NBA’de play-off heyecanı başladı. Doğu Konferansını ikinci sırada bitiren New York Knicks, Philadelphia 76ers karşısında pazarı pazartesiye bağlayan gece (28 Nisan – 29Nisan) Jalen Brunson’ın 47 sayılık resitali ile seride 3-1 öne geçti. Medyascope Spor’dan Uğurcan Kanca, Brunson’ın The Players’ Tribune için 18 Nisan’da yazdığı “To my New York Family/New York’taki aileme” yazısını sizler için çevirdi.
New York’taki Aileme
Sevgili New York,
Bir yılda bu kadar çok şeyin değişebilmesi çılgınca.
Knicks’e geldiğimde bu çocuklara liderlik etme ve daha iyi bir takım olmalarına yardımcı olmada söz sahibi olma fırsatım olacağını biliyordum. Bu yüzden o yaz, 2022’de New York’a geldiğimde hedefim her şeyden önce buydu. Bu takımın kazanmasına nasıl liderlik edebiliriz? Ortaokul ve liseye kadar uzanan basketbol kariyerim boyunca takımlarda sayısız rol üstlendim. Rol oyuncusu. Kaptan. Adını siz koyun. Neredeyse kadrodaki her bir adam oldum. Liderlik etmem gereken ve yönlendirildiğim durumlarda bulundum. Buraya geldiğimde ne yapmam gerektiğini anladım.
Beni tanıyan herkes size söyleyebilir, hiçbir zaman spot ışıklarının altında olmaktan hoşlanan biri olmadım. İşleri basit tutmayı severim. Elimden geldiğince düzenli bir hayat yaşıyorum. Sanırım her şeyde en önemli olan şey, sevdiğim insanları yakınımda tutmak, ailemin beni mütevazı ve doğru bir zihin çerçevesinde tutması. Beni ayakları yere basan biri yapıyorlar. Aynı zamanda da zihinsel açıdan düzgün bir şekilde tutuyorlar ve bunun için gerçekten minnettarım. Gerçekten onlar olmadan bunu yapamazdım.
Buraya geldiğimden beri ana tema bu oldu… “Aile”. Bu Knicks döneminin bir parçası olmanın benim için ne anlama geldiğine gelince, her şey burada başlıyor.
Aslında, daha da geriye gideceğim. Chicago’da, 2010 yılında, babam Bulls’ta yardımcı antrenör olduğunda başladı. Thibs’in nasıl bir adam ve nasıl bir koç olduğunu ilk kez o zaman anladım. Bir lise öğrencisi olarak onun gerçekten kazanmak isteyen ve bunun için ne gerekiyorsa yapan bir koç olduğunu biliyordum. Ve bunların hiçbirinin kendisinden, oyunculardan, kadrodaki herkesten fedakarlık yapmadan gerçekleşmeyeceğini biliyordu. Bu bana standartları erkenden gösterdi.
İşte o zaman bu oyuna her şeyimi vermeye başladım çünkü ligin etrafında büyüdüğüm ve profesyonel basketbolcuların nasıl antrenman yaptığını gördüğüm için şanslıydım. Hiçbir zaman çok iyi bir atlet olmadım, bu yüzden aceleci bir oyuncu oldum. Her zaman boşta kalan toplar için mücadele eder, hücum eder ve bunu başarmak için ne gerekiyorsa yapardım. Çok kötü oynadığım maçlardan sonra gece geç saatlere kadar spor salonunda çalıştığımı hala hatırlıyorum. Sabah erkenden, ilk zil çalmadan önce orada tek başıma çalışırdım, ağırlık kaldırırdım ve şutum üzerinde çalışırdım. Hedeflerimi ve neyi başarmaya çalıştığımı anlayan bir arkadaş grubuna sahip olduğum için şanslıydım. Beni hiçbir zaman “Gel bizimle takıl, sonra da çalış” gibi bir yöne itmediler. “Hayır, hayır, işlerini hallettiğinden emin ol ve sonra bizi görmeye gel” diyorlardı. Beni doğru yöne ittiler. Bu da çocukken hayatımı çok daha kolaylaştırdı.
Ancak asıl fark yaratan şey, bu tür bir hazırlığın zihniyetinizi nasıl beslediğine dair o zamanlar öğrendiklerim oldu. Kendinden şüphe etmek hayatın doğal bir parçası, özellikle de genç bir oyuncu olarak. Dürüst olmak gerekirse, bunu şimdi de yaşıyorum. Yapabileceğinizi düşündüğünüz kadar sıkı çalışsanız bile, içinizde küçük bir şüphe kırıntısı olacaktır. Ama bu tamamen konsantrasyonunuzla, hazırlığınızla ve kendinizi elinizden gelen her şeyi yaptığınızı bilecek bir konuma getirdiğinizden emin olmanızla ilgili. Şüphe duygusunu bu şekilde silersiniz. Bunun bir kısmı babamdan, bir kısmı da Thibs’in Chicago’da nasıl çalıştığını görmekten geliyor. Yıllar içinde büyüdüğümü gören bir koçla oynamak harika ve eşsiz bir deneyim oldu. Bence bu ilişki söz konusu olduğunda her şeyin merkezinde bu var. İkimiz de nereden nereye geldiğimizi gördük.
New York’a geldiğimde bunu daha da iyi anladım. Babam, Thibs, Leon ve bu organizasyon için oynayabilmek çok özeldi. Bu gerçekten bir rüyanın gerçekleşmesi. Tüm söyleyebileceğim bu. Bu gerçekten günlük olarak düşündüğünüz bir şey değil, değil mi? Sahadayken aklımda değil. Ama bazen gerçekten arkama yaslanıp kendi kendime dinlenirken, büyüklüğü beni gerçekten etkiliyor…. Sadece bunu yapıyor olmak değil, bunu ailemle birlikte yapıyor olmak da çok anlamlı. Sahada on yıldan uzun süredir tanıdığınız adamlarla oynamak kolay, ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Josh ve Donte’nin yanında oynadığım kadar uzun süredir insanlarla birlikte oynadığınızda, onları tamamen farklı bir şekilde anlıyorsunuz. Nasıl oynamayı sevdiklerini biliyorum. Bu farklı bir hava. Durup bunu sık sık düşünmüyorum ama bu benim için çok şey ifade ediyor.
OG’yi takas ettikten sonra işler hemen yoluna girmeye başladı. Bu takıma geldi ve ilk andan itibaren bir güç oldu. Yapabildiği şeyler ve topun her iki tarafında da bize yardımcı olabildiği yollar muhteşemden başka bir şey değildi. Yeni bir takıma gelip, sistem hakkında hücum ya da savunma anlamında pek bir şey bilmeden oyunu anında etkileyebilen böyle çok fazla oyuncu yok. Ve o bunu hemen yaptı. Oyuna harika bir yaklaşımı olan inanılmaz bir oyuncu. Precious da tam bir kabadayı. Bizim için bir silah oldu, önemli anlarda öne çıktı ve bunu görmek gerçekten çok güzeldi.
Bu takastan sonra Ocak ayında her şey harikaydı. Sonra OG ve Julius sakatlandı. Mitchell da öyle. Ama bu ikisi sakatlandığında onlar için bir zaman çizelgemiz yoktu. Sadece her gece sahaya çıkıp elimizden geldiğince sıkı oynuyorduk. Bizim için en önemli şey ayakta kalmamız, kazanmamız ve hala başarılı olacağımız yöne doğru ilerlememizdi. Kendimizi o belirsizlik anlarında tanımladık. Bu da oyunumuzdaki önemli bir noktayı vurguluyor: Biz kim olduğumuzu biliyoruz. Bunu en zor anlarda öğrenirsiniz.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Ve pes etmeyeceğiz. Bu kültürü, sahip olduğumuzu bildiğimiz cesareti, açlığı ve kazanma arzusunu playofflara taşıyoruz. Bunu kendi yöntemimizle yapacağız. Önümüzde büyük bir fırsat var. Geçen yılla ilgili aklımda kalan tek şey, Miami’deki 6. maçta, maçın en kritik pozisyonunda topu kaptırdığım andı. Geçen sezonun tüm olumlu yanlarına rağmen böyle anları sonsuza kadar hatırlayacaksınız çünkü elinizde bir fırsat vardı ve bunu kaçırdınız. Hala zihnimde canlandırabiliyorum. Bu yüzden kilitlenirken odaklandığım tek şey detaylara dikkat etmek. Soyunma odamızdaki mesaj bu. Her küçük şeyin önemli olduğu zihniyetine sahip olmak. Çok klişe bir şey gibi göründüğünü biliyorum ama playoffta bir topa sahip olmak, zihinsel bir hata, en ufak bir hata size pahalıya mal olabilir.
Dinle dostum, Garden’da playoff mu? Gerçeküstü olacak. Başka bir seviyede olacağınızı biliyoruz. Ama yapmamız gereken en önemli şey, her seferinde bir gün yaşamaya odaklanmak. Bu, en tepeden en aşağıya, koçlardan oyunculara, herkese kadar hepimizin birbirimize iletmeye çalıştığı bir mesaj. Tüm ekibimizin zihniyetinin bu olduğundan emin olmak istiyoruz. Yolumuzdan sapamayız. Hepimiz aynı takımda olmalıyız, birlikte ilerlemeye devam etmek için hepimiz aynı zihniyete sahip olmalıyız.
Taraftarlara: Bizim için bir fark yaratıyorsunuz. Bunu açıkça belirtmek istiyorum. Siz olmadan Knicks, Knicks değildir. Koşulsuz sevginiz ve desteğiniz olağanüstü. New York için oynamak ve bu organizasyonun, şehrin ve taraftar kitlesinin önünde oynamak bir onur. Bunu asla hafife almıyorum.
Cumartesi günü görüşmek üzere.
-Jalen
Yazan: Jalen Brunson
Kaynak: The Players’ Tribune
Çeviren: Uğurcan Kanca
Editör: Doğa Üründül