CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan 10 Ekim Barış Derneği’nin dayanışma yemeğine katıldı. Özel, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki saldırılara dikkat çekti ve “Bilenmiş halin sona doğru köreldiğinde adaleti katledecek cesareti bulabiliyorlar” diyerek karar duruşmasına çağrı yaptı. Özel, “Gün gelecek bu katiller ve katilleri koruyanlar, canımızı yakanlar ve yaktıranlar teker teker hesap verecek. O günü yaşayacağımıza and olsun, and olsun, and olsun” diye konuştu.
10 Ekim Katliamı davasının karar duruşması öncesinde 10 Ekim Barış Derneği’nin düzenlediği dayanışma yemeğine CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan katıldı. Pek çok siyasi parti, sivil toplum örgütü, sendika temsilcisinin katıldığı yemekte konuşmaların ardından müzik ve şiir dinletisinin yanı sıra adalet temalı canlı heykel performansı sergilendi.
10 Ekim’de öldürülen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencisi Güney Doğan’ın annesi Derman Doğan “İlk göz ağrımdı” diyerek oğlunu Özgür Özel’e anlattı. Doğan, İstanbul Çekmeköy’de yaşadıklarını söyleyerek Çekmeköy’de veya İTÜ kampüsünün bulunduğu Sarıyer’de bir parka oğlunun isminin verilmesini istedi. Özel, Derman Doğan’ın isteğinin yerine getirileceğine söz verdi.
Özel: “Orada birileri bir sürecin en son ve en kanlı halkalarından bir tanesini tamamlıyordu”
Özgür Özel, 10 Ekim 2015’te DİSK, KESK, TTB ve TMMOB’un çağrısıyla düzenlenen mitingde IŞİD’in canlı bombalarıyla katledilen 104 kişiyi anarak, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasındaki süreci anlattı:
“Orada birileri bir sürecin en son ve en kanlı halkalarından bir tanesini tamamlıyordu. 7 Haziran seçimlerine iki gün kala Diyarbakır’da patlayan ve 4 kişinin hayatını kaybetmesiyle başlayan süreç, 20 Temmuz’da Suruç’ta oraya oyuncak götüren, oraya sevgi götüren 33 gencimizin hayatını kaybetmesi ile ivmelenmiş, yaz boyunca sürekli birtakım karanlık eylemlerle Türkiye kana bulanmış, ülkeyi yönetenler failleri tarif ederken kokteyl terör örgütleri diyerek kendileri dışındaki herkesin o süreçte olduğunu tarif etmiş ama bir yandan anketlerle sonuçlarını ölçmüşlerdi.”
“Bilenmiş halin sona doğru köreldiğinde adaleti katledecek cesareti bulabiliyorlar”
Türkiye’nin dört bir yanında barış isteyen yurttaşların Ankara’da buluştuğunu söyleyen Özel, istihbarat bilgilerine rağmen canlı bombaların hiçbir engele takılmadan miting alanına ulaştığını hatırlattı. Salondaki dayanışmayı metheden Özel, “Biz birbirimize göbeğimizden bağlıyız ve acılarımızla bağlıyız. Birbirlerine değerleri, anıları, yaşanmışlıkları, acıları üzerinden bağlı olanların gücünü, birbirlerine suçları üzerinden bağlı olanlar asla aşamazlar” diye konuştu.
Özel, karar duruşmasına giderken birlik çağrısı yaptı:
“O günü hatırlatmak istemem ama unutmak da istemem. Bazı acıları hatırlatmamak unutmaya mal oluyorsa hatırlatmak lazım. Soma duruşmasının ilk günü 10 bin kişiydik. Her aileden bir kişi alınarak salona sığabildik. ‘Unutursak yüreğimiz kurusun’du, son günü salonda 135 kişiydik. Öyle olunca cesaret geliyor birilerine. Sen faciayı gördüğünde bilendiğinde değil, o bilenmiş halin sona doğru geldiğinde köreldiğinde onlar adaleti katledecek cesareti bulabiliyorlar. O yüzden unutmamak ve yaşananları hatırlamak, o günkü kararlılığı, o günkü duyguyu taşımaya devam etmek gerekiyor. Yarın da öyle günlerden bir tanesi.”
“Canımızı yakanlar ve yaktıranlar teker teker hesap verecekler”
Özel, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in bugün Ankara İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptığına, dönemin Adalet Bakanı Kenan İpek’in gülerek yaptığı açıklamalara ve daha sonra Yargıtay üyeliğine seçildiğine dikkat çekti.
10 Ekim davasının karar duruşmasını CHP heyetinin takip edeceğini belirten Özel, şöyle konuştu:
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Tahir Elçi davasındaki, Soma davasındaki gibi cezasızlığı özendiren bir yere yeltenirlerse tam karşılarında duracağız. Çok sayıda siyasi davadaki gibi taraflarını yine suçludan yana kurarlarsa, tarihin önünde onların gözlerinin içine bakmak üzere orada olacağız. Ama herkes şundan emin olsun ki, gün gelecek bu katiller ve bu katilleri koruyanlar, canımızı yakanlar ve yaktıranlar teker teker hesap verecekler. O günü yaşayacağımıza and olsun, and olsun, and olsun.”
Bakırhan: “Toplumsal barışı sağlayana kadar barış bayrağını taşıyacağız”
Tuncer Bakırhan, karar duruşmasına çağrı yaparak şunları söyledi:
“10 Ekim davası çok kanlı ve karanlık bir katliam olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihine geçmiş bulunmaktadır. Onların barış sesini yükseltmek istedikleri o alanı kana bulayanları kınıyor, toplumsal barışı sağlayıncaya kadar barış bayrağını elimizde taşıyacağımızı belirtmek istiyorum. Bu cinayet de Çorum, Sivas, Maraş, Kaymazlar davası, Şenyaşar davası, Soma davası, Kobani davası gibi, 5 Haziran Amed patlaması gibi yine karanlık ellerin organize ettiği bir katliamdır.”
“Veysel’i 9 yaşında bırakanlar bilsinler ki mücadelemiz elbet karşılığını bulacak”
10 Ekim Barış Derneği Eş Sözcüsü İshak Kocabıyık, açılış konuşmasından şu sözlere yer verdi:
“Mahkeme bizim avukatlarımızın, onlarca duruşmada yüzlerce kez söylediğimiz gerekçeleri bir tarafa bıraktı ve bugün akşam eminim ‘Ne etsek de bu iddianameyi reddetsek’ diye hesap yapıyorlar. Biz canımızın bir daha yanmasını istemiyoruz, biz kardeşlerimizin mezarını ziyaret etmek değil, düğününe gitmek istiyoruz. Veysel’i 9 yaşında bırakanlar bilsinler ki bizim bu mücadelemiz elbet karşılığını bulacak.”
10 Ekim Barış Derneği Eş Sözcüsü Mehtap Sakinci katliamın göz göre göre geldiğinin ortaya çıktığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Bizi bir araya getiren bu büyük acının üzerinden 104 ay geçti. Biz 104 aydır yalnızlığımızı, bazen de çaresizliğimizi dile getirirken en çok şunu vurgulamak istiyorduk: Bu ülkedeki adalet talebimizin karşılık bulabilmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için olması gereken şey var gücümüzle ve dayanışmayla bu mücadeleye ses olabilmekti. 104 ay önce ‘Sözün bittiği yer’ diyorduk, üzerine kaç cümle kurabildik bilmiyorum ama sözün bittiği yerde hepiniz bize bir kelime oldunuz.”