DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının geri alınmasına ilişkin açıklama yaptı. DEM Parti’nin aday belirleme sürecinde titizlikle çalıştığını vurgulayan Doğan, “Abdullah Zeydan bütün hukuki prosedürleri tamamlayarak YSK’ya başvurdu, adaylığı yapılan incelemeler sonucunda YSK tarafından kabul edildi” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, kesin olmayan sonuçlara göre oyların yüzde 55’ini alan Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının geri alınmasına ilişkin açıklama yaptı.
DEM Parti’nin aday belirleme sürecinde titizlikle çalıştığını vurgulayan Doğan, “Abdullah Zeydan bütün hukuki prosedürleri tamamlayarak YSK’ya başvurdu, adaylığı yapılan incelemeler sonucunda YSK tarafından kabul edildi” dedi.
“DEM Parti hukuken bir boşluk bırakmadı”
“Halklar sandığa gitmeye hazırlanırken bazıları da sandıktan çıkacak güçlü iradeden korktukları için belli ki birtakım planlar yapmakla meşguldü” diyerek seçimlerden iki gün önce Adalet Bakanlığı’nın Zeydan’ın adaylığına ilişkin itirazına tepki gösteren Doğan şöyle devam etti:
“Kayyum rejimine verilen cevaba karşı, cuma günü mesai bitimine dakikalar kala Van’da belediye eş başkanımız Abdullah Zeydan şahsında tekrar irade gaspıyla karşı karşıya bırakılmaya çalışıldı. Biz MYK olarak açıklama yaptığımız saatten şu dakikalara kadar en çok sorulan sorulardan biri DEM Parti’nin bu konuya dair ne tür bir sorumluluğu olduğu, hukuken bir sorumluluğu olup olmadığı. DEM Parti’nin buna dair hukuken herhangi bir sorumluluğu yok, herhangi bir boşluk yok. Hukuken başka türlü yorumlanabilecek ya da bir irade gaspıyla Van halkını karşı karşıya bırakabilecek herhangi bir boşluk DEM Parti tarafından bırakılmamıştır.
“Aday belirleme sürecinde titizlikle çalıştık, Abdullah Zeydan bütün hukuki prosedürleri tamamladı”
Aday belirleme sürecinde ön seçimin yanı sıra titizlikle çalıştığımız en büyük konulardan biri de bugün karşı karşıya kaldığımız konuydu. Elbette bu tür yönelimleri, buna benzer girişimlerde bulunmak isteyebileceklerini biliyorduk ama artık bu karşılaştığımız örnek bugüne kadar denenen anti demokratik yol, yöntem ve uygulamalarda yeni bir çığır açtı adeta. Abdullah Zeydan bütün hukuki prosedürleri tamamlayarak YSK’ya başvurdu, adaylığı yapılan incelemeler sonucunda YSK tarafından kabul edildi.”
“Abdullah Zeydan’ın memnu haklarına itirazınız bizim için Kürt meselesine yaklaşımınızın göstergesidir”
“Kürt meselesini çözmeyen, Kürt meselesine güvenlikçi politikalarla yaklaşan, diyalog, uzlaşı, yol ve yöntem olarak esas alınmayan bir politika güdüldüğü, öncelendiği benimsendiği sürece diğer çözülen iktidarlar gibi bu iktidar da erimeye ve çözülmeye mahkum olacak. 29 Mart 2024 Cuma günü mesai bitimine beş dakika kala, seçime iki gün kala idari bir karar ve yazıyla, 2022 yılında, iki yıl önce memnu haklarını alan tüm yasal denetim ve süreçlerden geçen Abdullah Zeydan’ın memnu haklarına itirazınız bizim için Kürt meselesine yaklaşımınızın göstergesidir. Kürtler neredeyse her yerde ayakta. Kullandıkları oyların güvenliğini sağlamak için gece gündüz demeden il ilçe örgütlerimiz, emektarlarımız, gönüllülerimiz, gözü kulağı gönlü bizimle olan insanlar, oy kullandıkları günden beri, bunun öncesi de var. Ayaktalar ve öfkeliler.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İktidara bir kez daha sesleniyoruz: Halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duymak durumundasınız. Bu bir lütuf değil. Kimseden herhangi bir şeyi bize bahşetmelerini talep etmiyoruz. Kimseden herhangi bir şekilde bize bir lütufta bulunmalarını da beklemiyoruz. Hakkımız olanı alnımızın teriyle büyük bedellerle büyük acılarla büyük bir gayret, cesaret ve özgüvenle ortaya koyduğumuz hakkı sonuna kadar savunacağımızı ve bu hakkın gasp edilmesine izin vermeyeceğimizi, yetkililerin de bu konuda sesimizi duyarak gerekli duyarlılığı göstermeleri gerektiğini ifade etmek isteriz. Bu hukukun, demokrasinin, insan haklarının gereğidir, bu bir lütuf değildir. Alınan bu yanlıştan derhal geri dönülsün, Van halkının iradesini hiçe sayan bu girişimin hukuk dışı olduğunu tekrar ediyorum.”
“Kesinleşmiş bir mahkeme kararının kesinleşmediği iddiası üzerine işlem tesis ediyor”
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının alınmasına ilişkin süreci anlattı:
“25 Nisan 2023’te kesinleşmiş bir karardan sonra neler olmuş? 29 Mart 2024 günü, seçimden iki gün önce Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazıyor, ‘Karara itiraz edin’ diyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün mahkemeye başvuru yapıyor ‘Bu karar kesinleşmemiştir. Kesinleşmeyen karar nedeniyle itiraz hakkımızı kullanmak istiyoruz’ diyor. Halbuki çok açık bir şekilde kesinleşme şerhi de var. Kesinleşmiş bir mahkeme kararının kesinleşmediği iddiası üzerine itiraz hakkı kullanılıyor. Mahkeme sanki kesinleşmemiş gibi işlem tesis edip daha önce vermiş olduğu kararı geri alıp memnu hakların iadesi kararının istemini reddediyor. Eski ek kararını ortadan kaldırıyor. Peki bu kararı ne zaman veriyor? 29 Mart 2024 günü. Seçimden iki gün önce, mesai bitimine beş dakika kala veriyor.
Kanunen mahkemenin verdiği her türlü kararlar itiraza tabidir. O itiraz süreleri tamamlanmadan bu kararlar kesinleşmez. Mahkeme’nin son verdiği karara da itiraz hakkımız, temyiz hakkımız var. Bu hakkımız kullandırılmadan Mahkeme apar topar bu kararını Bakanlığa bildiriyor. Arkadaşımız sanki memnu haklarını almamış bir pozisyonda siyaseten yasaklı duruma düşüyor. Burada iki temel hukuksuzluk var: Birincisi, kesinleşmiş mahkeme kararları ancak ve ancak Yargıtay’ın kanun yararına bozma kararıyla ortadan kaldırılabilir. Böyle bir karar yok. Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine ilgili Cumhururiyet Başsavcılığı ve Mahkeme kesinleşmiş mahkeme kararına kesinleşmemiş muamelesi yapamaz. Bu bir idari suçtur aynı zamanda bir görev suçudur.”