Sinan Ateş davasının üçüncü gün oturumu sona erdi

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin açılan davanın ilk duruşmasının ikinci oturumu 2 Temmuz’da yapıldı. Tüm hafta devam edecek davanın üçüncü oturumu saat 09:00’da başladı. Bugünkü oturumda sanıkların avukatları mahkemeye savunma verdi. Duruşmanın dördüncü oturumu 4 Temmuz saat 09.00’da başlayacak.

Davanın ilk duruşmasının üçüncü gün oturumunu Medyascope muhabiri Mahir Bağış takip ediyor. Ben Medyascope editörü Cenk Narin, bugünkü gelişmeleri gün boyu size aktaracağım.


17.08 – Sinan Ateş davasının üçüncü gün oturumu sona erdi. Duruşmanın dördüncü oturumu 4 Temmuz saat 09.00’da başlayacak.


16.54 – Tutuklu Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel’in avukatı İsmail Küçük, geçtiğimiz yıllarda yürütülen bazı davaların savcılarının yargılandığını hatırlatarak, “O soruşturmaları yürüten savcılar şu an nerede? Terör örgütü üyeliği ile yargılanmaktalar” dedi.

Küçük şöyle devam etti:

“Biz sadece 27 ay önce ve olay tarihinden 8 ay önce sadece plaka bilgisi paylaşıyoruz. Sinan Ateş’in avukatının araba bilgilerini paylaş demiyoruz. İddianameye nasıl yansıyor? Sinan Ateş’in avukatının aracının plakası paylaşıldı, hayır. Dün müvekkilim iddianamede bir magazinel bir durum var. Kendisine tahsis edilmiş bir araçla İstanbul’a gittiğine yönelik, dün ifade verdi, aracın kimin olduğu, nereye ait olduğu, kimin kullandığı açık. Araca ilişkin iddianameyi baştan sona okursak tek bir iddia yok. İfadesinin verildiği anda bir haber yayımlandı. ‘Emre Yüksel, araca itiraf etti’, vicdan biraz. Ne itirafı. Amaç nedir? Konum iddiası var. Bizden kimseye giden bir konum yok. Yok karşısında nasıl savunma yapabilirim. İstanbul’a gidiyorlar.”

Avukat Küçük, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in dün akşam sosyal medya hesabında paylaştığı mesajı anımsatarak, “Sosyal medyada deniyor ki; ‘PTS’ler mevcut, hesaplaşacağız, tiyatroyu başınıza devşireceğiz’ mesajları meslek ve insan etiğine aykırı’ paylaşımlardır” dedi.

Salondaki gazetecileri de hedef alan avukat Küçük, “Öyle bir haber ki cinayet işlediği iddia edilen Özyağcı’yı İstanbul’a götüren…’ Nerede ispatlandı? Nerede ispatlandı” diye sordu.


16.52 – “Dünden bu yana telefon şifresi durumunun sosyal medyada çarşaf çarşaf tartışılan Serdar Öktem’in telefonunu vermeme nedenini zaten hastalığı gerekçesiyle açıkladı” diyen Bilgin şöyle devam etti:

“Olmayan delillerle insanlar provoke edilerek bir sonuca ulaşılmaya çalışılıyor. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz hukuk gereği, adli gereği müvekkilimizin hiçbir adli kontrol şartı uygulanmadan tahliyesini talep ediyoruz.”


16:30 – Tutuklu MHP’li avukat Serdar Öktem’in avukatı Oğuzhan Bilgin, “Siyasi figürlerin ve oluşturulan baskılara rağmen huzurdaki sanıkların tamamı samimi beyanda bulunmuştur. Bunun da mahkemenizce önemi olduğunu düşünüyorum” diyerek savunmasına başladı.

Bilgin iddianamede yer alan Serdar Öktem’in sevk ve idaresindeki 06 DB 7018 plaka sayılı araç ve 34 NR 6144 plaka sayılı araç hakkındaki iddialara dair, “06 DB 7018 plakalı aracın iddianame düzenlenmeden bile Serdar Öktem’in kontrolünde olmadığı bilinmektedir. Bu yüzden iddianame olarak önümüze getirilen evrak yok hükmündedir. 34 NR 6144 plakalı araçta ise şoför koltuğunda değil yan taraftadır ve hakkındaki iddiaları öğrenmek için emniyete gittiği araçtır. Bunca insan tutuklu vasiyette ne hikmetse 18 aydır savcılık makamı sanık Serdar Öktem’in PTS kayıtlarını temin etmiyor. Çünkü bu kayıtlar geldiğinde suçsuz olduğu ortaya çıkacaktır. Bilirkişi raporunda müvekkil Serdar Öktem’in tamamen İstanbul’da olduğu ve hiçbir sanıkla ortak baz vermediği sabit hale gelmişti” savunmasını yaptı.


15.00 – Duruşmaya 15.20’ye kadar ara verildi.


15.00 – MİT’çi olduğu iddia edilen Çağlar Zorlu’nun avukat Sümeyra İlpeşin:

“Müvekkil sanığın huzurda bulunabilmesine yol açacak tek fiilin Demirbaş’a verdiği uydurma adreslerdir. Kendisine yöneltilen bir adres talebi var, bu talebe yönelik uydurma sadece iki adres ile cevap veriliyor. Birisi İstanbul-Ataşehir, diğeri Ahi Evran Kırşehir adresleri… Bütün savunmalarımızda bu adreslerin doğru olmadığını defalarca söyledik. Bu uydurma adreslerine ilişkin müvekkilimin bir sorgulama aracı bulunmamaktadır. Maktulün adresinin benim müvekkilim tarafından verildiği gibi bir izlenim yaratılmaktadır hem iddianamede böyle geçmektedir hem de medya mensupları aracılığıyla yaygınlaştırılmıştır. 2015 öncesi çalışmış olduğu bu uydurma adreslerin MİT’ten alındığı iddia ediliyorsa, lütfen MİT’e yazalım, soralım. BTK’den gelen Sinan Ateş’e ait konum bilgilerinde görülüyor ki müvekkilimin İstanbul verdiği konumunda maktul Ankara konumunda, yine Kırşehir verdiği adres tarihinde Ankara’da bulunmaktadır. Sanki bu adreslerde başına bir şey gelmiş gibi davranılıyor. Suç istinadında nedensellik bağı nasıl kurulmuştur bu iddianamede. Nasıl bir yardım kastı vardır.”


14.53 – Uzunlar’ın diğer avukatı Rabia Karaca, Uzunlar ile “Enes” ismindeki bir akrabasına arasında geçen “icraata gittiler” diyaloguna ilişkin, “Bu kelime mecaz olarak kullanılmaktadır. Yoruma açık bir kelimedir” dedi.


14.26 – Cinayetin tetikçisi olarak suçlanan Özyağcı’yı Ankara’ya getiren özel harekat polislerinin kullandığı aracın sahibi Mustafa Uzunlar’ın avukatı Bekir Can Çebi, “Müvekkilim sanık Doğukan tarafından kandırıldığını açıkça beyan etmiştir. Tutuklama ile ilgili itirazlarımız bulunmaktadır. Hiç kimse başkasının eyleminden dolayı sorumlu tutulamaz. Müvekkilimin doğrudan veya kasten bu olayı dahil olduğu somut hiçbir bilgi, delil yoktur. Tahliyesini talep ediyoruz” dedi.


14.15 – MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Ufuk Köktürk’ün avukatı İlker Kocaoğlu:

“Bir siyasi partinin yöneticisi olduğu ve bazı yerlerde çekildiği fotoğraflarla itham ediliyor. İddianamede atıf yapılan taslayarak kasten öldürme suçu ancak ve ancak kasten işlenebilir. Müvekkilimin nasıl yardım ettiği iddianamede anlatılmamıştır. Dosyadaki sanıklardan birkaçını tanıması olaydan birkaç gün sonra bazı sanıklarla görüştüğü itham edilmiştir. O gün Köktürk beni de aradı. Arsa işleri konuştuk. Serdar (Öktem) Bey’i de o neden aradığını söyledi. Bir dahli olsa en azından arama kayıtlarını ve mesajlarını siler, evindeki ruhsatlı silahını saklar. Bir siyasi partinin yöneticisi olduğu olarak belirtilen haberlerle tutuklanması gerçekleşmiştir. Tahliye edilmesini talep ediyoruz.”


14.08 – Tetikçi olduğu iddia edilen Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan Ankara’ya getiren özel harekat polislerinden Murat Can Çolak’ın avukatı Rıza Çengel, “Kim olduğunu dahi bilmediği bir şahsın kasten öldürmeye yardım ettiği söz konusu değildir. Verilen tutuklama kararı ölçülülük ilkesine aykırıdır. Tahliye talep ediyoruz” dedi.


14.06 – Ayşe Ateş ve eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuştu. Ateş, “Büyük bir kumpas tiyatrosu dönüyor. Bu siyasi cinayeti adi bir cinayet davasına dönüştürmeye çalışıyorlar” dedi.

https://twitter.com/medyascope/status/1808456613004537975

Kılıçdaroğlu da “Olay siyasi bir olaydır, cinayet siyasi bir cinayettir. Sinan Ateş siyasi gerekçelerle öldürüldü” diye konuştu.

https://twitter.com/medyascope/status/1808457322009706714

13.54 – Davayı takip eden Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş’in tansiyon düşüklüğü nedeniyle cezaevi içindeki hastaneye kaldırılacağı belirtildi.


12.51 – Duruşmaya 13.45’e kadar ara verildi


12.49 – Tetikçi olduğu iddia edilen Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan Ankara’ya getiren özel harekat polislerinden Aşkın Mert Gelenbey avukatı Ali Kemal Gökalp, savunmasını yaptı.

Gelenbey hakkında basında çıkan haberlere değinen Gökalp, “Biz burada bir savunma yaptık ama bir dışarıda sosyal medyada yapılan birtakım haberlerle müvekkilimin ne torbacılığı bırakıldı, ne tetikçilere silah eğitimi vermişliği. Sanki daha önce sanık olmuş gibi haberler yapıldı” dedi.

Gökalp, şöyle devam etti:

“Olaydan sonra müvekkilimin evine polisler geliyor. Ankara’ya gidip gitmediği soruluyor, evine dalınıyor, birtakım bulgular evinden alınıyor. Bu arama usulsüz ve hukuka aykırıdır izin yoktur. Bu neticede sorulan sorular neticesinde öğrenilen bilgiler de hukuka aykırıdır. İfadesi alınmak üzere Ankara Cinayet Büro Amirliği’ne götürülüyor, orada ezilmek suretiyle günlerce işkenceye maruz kalmıştır. Müvekkilimin Ankara’ya gitme amacı hem abisiyle görüşmek hem kafa dağıtmak hem de kaçamak yapmaktır.
Eray binseydi bir otobüse, o otobüste bir çevirmeye girseydi ve bu çevirmeden geçseydi, otobüsün şoförü, sahibi, yolcular tutuklanacak mıydı ve sanık olarak dosyada bulunacaklar mıydı biz bunu merak ediyoruz.”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Özel harekat polislerinin yolda çevirmeye girdikleri iddialarının “yalan” olduğunu belirten Gökalp, “Burada öyle bir şey olmuyor. Müvekkilim çevirmeye yaklaşıyor, camı açıyor oradaki polis memuru ‘Devam edin gençler’ diyor” dedi. Eray’ın aranan şahıslardan alınanlardan olmasının müvekkilimin bilebilme gibi bir durum yok. Müvekkilim Eray’ın üzerinde silah görmediğini beyan ediyor. Tahliye talep ediyorum” dedi.


12:21 – Eski Ülkü Ocakları yöneticilerinden Tolgahan Demirbaş’ın avukatı Murat Ofli, iddianamenin hatalı olduğunu belirterek, “Eray’ın bindiği aracın müvekkilin aracı olmadığı sabitken aracın plakası rengi şoförü sabitken, sanki müvekkilimin aracına binmiş gibi PTS kayıtlarından böyle bir değerlendirme yapılmıştır. Olay yerini gösteren PTS kaydı ile Kadoil benzinlik arasındaki mesafede bir tane PTS kaydı vardır ve o PTS kaydına takılmadan yan yollardan, Ankara-Konya istikametinde seyredebilmektedir” diye konuştu.

Dosyada gösterilen araç görüntülerinin Demirbaş’a ait olmadığını iddia eden Ofli, “BTK raporunda Vedat’ın (Balkaya) motosikletle binip Eray’ın (Özyağcı) aracına bindiği sırada müvekkil bahçededir. Müvekkilimin o saatte bahçede olduğunu hem PTS kayıtları hem bahçede yatılı olarak kalan çobanın beyanı hem de bahçede çalışan Afganların beyanlarından anlaşılmaktadır” dedi.

“Bilirkişi raporunu kabul etmemiz mümkün değildir” diyen Ofli şunları söyledi:

“Hakim yerine geçerek kanaat bildirmiş ve usul ve yasaya aykırı şekilde rapor hazırlanmıştır. Olayın faili Ankara’ya nasıl geldiyse Ankara’dan ayrılışını da aynı şekilde planlayabilecek kapasitede olduğu bellidir. Müvekkilimin ona yardım etmesi söz konusu değildir. Bahçedeki çobanın, çorbacının, Afganların dinlenmesini istiyoruz. PTS kayıtlarının detaylı şekilde dosyaya katılmasını istiyoruz. 18 aydır tutuklu bulunan müvekkilimin de tahliye edilmesini bekliyoruz.”


11.50 – Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, duruşmayı takip etmek salona geldi. Kılıçdaroğlu, Ayşe Ateş ile yan yana oturarak duruşmayı izliyor.


11.39 – Azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanan Doğukan Çep’in avukatı Emine Tosun, “Bu dava ülke gündemine mal olmuş bir dava. Uzun uzun müvekkilime şöyle yapıldı, darp edildi demeyeceğim” diyerek savunmasına başladı. Çep’in darp edildiği fotoğrafı gösteren Tosun, “Soruşturmanın insan haklarına aykırı bir şekilde yürütüldüğü açıktır” dedi.

Tosun, sözlerine şöyle devam etti:

“Özyağcı’nın eyleminin bizler açısından irdelenmesi elzemdir. Özyağcı ilk önce Ateş’i görüyor belinden altına ateş ediyor. Sinan Ateş bir çatışma ortasında kalıyor. Sinan Ateş’in vücudundan çıkan bütün mermilerin olduğuna dair bir bulgu yok. Dosyada bir belirsizlik var. Kamera kayıtlarını inceliyoruz. Acaba Ateş’in vücudundan Keçik ve Bozkurt’un mermileri mi çıktı da bunlar örtbas ediliyor. Sinan Ateş’in otopsi raporunda, yüzü Sinan Ateş’e dönük tek kişi Özyağcı değildir, Selman Bozkurt’ta öyledir. Olay yerinde iki farklı silah kullanılmıştır. Adaletin sosyal medyada, partilerde değil, burada sağlanacağını düşünüyoruz. Silahlar teslim edildiğinde ofiste (Ateş’in ofisi) kimler vardır, kimler girdi kimler çıktı? Eray Özyağcı’nın eylemi üzerinden ne oluyor da başka eylemler gerçekleştiriliyor, Keçik, Bozkurt ve Sinan Ateş hakkında emniyet, jandarma, MİT tarafından geçmiş tarihlerde bir rapor oluşturulmuş mudur? Keçik şüpheli olarak alınmış ama dosyadan çıkarılmış. Otopsi nasıl yapılmıştır? Netice sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama olmalıdır. Siz cinayet işleyecek olsanız böyle merkezi bir mekan mı seçersiniz. Amaç yaralamaya yönelik dedik. Kurt’un ‘Hani yaralama olacaktı’ sözlerine karşılık Çep, ‘Maalesef abi böyle olmasını istemezdim’ cevabını veriyor. Ateş’in daha önce ortaya çıkana mesajlarında ‘Daha yeni birinin kafasının gözünü kırdırdım yetmez mi’, ‘Evine gittiler pizzacı ayağına’ gibi yazışmaları olduğu görülmüş ve Sinan Ateş’in hukuksuz bir takım işler yaptığını anlıyoruz. Evet müvekkilim azmettiricidir ama eylem kesinlikle öldürmeye yönelik değildi. Alacağı ceza netice sebebiyle ağırlaştırılmış yaralamadır.”


11.36 – DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Sincan’da konuştu. Babacan, “Umarım ki Sinan Ateş vakası, MHP’nin özeleştiri yapması için faydalı olur” dedi.

https://twitter.com/medyascope/status/1808419521880838387

11.33 – Ateş cinayeti öncesi “keşifçilik” yaptığı suçlamasıyla yargılanan Suat Kurt’un avukatı Demet Saatçioğlu, dosyada insan hakkı ihlallerinin yer aldığını ve yargılama sürecinde manipülatif eylemlerin yaşandığını kaydederek sözlerine başladı. Saatçioğlu, Sinan Ateş’e Allah’tan rahmet, Ateş ailesine başsağlığı diledi. Kurt’un tecrit altında olduğunu ve günde sadece iki saat havalandırmaya çıkabildiğini anlatan Saatçioğlu, “Dosyada Sinan Ateş ile eylemleriyle alakalı kısım sadece 4 sayfada anlatılmış ve Selman Bozkurt ile ilgili sadece yarım sayfa anlatılmıştır. 22 kişinin tutuklandığı bir dosyada eylem sadece 5 sayfa dahi iddianamede yer almamaktadır” dedi. Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik’in ifadesinin alınmasını talep eden Saatçioğlu, “Kesin ölüm sebebi net bir şekilde yazılmamıştır. Buna ilişkin ayrıntılı bir rapor alınmasını istiyoruz ve keşif yapılmasını talep ediyoruz” dedi.

Kurt’un bir diğer avukatı Fuat Saatçioğlu, sanıkların emniyet ve savcılık beyanları ile mahkemedeki beyanlarının çelişkili olduğunu ancak Kurt’un bütün beyanlarının aynı olduğu ifade ederek, “Bu müvekkilimin samimi olduğunu göstermektedir” dedi.

Kurt’un bu olaydan kullanıldığını kaydeden Saatçioğlu, “Özyağcı ve Kurt hiçbir şekilde iletişim kurmamıştır. Sadece Çep ile görüşmektedir. Olayın tasarlandığını bilmemektedir. Müvekkilim olay anından sadece Ateş’in camiden çıkıp ofise geçtiğini söylüyor. Müvekkilim olay yerinden ayrılıyor. Biz asli fail olarak burada yargılanıyoruz. Olayı düşündüğümüzde ancak yardım etmekten suçlanabiliriz. Ki benim müvekkilimin bueylemden haberi olmadığını tekrar vurgulamak istiyorum. Müvekkilim arkadaş kurbanı olmuştur. İşlediği suç ancak ağır yaralamadır. Biz bu olayın asli faili olamayız” diye konuştu.


10.32 – Tetikçi olduğu iddia edilen Özyağcı’yı motosikletle olay yerine getiren ve kaçıran Vedat Balkaya’nın avukatı Cemali Kılıç:

“Kendisine sadece yaralama suçu sunulmaktır. Müvekkilim ağırlaştırılmış yaralamadan sorumlu tutulmalıdır. Ne olay öncesi, olay anı ve olay sonrası olay yerinde bulunmamıştır. 200 metre uzaklıktadır. Eylem planına dair en ufak bir bilgi verilmiyor. Özyağcı, ‘Eğer bir silah sesi duyarsan sakın korkma’ demektedir, beraber tasarlamış olsalardı bunun söylenmesi mantıksızdır. Vedat Balkaya, fiil üzerinde bir hakimiyet sağlamamaktadır sadece yardım etmektedir. Balkaya’nın tutuksuz yargılanmasını ve davaya bu şekilde devam edilmesini talep ederim”


10.19 – Ek savunma verilmesini talep eden Aktürk, şunları söyledi:

“Silahlı bir olay yaşandı. Apar topar oradan silahlar alınıyor ve kaçırılıyor. Neden kaçırılıyor? Bu hiç irdelenmemiş. İfadesi alındı mı bu şahısların? (Bozkurt ve Keçik) İddianamede önce şüpheli ve mağdur olarak alınırken sonra savcılıkta ifadesi alınmamıştır. Olay esnasında üç kişi var. Bu üç kişinin ifadesi tamamı ve doğru bir şekilde alınmamıştır. Müvekkilim ‘Ben oraya giderken tamamen yaralamaya gitti, tek amacım oydu ve bunu gerçekleştirdikten sonra kaçtım’ diyor. Biz bu yüzden yapılan yargılamanın hatalı olduğunu ve suç vasfının silahla kasten yaralamaya dönük olarak değiştirilerek yargılanmanın devam etmesini istiyoruz.”


10.00 – Özyağcı’nın ifadesini hatırlatan avukat Aktürk, Özyağcı’nın ateş ettiği sırada maktulün geriye doğru düşmesi gerektiğini ancak ileri doğru düştüğünü anlattı. Otopsi raporunda çelişkiler olduğunu ileri süren Aktürk şöyle devam etti:

“Bir olay yerine gidiyorsunuz bu olay yerinden sizin ilk amacınız neyse onu uygularsınız. İlk amaç burada yaralama olduğu için ayaklarından vurup yaralayıp kaçmıştır. Kafasına isabet eden mermi çeneden çıkmıştır. Bütün mermiler öldürücü mahiyettedir. Otopsi raporu bir delil de sunmaktadır. Kafasına isabet eden mermi. Kamera görüntülerinden gidiyoruz. Olayı çok güzel açıklamaktadır. Otopsi ile olay yeri incelendiğinde müvekkil (Özyağcı) üç kez Ateş’in bacaklarına ateş etmiş, Selman Bozkurt maktule doğru ateş etmektedir bu çok nettir. Olay yerinin 50 metre uzağına kaçmıştır müvekkil. Kendini müdafaa etmek için karşı tarafa ateş etmiştir. Maktulün yanından bulunduğu Ahmet Keçik ve Selman Bozkurt’un ‘Reisi vurduk’ açıklaması çok önemli. Maktulü öldüren merminin başkası tarafından ateşlendiği açıkça görülecektir.”


09:59 – Tetikçi olduğu iddia edilen Eray Özyağcı’nın avukatı Zeynettin Aktürk savunmaya başlamadan önce dosyada usulsüzlük yapıldığını iddia etti.

Avukat Aktürk, tutuklu sanık Ankara Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ı işaret ederek Ateş’in yanındaki tanıkların (Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik) neden dinlenmediğini sordu. Kamera görüntülerinden bahseden Aktürk, “Bir metre mesafe dahi yoktur. Öldürme saikiyle hareket etseydi kafasına ateş ederdi” dedi.


09.44 – Mahkeme başkanı duruşma salonundaki siyasilerin duruşmaya yönelik herhangi bir itirazı olması durumunda “yargılamaya siyasi müdahale” olarak görüleceğini ve siyasilerin dışarı çıkarılacaklarını belirtti.


09.23 – Sanıklar, dün Ayşe Ateş ve avukatlarının bulunduğu bölümdekilerle sözlü sataşmaya girdiği için bugün duruşma salonunda jandarma tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.


09.22 – Azmettirici olduğu iddiasıyla suçlanan Doğukan Çep, yoklama sırasında eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “bur-da-yım” sözlerini taklit etti.