Gürkan Çakıroğlu yazdı: Recep Tayyip Erdoğan’a açık mektup

Tayyip Bey,

AK Parti iktidarı sizin önderliğinizde bir Anadolu ayaklanması idi. Babai isyanından bugüne devlet elitine ve egemen sınıfa karşı yürütülmüş en büyük organize kitlesel hareketti. 1000 yıllık Anadolu tarihimizde milletin yaşadığı yegâne 10 yıllık refah dönemi AK Parti iktidarında gerçekleşti. Devlet için sadece cephede ölecek asker ve vergisi alınacak reaya olan Anadolu halkları ilk defa sizin iktidarınızda yurttaş olarak kabul edildi.

Millet de bu çetin mücadelede tüm saldırılarına karşı her daim AK Parti’nin yanında durdu. Şimdi başında olduğunuz “devletin” zulmüne karşı sizi korudu, hatta gün oldu size doğrultulan namlunun önüne geçip siper oldu.

Ama siz ne yaptınız? Halkın hakkını unutup kişisel menfaatlerin peşine düştünüz. Halkın sömürülmesine müsaade ettiniz. Korku ile ayakta kalmaya, zulüm ile abat olmaya çalıştınız. Elbette bu durumun sebepleri arasında içinde bulunduğunuz ve bir türlü bitmek bilmeyen gayri nizami harp mücadelelerinin de etkisi var. Lakin ne olursa olsun başka bir yol her zaman mümkündü. Siz tercih etmediniz.

Tayyip Bey siz bu milletin haklı öfkesiydiniz lakin hak ettiği neşesi olamadınız. Kendinizi aşamadınız. 22 yıllık yolculuğunuzda haklı nedenlerle kaybettiğiniz güven duygunuz size bir sürü haksızlık yaptırdı. Zulmettiniz. O kadar çok “Ben” dediniz ki çevrenizde sizden başka hiç kimse kalmadı. Dört bir yanınızı kuşatmış mevcut dalkavukları saymıyorum zira millet nezdinde yok hükmünde olduklarını 31 Mart 2024’te gördük.

Tüm bu olanların bilincinde olduğunuzu düşünüyorum zira aksi halde yerel seçimleri gözden çıkarmaz, 31 Mart’ın bir dönüm noktası olduğunu beyan etmezdiniz. Cesaretinizi, enerjinizi ve hayallerinizi yitirmediyseniz yeni bir meydan okuma yapmanız gerektiğinin umarım farkındasınızdır. Aksi halde sizi başkanlık koltuğuna oturtanlar sizin yerinize iki alternatifi gayet başarılı bir şekilde hazırladılar.

Evet Tayyip Bey, tercihiniz ne olacak? Başkanlık sistemi tuzağına düşerek başlayan çöküşe dur demek, yeni bir anayasa ile yepyeni bir dönemi açmak ve finali tarihe geçecek bir şekilde yapmak için hala elinizde bir fırsat var. Kibrin ve kinin siz dahil hiç kimseye faydası yok. Hatta en büyük zararı size. Bırakın kibri, kini ve kırın istikameti parlamenter sisteme.

Eski ile yeniyi bir araya getirin ve aradaki şakşakçıları defedin. Abdullah Gül’e gidin. Beşir Atalay’ı, Cemil Çiçek’i davet edin. Onları Fatih Erbakan, Selçuk Bayraktar gibi daha niceleri ile buluşturun. Milletin hakkı da hukuku da bu birlikteliklerde saklı.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Adaletsizliğe karşı duyarsızlığı bırakın. Memleketin bir büyük mütarekeye ihtiyacı var. 20 yıllık adı konulmamış iç savaş bitebilir ve Türkiye düzlüğe çıkabilir. Hakikat arayışı her seferinde yeniden yaratır insanı. Tam eriyeceği anda vermez mi mum ışığını en yükseğe? Hakikat zahmete değer, hakikat yeni bir meydan okumaya değer. İnsanın en zor savaşı kendi nefsi ile olan değil mi?

Kendinizle savaşın ama milletle barışın artık. Şah ile Sultan’ın, Türk ile Kürt’ün barışına vesile olun. Bizatihi kendiniz de Atatürk ile barışın. Bir ihtimal daha var Tayyip Bey. Ben oyumu size vermedim. Lakin milletin hakkı, hukuku ve refahı için belirleyici olan tercih Ekrem İmamoğlu veya Devlet Bahçeli’nin değil sizin tercihiniz olacak. Tuval hala sizin önünüzde ve fırça da hala sizin elinizde.

Türkiye savaşarak değil ancak barışarak bir cihan devleti olabilir. Siz ancak barışarak bir dünya lideri olabilirsiniz. Adalete ve refaha ulaşmamızın başka yolu yok. Türkiye daha çok silahlanarak değil kendi iç barışını sağlayarak Gazze’deki zulmü bitirebilir. Türk-İslam alemine bir umut, dünyaya da örnek bir demokrasi olacaksak, ancak bu şekilde olabiliriz.

Milletin yükselen çığlığına kulak verin, bir ihtimal daha var Tayyip Bey. Rasyonel olan ile ideal olanın nadiren çakıştığı tarihi bir dönemeçteyiz. Türkiye’nin geleceğinin daha mı karanlık yoksa daha mı aydınlık olacağına siz karar vereceksiniz.