DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının alınmasına ilişkin Yüksek Seçim Kurulu önünde açıklama yaptı, karara itiraz edeceklerini söyledi. Hatimoğulları, “Sözünüzün arkasında durun ey Erdoğan” derken, Bakırhan Van’da DEM Parti’nin büyükşehirle birlikte 14 ilçenin tamamını kazandığını vurguladı, “Kürt halkının seçimlerde ortaya koyduğu kararlı duruş belli ki birilerini rahatsız etmiştir” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Van’da Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının geri alınarak siyasi yasaklı hale getirilmesiyle ilgili Yüksek Seçim Kurulu (YSK) önünde açıklama yaptı.
Kesin olmayan sonuçlara göre Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı için oyların yüzde 55’ini alan DEM Parti’nin adayı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının geri alınmasının ardından Van İl Seçim Kurulu, mazbatanın en çok oy alan ikinci sıradaki AKP’li aday Abdulahat Arvas’a verilmesine karar verdi.
- AKP’den Van İl Seçim Kurulu’na talep: “Büyükşehir belediye başkanlığını bize verin”
- Abdullah Zeydan kararı: Van İl Seçim Kurulu mazbatayı AKP’li Abdulahat Arvas’a verecek
Bakırhan: “Kürt halkının seçimlerde ortaya koyduğu kararlı duruş belli ki birilerini rahatsız etmiştir”
Van’da 14 ilçenin hepsini ve büyükşehiri DEM Parti’nin kazandığını vurgulayan Tuncer Bakırhan şunları söyledi:
“Van halkının iradesine kayyum atanmak isteniyor. Daha önce kayyumlar aracılığıyla yapılan bu darbe şimdi yargı eliyle, mevcut yasalar eliyle yapılmaya çalışılıyor. Van halkı büyük bir özveri, çabayla birlikte başta büyükşehir olmak üzere, eşi benzeri görülmemiş bir oyla 14 yerleşim yerinin tamamını almıştır. Belli ki bu birilerini rahatsız ediyor. Adalet Bakanlığı eliyle halkın iradesi gasp edilmeye çalışılıyor. Bu bir siyasi darbedir. Buna son verilmesi gerekiyor. İradesini gasp etmekle, ikili bir hukuk uygulamakla toplumun talepleri değiştirilemiyor. Hukuk hükümleri açıktır.”
“Cumhurbaşkanı daha dün ‘Sandık sonuçlarına saygı duyacağız’ demişti, ‘Kürtler hariç’ mi demek istedi”
“Adalet Bakanlığı’na seslenmek istiyorum: Bu hile değil de nedir? Bu seçim acısını Kürt halkından çıkarmak değil de nedir? Bu Kürt’e, Kürt iradesine düşmanlıktan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini tekrar ediyoruz. Yeter, iki dönem kayyum atadınız. Bölge halkının iradesini gasp ettiniz. Halk size seçimde yanıt verdi, şimdi başka biçimde gasp etmek istiyorsunuz. Cumhurbaşkanı daha dün ‘Halkın iradesine ve sandık sonuçlarına saygı duyacağız’ demişti. Bir gün sonra ne değişti? Cumhurbaşkanı ‘Kürtler hariç, onların iradesi hariç’ mi demek istemişti?”
Hatimoğulları: “Sözünüzün arkasında durun Ey Erdoğan, halkın iradesine saygı gösterin”
Seçimlerden önce “kumpas” hazırlandığını söyleyen Tülay Hatimoğulları şöyle devam etti:
“Başvurusu yapılmış, bütün denetim mekanizmalarından geçmiş, hiçbir şekilde itiraz edilmemiş ve adaylığı onanmış Abdullah Zeydan’ın seçimlere 48 saat kala, cuma akşamı 17.00’ye beş kala bu konu gündeme getiriliyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Ama öyle anlaşılıyor ki bu halk Kürt olunca, Van halkı olunca bu iradeye saygı göstermeyeceklerini, Adalet Bakanlığı eliyle başlatılan süreçte bir kez daha gördük. Buradan çağrımızı yineliyoruz: Sözünüzün arkasında durun Ey Erdoğan, halkın iradesine saygı gösterin.”
“Bu devran döndüğü zaman tek tek hesap verecekler”
“Şikayetlerimizi yapacağız. Bu devran böyle kalmaz. Bu devran dönüyor, dönecek. YSK’da görevli olanlar bu konuda yetkili olanlar bilsin ki Bakanlar dahil olmak üzere bu devran döndüğü zaman tek tek halka hesap vereceklerdir. Son kez çağrımızı yineliyoruz: İtirazımızın YSK tarafından hukuka bağlı bir şekilde değerlendirilmesini talep ediyoruz. İtiraz dilekçemiz hazırlanıyor. Yarın dilekçe Van İl Seçim Kurulu’na verilecek. Ankara’ya iletmek üzere verilecek.”
“İktidar seçimin hezimetini DEM Parti’lilerden almaya kalkışırsa büyük yanılır”
“İktidar bir hezimet yaşamıştır. Bu hezimetin intikamını DEM Parti’lilerden almaya kalkışırsa büyük yanılır. Bugün yürüttüğü siyasetin sonucudur bu hezimet. Anayasa, hukuku tanımayarak kendi kendine bir siyasi irade yaratmaya çalışıp otoriterleşen anlayışın sonucudur bu hezimet. Kayyum rejiminin başka versiyonlarını karşımıza çıkarırlarsa bilsinler ki bu hezimet katlanarak devam eder. Erdoğan’ı, Saray’ı, Adalet Bakanı’nı uyarıyoruz. YSK önünden YSK’ya çağrımızı yapıyoruz. Biz itirazlarımızı YSK’ya yapıyoruz. İtirazımız hukuk çerçevesinde değerlendirilmezse ve mazbatası Abdullah Zeydan’a verilmezse bunun anlamı şudur: Hukuksuzluğa YSK da imza atmış olacaktır.”
- Van’da seçim gerginliği | DEM Parti’nin çağrısıyla partililer sokağa döküldü
- İşte Abdullah Zeydan’ın bir yıl önce kesinleşen memnu hakkı kararı
