu’ndan devralacak. Genel merkezin de “değişimci” kanadın da gönlünde yatan, demokratik bir ortamda düzenlenen CHP 38. Olağan Kurultayı sonrası, akıllarda aynı olgunlukla gerçekleşecek bir devir – teslim görüntüsünün kalmasıydı.
Sosyal medyada yayılan görüntünün perde arkası
Genel merkez de değişimciler de Kemal Kılıçdaroğlu’nu el üstünde tutarak uğurlamak istedi ancak sosyal medyada elden ele dolaşan görüntü, Kılıçdaroğlu’nun gidişine gölge düşürdü. O görüntüde, birinci turdan yenik çıktıktan sonra yarıştan çekilmek isteyen ve bayrağı Özgür Özel’e devretmek üzere kurultay salonuna dönen Kılıçdaroğlu’na “İzin vermiyoruz, mücadele ederek kaybedeceğiz” diye bağıran bir kişi ve partili kurmayların gözü önünde avazı çıktığı kadar bağıran o kişiye tebessüm ederek bakan bir Kemal Kılıçdaroğlu var.
O engelleme yaşanmasaydı, Kılıçdaroğlu’nun elini kaldırmak üzere geldiği salonda, onu karşılamak üzere bekleyen Özgür Özel yan odaya gitmeyecek, Kılıçdaroğlu da CHP tarihine “parti içi çekişmeye izin vermeyen” bir genel başkan olarak geçecekti.
Şimdi ise Kemal Kılıçdaroğlu -partili kurmayların tabiriyle- işi bıraktı.
CHP Genel Merkezi’ndeki odalar tamamen boşaltıldı.
Özgür Özel ve ekibi gelene dek başta Kemal Kılıçdaroğlu’na destek veren delegeler, il ve ilçe örgütlerinin başkanları, belediye başkanları olmak üzere kimse -genel merkeze destek veren ekip- ne yapacağını bilmiyor….
CHP Merkez Yürütme Kurulu’na (MYK) kim damga vuracak? Ekrem İmamoğlu mu, Özgür Özel mi?
Genel merkez kanadı bir yandan “Artık olan oldu. Kılıçdaroğlu mevcut durumda siyasi arenada yer alamaz. Sonuç ne olursa olsun 31 Mart’a kadar Özel ve ekibine bir kredi tanıyacağız” diyor, diğer yandan da Parti Meclisi (PM) listesini didik didik ediyor. Bu ekibin gözü kulağı cumartesi (11 Kasım) günü netleşmesi beklenen MYK listesinde.
Bekledikleri ise şu: Listelere İmamoğlu’nun ekibi mi damga vuracak, Özel’in oluşturacağı ekip mi?
Bugün değişim kanadının kadrolaşmasını uzak mesafeden izlemek zorunda kalan genel merkez kadrosu, bu hassasiyeti kurultay öncesinde ve sırasında gösterse sonuç farklı olur muydu? Daha da önemlisi o gece istenmeyen görüntüler verilmesinin önüne geçilebilir miydi?
Kılıçdaroğlu ile Özel neden yan yana gelemedi?
Kurultay gecesi ilk oylamanın ardından ortaya çıkan fotoğraf, Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresinde deyim yerindeyse önce travmaya, peşi sıra da travma sonrası stres bozukluğuna yol açtı.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Öyle olmasa ilk turda kendisinden sadece 18 oy fazla alan ve salt çoğunluğu iki oyla aşamayan Özgür Özel’i tebrik edip yarışa son vermek isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına geçip de hiç kimse “İzin vermiyoruz” diye bağıramaz, aynı salonda bulunan CHP’li kurmaylar genel başkanlarına avaz avaz bağırılmasına seyirci kalmaz, genel başkanını karşılamak üzere odaya gelen Özgür Özel elektrikli ortamı görünce yan odaya geçmez, Özel ile Kılıçdaroğlu’nu yan yana getirecek bir iklim yaratılabilirdi.
Kılıçdaroğlu Özel’in elini kaldırmak istedi
Oysa herkes biliyordu ki, ilk tur sonucunu evinden izleyen Kemal Kılıçdaroğlu, yenilgiyi kabul ederek “İkinci tur yapılmasın, ben Özgür Özel’in elini kaldırayım, tebrik edeyim” dedi ve yeniden kurultay salonuna döndü.
Kulislere bakılırsa Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun davetiyle gelen Özgür Özel de yan odada bekliyordu. Sesler yükselince o bir adım geri çekildi, Kılıçdaroğlu kanadı da Özel’i tebrik etmek yerine “devam” kararı aldı.
O sırada zaten oylama çoktan başlamıştı. Durması için gereken tek şey Kılıçdaroğlu’nun yarıştan çekildiğini ıslak imzalı bir dilekçeyle divana sunmasıydı ama sunmadı.
İkinci turda psikolojik üstünlük bütünüyle “değişim” kanadının eline geçti. İlk turda yerel seçimlerde aday gösterilme kaygısı üzerinden süren pazarlıklar bir anda boşa düştü, “Desteklemezsem aday göstermezler” baskısı ile Kılıçdaroğlu’na imza verenlerin de boş oyların da yönü Özel’e döndü.
Özel’in oyu katlanarak 682’den 812’ye çıktı, Kılıçdaroğlu’na verilen 664 oy daha da düşerek 536’ya geriledi. Sonuç yalnız Kılıçdaroğlu için değil kurmayları için de hezimet oldu.
Gelinen noktada ilk turda aldığı oy bile tartışmalı hale geldi.
Şimdi kulislerde yankılanan şu:
Parti MYK’sından kurmayların da bulunduğu bir odada, herkesin sus-pus olup bir kişinin bağırdığı o görüntü kurultay öncesi yaşansaydı, değişimci kanadın destek verdiği Özgür Özel başka hiçbir şey yapmaya gerek duymadan kurultayın kazananı olurdu…
